Şirin Sever 15'lik gençlerin şampanya savaşı
HABERİ PAYLAŞ

15'lik gençlerin şampanya savaşı

Haberin Devamı

Bodrum dolaylarından izlenimlere devam…
Bu yaz Bodrum’un en çok konuşulan mekanı Hadise’nin sahibi olduğu Yalıkavak’taki La Plaj.
Hem Bodrum’un en çok iş yapan plajı, hem de ünlü dj’ler ve Hadise sık sık boy gösterdiği için eğlence dorukta.
Mekanın en sıkı müdavimleri ise 15 yaş civarı gençler! Ama bu gençler sadece dans etmiyor; bolca alkol de tüketiyor burada.
Mekanda yaş sınırı yok anlayacağınız. Belli ki ceplerinde limitsiz kredi kartlarıyla eğlenmeye gelmişler, masalarına şampanyaların biri geliyor biri gidiyor.
O kadar şampanyayı içemeyince de, başlıyorlar şampanya savaşına...
Gençlerin birbirlerinin üzerine şampanya fışkırtması, bu plajın en büyük eğlencesi.

KUSAN KUSANA!
Belli ki tatilin tadını çıkarmak istiyorlar ama ilerleyen saatlerde sarhoş olan olana.
Tuvaletlerin önü kusmuk dolu!
E o genç bünyeler nasıl kaldırsın o kadar şeyi?
Hepsini bırakın, o yaştaki gençler, ellerinde sigaralar ve içki kadehleriyle o kadar kötü görünüyorlar ki, insan üzülüyor. Peki yaşı tutmayan gençlere içki satmak, tatil yörelerinde serbest mi, merak ediyorum.
Denetleyen, karışan, ‘yasak hemşerim’ diyen yok mu? “İki-üç ayda ne satsam kar” diyen işletmeler bu kadar çıldırmış mı gerçekten!

AİLELER GÖZ YUMUYOR

14-15 yaşındaki gençlerin Bodrum mekanlarında bu kadar serbestçe alkol ve sigara tüketmesinin suçunu, mekanlar kadar ailelerde de aramak lazım elbette… Belli ki nüfuzlu ve paralı aileler, çocukları gönüllerince tatil yapsın diye hiçbir şeye ses çıkarmıyor. Aralarında çocuğuna rezervasyon yaptıran, içki izni verenler de var biliyorum. Mekanlar bu yaşı tutmayan çocukları almasa, aileler arayıp torpil istiyor çocuğuna zaten! Yoksa bir mekan işletmecisinin kendi başına bu gençleri bu şekilde eğlendirebilmesi zor diye düşünüyorum.

BAKICILARIN BÜYÜTTÜĞÜ ÇOCUKLAR
Bodrum’da bebekli aileler nasıl tatil yapıyor peki? Ben şahsen balataları yaktım! İki günümü arkadaşlarım yüzünden çocuklu ailelerin tatil yaptığı bir otelde geçirince, bazı gerçekleri yazmam da şart oldu. Neler derseniz…

■ Bir kere belli gelir düzeyindeki çocukları bakıcıları yetiştiriyor, net. Gürcü, Moldovyalı ve Filipinli... Çocuğu uyutuyor, yemek yediriyor, denize sokuyor, her şeyi onlar öğretiyor. Anneler günde üç posta sevmek için çocuğun yanında, o kadar.

■ İki anne yan yana geldiğinde konuşulan tek şey sadece çocuk bakımı, çocuğun yemek düzeni, çocuğun okulu, huyu suyu! Başka bir mevzuları yok, Çocuğa baktıkları yok ama maşallah lafları çok!

■ Çocukların yüzde 90’ı kıskanç. Asla oyuncaklarını, dondurmalarını, eşyalarını paylaşmıyor. Annesi ‘paylaş çocuğum’ deyince de çığlığı basıyor. Hele anneleri başka çocuğu sevsin, seyreyle o gümbürtüyü! Nasıl bir nesil yetişiyor Allahım!

■ Yazlıkçı babalar zaten hafta sonu geliyor, söz hakları yok. Etkisiz eleman.

■ Bakıcılar bütün gün çocukların peşinde köle gibi koşturuyor. Hadi uyku saati, hadi yemek saati, hadi denizde oyun saati. Vallahi acıdım her birine. Anneleri bu kadar koşturmuyor ayol!

■ Sonra hepsi karşıma geçip nasıl şahane çocuk büyüttüğünü anlatıyor, tabii beni gülme tutuyor. Böyle çocuğu ben bile büyütürüm, ne var ki! Ya tatilde, bari zamanınız bolken çocuğunuzla biraz ilgilenin arkadaşlar, ayarları bozulmuş çocuklar yetişiyor gerçekten. Yazık!

FİLMİ HAKKARİ'Yİ GÜNDEME TAŞIDI
Uzun zamandır görmeyi özlediğimiz bir prodüksüyonla sahneye çıktı Yılmaz Erdoğan…
Yeni filmi ‘Ekşi Elmalar’ın fragmanını izlerseniz anlarsınız, iddialı bir film geliyor.
Filmin görüntüleri de müthiş gerçekten. Üstelik filmin fragmanının şu günlerde yayınlanması da çok yerinde oldu.
Yılmaz Erdoğan’ın Hakkari Belediye Başkanı’nı canlandırdığı film; tam da Hakkari’nin ilçe yapılması konuşulurken, bu şehri herkese hatırlatmış oldu.
Gerçi bu film için Köyceğiz’e bir plato kuruldu ama hemşehrileriyle birlikte Meclis’e gidip kulis yapan, Başbakan’la görüşen ve Hakkari’nin il statüsünden çıkarılmaması için çalışan Yılmaz Erdoğan’ın; yazıp yönettiği yeni filminde Hakkari’yi anlatıyor oluşu güzel zamanlama.

MAKARA
Gece yatmadan radikal kararlar alıp, sabah hiçbir şey hatırlamıyormuş gibi davranıyorum. Çılgınlık diz boyu!

AIRBNB'DEKİ TÜRK İMAJI
İnternete girip dünyanın istenilen noktasından ev ve oda kiralanmasını sağlayan ‘Airbnb’ uygulaması almış başını gidiyor. Bu uygulama, otellerin korkulu rüyası olmuş durumda! İki yakın aile dostum da yurt dışından ev aramak için bu uygulamaya başvurdu geçenlerde. Biri Paris’te, diğeri Fransa’nın güneydoğusundaki şahane şehir Lyon’dan aradıkları gibi birer ev buldu ama Türk oldukları için engele takıldılar. İstedikleri tarihler boş olduğu halde, Türkiye’den buşvurdukları için reddedildiler. Başka bir isimle başvurmayı denediklerinde ise evler kiralanmaya müsaitti nedense! Ne yazık ki Türkiye kimileri tarafından yurt dışında hala korkulan bir ülke olmaya devam ediyor. Bakalım bu olumsuz imajımız ne kadar sürecek?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder