Av. Hakan TOKBAŞ 12 bankaya karşı 3 kat tazminat davası - 3 (Talep Edilecek Zararlar ve Bu Zararların Hesaplanması)
HABERİ PAYLAŞ

12 bankaya karşı 3 kat tazminat davası - 3 (Talep Edilecek Zararlar ve Bu Zararların Hesaplanması)

Haberin Devamı

Değerli Posta.com.tr okuyucuları,
Önceki yazılarımda, oniki bankaya karşı üç kat tazminat davası açmak için gereken temel bilgileri ve üçkat tazminat davasının amacı ve tarafları ile hâkimin takdir yetkisikonularını işlemiştim. Şimdiki yazımda ise, üç kat tazminat davasına konu zararlar hangileridir, nasıl hesaplanır ve nasıl ispatlanır sorularına cevap bulmaya çalışacağım.

ÜÇ KAT TAZMİNAT DAVASINDA HANGİ ZARARLARIN TAZMİNİ TALEP EDİLEBİLİR?

Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 58. maddesine göre,

Zarar gören herkes, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekteolacakları bedel arasındaki farkın veya oniki bankanın elde ettiği veya eldeetmesi muhtemel olan kârların (müşteriler için, bu kardan kendi hissesine düşen payın) üç katını talep edebilir.

Rakip bankalar, yoksun kaldıkları kârı da talep edebilirler.

Ayrıca yine aynı kanunun 57. maddesi, zarar görenlerin her türlü zararının tazmini gerektiğinden bahsettiğine göre manevi tazminatın da bu kapsama girdiğini kabul eden akademisyenler mevcuttur. Bu durumda, banka müşterilerinin, piyasaya olan güvenlerinin sarsılması, yüksek faizleri ödemeye çalışırken aile içi huzurlarının bozulması ilehayatlarının kaygı ve endişelerle geçmesi sebebiyle manevi tazminat talep etmeleri mümkün gözükmektedir.

ÜÇ KAT TAZMİNAT DAVASINDA ZARAR NASIL HESAPLANIR VE NASIL İSPAT EDİLİR?

Oniki bankaya karşı açılacak üç kat tazminat davalarında banka müşterilerinin fiili zararları, rekabet ihlali sebebiyle kendilerinden alınan fazla faiz bedelleridir.

Bu zararın araştırılması için,

  • İlk yöntem, ihlalden önceki durum ile ihlal dönemi arasındaki durum karşılaştırması olabilir.
  • İkinci yöntem, rekabetin bozulduğu pazar olan Türkiye haricinde ekonomik yapı olarak benzer ülkelerdeki fiyatların karşılaştırılması olabilir.
  • Muhakkak üçüncü yöntem, ihlal dönemi içerisinde ihlalden etkilenmeyen oniki banka dışındaki bankaların faiz oranlarının göz önünde tutulması olabilir.
  • Son yöntem ise, bütün bu yöntemlerden sonuç elde edilememe durumunda, sektörün olağan karlılığına göre ve Rekabet Kurulu kararının gerekçesinden çeşitli ipuçları elde edilerek bir “muhtemel zarar” a ulaşılması olabilir.


Üç kat tazminat davasının şartlarının oluştuğu bu davalarda zarar görenler, zarara sebep olan oniki bankanın elde ettiği veya elde etmeleri muhtemel olan kazancı, göstermeye yarayacak her türlü delille ispat edebileceklerdir. Yine bu hususta kesin bir durum tespit edilemeyeceğinden Rekabet Kurulu kararının gerekçesinden çeşitli ipuçları elde edilerek bazı varsayımlar doğrultusunda hareket edilebilecektir.

Son yönteme göre hesaplanacak fiili zararlar veyaoniki bankanın elde etmesi muhtemel olan kazançlarını göstermek bakımından Rekabet Kurulu kararının gerekçesinde, BELGE-6’nın değerlendirme bölümünde geçen şu ifadeler ışık tutucu ve kabul edilecek varsayıma dayanak olabilecek ifadelerdir:

“Konut kredisindeki artış miktarları birbirine eşit olup 15 baz puan (%0,15) şeklinde gerçekleşmiştir.”

“İhtiyaç kredilerinde belirtilen artışın 10 baz puana (%0,10) yakın gerçekleştiği, taşıt kredilerinde ise 5-20 baz puan (%0,05-0,20) aralığında değiştiği tespit edilmiştir.”

“Nitekim, belirtilen bankaların toplam pazar payları konut kredisinde %55, taşıt kredisinde %74 ve ihtiyaç kredilerinde ise %39’dur. Dolayısıyla, adı geçen bankalar tarafından gerçekleştirilen eylemlerin, her üç kredi türü bakımından da, pazarda hissedilir bir etki doğurabileceği kanaatine ulaşılmıştır.”

“Bankalar arasında bir uzlaşma sonucu gerçekleştiği anlaşılan kredi faiz oranlarındaki artışın etkisinin yalnızca ilgili artırım dönemi ile sınırlı kalmayacağıdır. Zira bankalar bir sonraki faiz artışlarını bir önceki faiz oranı üzerinden yapmakta ve dolayısıyla uzlaşma sonucu gerçekleşen artışın etkisi, sonraki dönemlerde bir uzlaşma olmasa yahut tespit edilemese de, devam etmektedir.”

“Her bir banka bazında önemli sayılabilecek bir müşteri grubu için, konut, ihtiyaç ve taşıt kredilerine ilişkin ilan edilen faiz oranlarının uygulamaya yansıdığı ve dolayısıyla ilan edilen faiz oranlarındaki uzlaşmanın rekabeti sınırlayıcı olduğu ve etkilerinin pazarda görüldüğü anlaşılmıştır.”

Görüldüğü üzere, Rekabet Kurulu üyeleri ve uzmanları, yukarıda bahsi geçen üç çeşit krediye ilişkin suni olarak artırılan faiz oranlarını açıkça tespit etmiş, bu eylemlerin bütün pazarda etkisinin olduğunu belirterek, ortak plan doğrultusunda belirlenen faiz oranlarının sadece belge tarihi döneminde değil; sonraki tarihlerde de uzlaşma tespit edilmese dahi devam ettiğini ifade etmiştir.

Açılacak davalarda, zararı en doğru hesaplayabilecek kişiler, bu konuda özel eğitim almış Rekabet Kurumu uzmanlarıdır. O sebeple, dava açanların, hâkimden, Rekabet Kurumu Uzmanı bilirkişi atamasını talep etmeleri en doğru yol olacaktır.


Yarınki yazımda işleyeceğim konular:

Sıradaki haber yükleniyor...
holder