Aldatanları dinleyin, hep haklılar. Aldatılanları dinleyin, hep mutsuzlar. Haklıyla mutsuzun evliliğinden mutlaka daha büyük arazlar doğar. Aslında haksızlar ve haksızla mutsuzun evliliği de yara almaya pek müsaittir. İki mutlunun evliliği, bizim aradığımız, istediğimiz.
DEFALARCA ALDATILDIM ‘EVDEKİ ASLAN SOKAKTAKİ KEDİYİ KISKANMAZ’ DİYOR
SORU: Hocam, 11 yıllık evliyim ve defalarca aldatıldım. Ancak hepsi tek gecelik ilişkiler ve eşim hiçbir zaman inkar etmedi. Bana olan ilgisinde, sevgisinde de hiçbir olumsuz değişim görmedim. “Evdeki aslan, sokaktaki kediyi kıskanmaz. Kendini düşürme” diyor. Ben de aldırış etmemeye çalışıyorum ama beceremiyorum sanırım. Onu bu huyundan nasıl vazgeçiririm bilmiyorum. Bana bir yol gösterir misiniz?
CEVAP: Kırdıkları fındıklar yetmiyor, bir de mağdura motivasyon konuşması hazırlıyorlar. Evde aslan varken kediye gidene söylemek lazım aslında, kendini düşürmesin. Canlarım, benim bu tür konularda durduğum yer belli. Salona çorap atmak, çekirdek kabuğunu etrafa saçmak ya da kalabalıkta çok konuşmaktan bahsetmiyoruz. Burada direkt olarak size duyduğu saygıyla ilgili bir sorun var. Özlü sözlerle bastırılamaması gereken bir hata bu. Siz aldatıp, “Evdeki koç, sokaktaki kuzuyu kıskanmaz” deseydiniz bunu bir kişisel gelişim mottosu olarak alıp anlayışla mı karşılardı sizce? Evlilik, çift taraflı sadakat ister. Tek gece ya da çok gece, nazarımda fark etmiyor. Hatta başkasına aşık olup gelip söylese ve yoluna gitse anlarım. Ancak evdeki kadını, başka birinin yatağından çıkıp geldiğinde güler yüzle karşılamaya mahkum etmeyi bağışlayın ama anlayamıyorum, kabul de edemiyorum. Siz ederseniz bu sizin bireysel kararınızdır, kimsenin söz hakkı yoktur. Ancak yıpranmadığınızı söylerseniz inanmam. E siz bu dünyaya başkası keyif yaparken yıpranmaya mı geldiniz? Kaç hayatınız daha olacak ki sizin? Bu bir bağımlılıksa birlikte terapiye gidin.
EŞİM ÇOK SIKICI, ALDATMAM NORMAL DEĞİL Mİ?
SORU
Rahminizden olmak istemiyorsunuz ama sağlığınızdan da olmak istemiyorsunuz. E mümkün. Ancak aynı biçimde rahmin alınmasına karar verilmesi de mümkün. Her durumda en önemlisi sağlığınızı ve yaşamınızı korumak, sakın unutmayın.
DOKTOR ALINMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ AMA DAHA 31 YAŞINDAYIM VE ÇOCUĞUM YOK
SORU: Hocam, adet dönemlerimde aşırı ağrı ve kanama şikayetiyle doktora başvurdum ve submuköz myom teşhisi koyuldu. Doktorum rahmimin alınması gerektiğini söyledi. Bu myomun özelliği nedir? Çünkü kız kardeşimde de myom vardı ve 3 çocuk annesi. Rahmi falan alınmadı. Daha 31 yaşındayım ve çocuğum yok. Rahmimin alınması gerçekten şart mı?
CEVAP: Submuköz myom dediğimiz myomlar, rahmin iç tabakasına yerleşen myomlardır ve rahme yapışma olasılıkları bulunur. Dolayısıyla rahmin yapısını bozabilirler. En çok kanama yapan myom türü de bunlardır. Açıkçası esktrem bir durum olmadıkça ve rahmin yapısını bozup işlevini sabote etmedikçe alınması yerine temizlenmesi yeterlidir. Ancak muayene eden doktorunuz, doğumu imkansız hale getiren bir deformasyon saptamış ve sağlığınızı gözetmek adına rahminizi tamamen alarak temizlemek istemiş olabilir. Muayene etmeden aksini söylemem imkansız. Ancak her zaman önerdiğim gibi ikinci bir hekim görüşüyle içinizi rahatlatmanızı önerebilirim.
ÜÇ KEZ AMELİYAT OLDUM, VÜCUT SÜREKLİ MYOM ÜRETİR Mİ YOKSA DOKTOR HATASI MI?
SORU
Korkunun cinsel hastalığa faydası yok ama tedbirin var. Sonra içiniz içinizi yiyeceğine her türlü önlemi alın derim.
ÇARŞAFTAN HASTALIK BULAŞIR MI?
SORU: Hocam, ben iş için gittiğim yerde otel rezervasyonumda sorun çıktığı için kötü bir yerde konaklamak zorunda kaldım, başka seçeneğim yoktu. Ve gece de biriyle birlikte oldum. Özellikte yatak hijyeninden hiç emin değilim. Keza müşteri kitlesinden de hoşlanmadım. Dün döndüm ama orada geçirmek zorunda kaldığım 3 gece aklımdan çıkmıyor. Cinsel hastalıkların otel çarşaflarından, yataktan bulaşma riski var mı acaba? Klozetleri saymıyorum bile.
CEVAP: Üzülerek söylüyorum ki çok çeşitli olan cinsel enfeksiyonların bir kısmı eşyadan ya da tuvaletten bulaşabilir. HPV’nin (insan papilloma virüsü) temel bulaş yolu tensel temasladır. Ancak nadiren de olsa tuvalet ya da vücut sıvısı kalıntısı yoluyla bulaş olabilmekte. Bence daha önemlisi, birlikte olduğunuz kişinin bir hastalığı olmadığından emin olmanız ve daha da önemlisi prezervatif yoluyla korunmuş olmanız. Yakın zamanda aklınızdaki soru işaretlerini silmek adına muayene olmanızı ve test yaptırmanızı önerebilirim.
BİRLİKTELİĞİM OLMADI AMA HPV POZİTİF ÇIKTIM
SORU
Sormak, sizi yanıta yaklaştırır. Bu yüzden çekinmeyin; bilmediğinizi söylemekten, duysanız ya da önerilse de emin olmak istediğinizi ifade etmekten asla korkmayın. Hem bilgilerin üzerinden çift dikiş gitmenin ne zararı olabilir? Fazlaca kuşkuya ve evhama çevirmedikçe tabii.
ÇOK KANAMAM OLUYOR, AİLE HEKİMİ HORMONLU SPİRAL ÖNERDİ
SORU: Hocam, benim genç kızlığımdan beri çok fazla kanamam oluyor. Aile hekimimize söylediğimde hormonlu spiral taktırmamı önerdi. Ama neticede kadın doğum hekimi değil. Ben size danışmak istedim. 43 yaşındayım, 3 çocuk annesiyim ve daha önce spiral kullanmadım. Tehlikesi var mı acaba?
CEVAP: Mirena yani hormonlu spiral, rahim içine yerleştirildiğinde üzerindeki levonorgestrel hormonunu yavaşça salgılar. Adı bu yüzden hormonlu spiraldir. 5 yıl süreyle kullanabilirsiniz. Zaten taktırmak istediğinizde muayene olacaksınız. Takılmasına engel bir durum varsa doktorunuz saptar zaten ancak genelde uygunluk bulunur. Fakat; auralı migreni, rahim ağzı kanseri, karaciğer hastalıkları, yüksek AIDS riski, mol gebelik geçmişi, tromboembolik hastalığı, doğuma ya da düşüğe bağlı enfeksiyonu olanlar kullanamaz. Zaten doktorunuzla hepsinin üstünden geçersiniz. Ve evet, aşırı kanama sorunu olan hastalarımıza önerdiğimiz de doğrudur.
ALERJİ TEDAVİSİ GÖRÜYORUM İLAÇLAR GEBELİĞİ ENGELLER Mİ?
SORU
Bazı insanlar, bir başkasının ilişkisini yorumlayarak, yargılayarak ve eleştirerek kendini ve ilişkisini temize çekiyor. Denk geldiğinizden eminim. Özel hayat sınırlarının doğru çizilmiş olmasını, dışarıdan gelen ve pasif görünse de dinamikleri bozabilen bu müdahalenin dışarıda kalabilmesi için çok önemsiyorum. Elbette biraz da mizaç meselesi. Kimi insan, yapılan yorumlardan ziyadesiyle etkilenirken kimi insan kulak tıkamayı ya da dinleyip sağlıklı bir süzgeçten geçirmeyi bilir. Hayatım boyunca; yalnızca beni ilgilendiren konularda, ben sormadıkça fikir beyan edilmesine izin vermeyen ve bu sınırı sözsüz biçimde çizebilen bir yapım oldu. İyi niyetli ya da değil; bu noktada çok da önemli bulmuyorum ve sınırlarımın aşılmasından hoşlanmıyorum. Herhangi bir biçimde, psikolojik ya da fiziksel olarak, tehlike altında olduğumu hisseden biri tabii ki ne biçimde uyaracağını bilecek ve yapacaktır da. Ancak bunun dışında, benim ilişkim beni ve partnerimi ilgilendirir. Bu bilinçle hareket ettim hep. Ama bunu yapamayanlar da suçlu değil. Suçlu olanlar, insanın savunmasızlığını ya da hassasiyetini sömürerek özel hayatı üzerinde söz hakkı alan ve onu hoyratça kullananlar. Maalesef terapilerde çok sık karşılaşıyoruz. Evliliklerin ve ilişkilerin dinamiklerini, dışarıdan müdahaleyle kolayca bozuyor, sarsıyorlar.
KENDİ İLİŞKİLERİNİN KUSURLARIYLA BARIŞMAYA ÇALIŞIYORLAR
Uzmanlığım olmaması nedeniyle en doğru halini bilmem mümkün değil. Ancak gözlemim odur ki; insanlar çeşitli kıyaslarla kendi ilişkilerinin kusurlarıyla barışmaya çalışıyorlar. Eşi tarafından kıskançlık bahanesiyle kısıtlanan kadın, özgürlüğünü yaşayabilen ve bireysel varlığı saygı gören kadına, yeterince sevilmediği düşüncesini yüklemeye çalışıyor. Eşinin bu kadar rahat olmasının altında bir şeyler aranması gerektiğini ima ediyor ya da direkt söylüyor. Aslında özlediği ya da özendiği şeyleri, karşısındakinde görünce kötü şeylermiş gibi yorumlayarak kendini rahatlatma yoluna gidiyor. Alım gücü, etkileşim, paylaşım, sosyal destek, cinsel yaşam ve diğer pek çok açıdan doğru bildiğiyle kıyasa gidiyor ve her zaman ‘yanlış ya da eksik’ olanın karşısındaki ilişki olduğunu düşünüyor. Bu beni kızdırmıyor, aksine psikolojik destek alabilmelerini ve bir sorunları varsa çözebilmelerini arzu ediyorum. Mahallenizde, ailenizde, çevrenizde bir başkasının ilişkisi hakkında çok fazla yorum yapan kişilere dikkat edin; her göz devirmenin arkasında bambaşka bir duygu ve düşünce de saklı sanki.
HERKESİN HATA YAPMA HAKKI VAR
Elbette yakınlarımızın bizi, içindeyken fark edemediğimiz ilişki arazları hakkında uyarmasından söz etmiyorum. Bu benim de yaptığım bir şey ve bir tür sorumluluk. Ancak bunun bile sınırları olması gerektiğini düşünüyorum. Söz konusu yetişkinlerse, bir yere dek ve bir çerçeve içinde yorum yapabilir, eleştirebilir ya da yönlendirebiliriz. Zira haklı olduğumuzdan eminsek bile, bilmeliyiz ki herkesin hayatını yaşama ve hata yapma hakkı var. Hayatınıza seçtiğiniz kişi yoksul olabilir, güzel ya da çirkin olabilir, sıradan ya da farklı olabilir, ilişki dinamikleriniz kimselere benzemiyor olabilir ya da bilindik, alışıldık, toplumca kolay kabul görür cinsten olabilir. Fedakar olabilirsiniz, sakin olabilirsiniz, baskın olabilirsiniz, uçlarda yaşayabilirsiniz ve bunlar artırılabilir. Herhangi bir durumda, duymak istemediğiniz ya da sormadığınız biçimde fikir beyan edilip yaşadıklarınızla ilgili kötü hissettirildiğinizi düşünüyorsanız bunu yapan kişiyi uyarmaktan ve uyarılarınızı dikkate almazsa mesafe koymaktan çekinmeyin. Bunu yapanlar en yakınlarınızsa, kendi ilişkinize dışarıdan bakamadığınızı ve yapılan yorumları bir parça tarafsızlıkla gözden geçirebileceğinizi de aklınızın bir köşesinde tutun ama, olmaz mı? Bundan 9 sene önce, son derece mutlularken ve güven duyguları baskınken, apartmanda oturan komşularının dolduruşuyla eşinin sadakatinden şüphe eden ve onu bıçakla yaralayan bir adamla tanışmıştım. Üstelik eşinin masumiyeti anlaşılmış, bunu yapan ailenin 2 çocuğunun başka bir erkekten olduğu ortaya çıkmış. Eşi, kendisini affettiği halde, o affedememişti ve şöyle söylemişti bana, “Bizi kendi cehennemlerine çektiler”. Kimsenin cehennemine çekilmeyin.
Biraz oyun oynayalım, biraz renklensin dediğiniz cinsel yaşamınızda beklenmedik ve irili ufaklı kabuslar da yaşayabilirsiniz. Önemli olan paniklememek, kriz halinde doktora başvurmak ve yaşadıklarımızdan dersler çıkarmak. Merdiven altı üretimlerden, güvenli olmayan sitelerden uzak duralım ve ilk kez denediğimiz bir şeyin etkilerini gözleyelim. Eğlencesine sözüm yok.
BÜYÜTÜCÜ SPREY YAN ETKİ YAPTI GERÇEKTEN İŞE YARIYOR MU?
SORU: Hocam, eşimin penisinde kırmızı kabarcıklar gördüm ve çok korktum. Kavga ettik, sonra muayene oldum. Bir şey çıkmadı. Ve ben tavır yapınca itiraf etti. Penis büyütücü spreylerden almış ve onlar yapmış. Satan kişi de ilk 1 ay yan etki normal demiş. Ama bu kadar yan etki olur mu? Sizce bu spreylerin etkisi var mı?
CEVAP: Bunu ürolog arkadaşlarım da hep açıklar; testosteron yükleyerek geçici büyüme aldatmacası yaratan bazı ürünler olabilir. Ama çoğunlukla bunu bile yapmazlar. Dudak dolgunlaştırıcı ruj efekti gibi düşünün. Ve ilişkide faydası yoktur. Üstelik bu ürünlerin çoğu ruhsatsız ya da sağlık açısından değil ticaret açısından ruhsatlandırılmış, yani çeşitli hilelerle piyasaya sürülmüş ürünler olurlar. Penisin ilaçla, kremle büyümesi mümkün değil. Eşiniz yakınken bu yoldan dönsün çünkü 1 ay yan etki yapıp sonra geçmesi de olası değil. Yaşadığı şey alerjik bir reaksiyon ve penisin dokusunu daha fazla deforme etmesini istemeyiz. Asıl sorum şu; penisinin küçük olduğu fikrine nasıl kapıldı, cinsel yaşamınıza bu nasıl yansıyor? Çünkü böyle bir sorun varsa çeşitli pozisyon denemeleriyle, sorunun hissedilmesinin önüne geçilebilir. Yok hüsnükuruntusu ise ona destek olmanızla yenebilir.
HAMİLE KALMIŞ OLABİLİR MİYİM?
SORU
Eşleri ve kendileri adına kaygılanan, meraklanan, sorular soran erkekler yok mu? Elbette var. Spermlerden ve yumurtayla buluşmalarından bahsediyoruz. Bütün buluşmalar kolay olmuyor ya da mutlu sonla bitmiyor. Ama denemeye değmez mi?
EŞİMİN HAMİLE KALAMAMASININ BENİM TESTLERİMLE NE İLGİSİ VAR?
SORU: Hocam, 4 yıllık evliyiz. Yaklaşık 1.5 yıldır denememize rağmen eşim hamile kalamıyor. Ona bir sorunu olmadığını, benim morfoloji testi yaptırmam gerektiğini söylemişler. Ne olduğunu bilmiyorum. Eşimin hamile kalamamasının benim testlerimle ilgisi nedir?
CEVAP: Eşinizi hamile bırakmaya çalışan kim? Siz. Bir bebek, kadının yumurtası ve erkeğin sperminin birlikteliğiyle oluştuğuna göre, eşinizde bir sorun tespit edilmediyse geriye kim kalıyor? Siz. Dolayısıyla bir sorun vardır, yoktur bilemem ama tabii ki muayene olmanız ve sperm sayınıza, hareketliliğinize bakılması gerekiyor. Morfoloji testi de spermlerinizin yapısal olarak incelenmesi anlamına gelen bir test. Özetle spermlerinizin gebelik oluşturmak için uygun yapıda ve yeterlilikte, spermleri ileten tüplerinizin sağlıklı olup olmadığına bakılması çok önemli. En kısa zamanda muayene olmalısınız. Ayrıca lütfen kadın ya da erkek fark etmez, gebelik önleyici bir sağlık sorununuz varsa bile bunu bir kusur olarak değil, çözümünü bilimde arayacağınız bir sağlık sorunu olarak değerlendirin. En kısa zamanda sağlıklı, güzel haberlerinizi almak ümidiyle.
GEBEYKEN YİNE GEBE KALMA İHTİMALİ VAR MI?
SORU: Hocam, biz bebek düşündüğümüz için doktora gittik ve eşimin regline göre günleri düzenledi. 4 gün art arda ilişkiye girmemizi söyledi. Diyelim ilişkiye girdik, spermle yumurta buluştu ve hamilelik için döllenme başladı. Haberimiz olmadığı için 3 gün daha ilişkiye gireceğiz ya sonraki günlerde de döllenme olursa ikiz, üçüz hamilelikler mi oluyor?
CEVAP: Alllaaah, böyle olduğunu hayal ettim de bir an, kedi gibi doğurur herkes. Altız, yediz gider böyle. Hayır yumurta spermle buluştuktan ve döllenme başladıktan sonra diğer cinsel birleşmelerde yumurtalar aktivasyonu durdurmuş olur. Ancak milyonda bir ihtimalle denebilecek nadirlikte gebeyken gebe kalma vakası vardır. Size olacağını sanmıyorum yani, merak etmeyin. Gönül rahatlığıyla değerlendirin vaktinizi.
HAMAMDAN HAMİLE KALMIŞ OLABİLİR Mİ?
Alsalar mı, dursa mı orada? Zarar verir mi, yok sayamaz mıyız? Ne yapacak, elinden en fazla ne gelir ki? Kistlerle, myomlarla restleşmeyelim. Sağlık üzerine kumar olmaz. Doktorumuza güvenelim.
ÇİKOLATA KİSTİ HAMİLELİĞİ ENGELLER Mİ?
SORU: Hocam, 27 yaşındayım ve 8 aylık evliyim. Korunmayı bıraktık, artık bebek düşünüyoruz. Benim 7.4 cm büyüklüğünde çikolata kistim var ve doktor takip edilmesi yeterli demişti. Görümcem endometriozis nedeniyle hamile kalamıyormuş. Tüp bebek tedavisi görüyor. Bana ikisinin aynı şey olduğunu söyledi. Öyle olsa bilmez miydim hocam? Çikolata kistinin hamileliği engellediğini hiç duymadım.
CEVAP: Endometriozis çikolata kistidir, evet. Hastane evrakında da bu şekilde yer alır zaten. Çikolata kisti halk arasında yaygın olarak kullanılan ismidir. Çikolata kisti olan biri hamile kalamaz diyemeyiz tabii ki. Dediğiniz gibi takip gerekir ve takip eden doktorunuz kistin yerine, büyüklüğüne göre yumurtalık ve rahme vermesi muhtemel zararı gözleyerek doğal yolla hamile kalmanızı sağlamaya çalışır. Gerekirse kistleri alır. Yine gerekirse tüp bebek tedavisine yönlendirir. 7.4 cm küçük bir kist ölçüsü değil bizim için. Ve en son ne zaman muayene olduğunuz önemli. Bebek düşünceniz varsa bir an önce muayene olmalısınız. Endometriozisiniz ne durumda, cerrahi müdahale gerekiyor mu bir an evvel bakılmalı. Çikolatanın adı masum ama kendisi yakın ilgi bekliyor. Lütfen ihmal etmeyin.
HAMİLE KALMAM KAÇ AY SÜRER?
SORU