Yanarım yanarım ülkede sadece rejimi değil, her şeyi değiştirecek olan 18 maddelik anayasa değişikliğinin akıllarda kimin kimi nasıl ısırdığıyla kalacak olmasına yanarım! Niye değişiyor, ne değişiyor, değişince ne olacak, değişmezse ne olacak, bunları konuşamadık bile! Bütün değişiklikler, gece yarısı biz mışıl mışıl uyurken yapıldı bitti.
Hoş biz gündüz de mışıl mışıl uyuyoruz ya neyse. “Nedir bu kadar acele edilmesinin nedeni, bunlar gündüz değiştirilemez mi, ne olduğu konuşulamaz mı, bu telaş neden” dememize bile izin verilmedi.
İlla ki bir hafta içinde geçecek, gözler kıpkırmızı, sinirler gergin, uykusuz, itişip duruyorlar. Ve asrın yalanına rakip ikinci yalan: Bir CHP milletvekili bir AKP milletvekilini ısırdı! Isırılan milletvekili, dizinin altında bir yara izi gösteriyor. Gitmiş tetanoz aşısı olmuş.
Pek çok soru
Soru 1: Neden kuduz aşısı olmamış? Tetanoz, kirli paslı cisimle gerçekleşen yaralar sonucu yapılan bir aşı.
Soru 2: Fotoğraflara, videolara bakın. O hengamede herkes ayakta itişirken birinin yere çöküp, hatta yatıp, bir başkasını diz altından ısırması, ayak altında kalıp ezilmesi demektir. Fiziken mümkün değil.
Soru 3: Pantolonda diş izi ve kan gerekir, “Göster” deniliyor, gösteren yok. Yarayı fotoğraftan inceleyen adli tıp uzmanları bunun en az 2-3 günlük bir yara olduğunu ileri sürüyor. Isırmakla suçlanan vekil, “İspat edin, istifa edeyim” diyor. Kabataş videosunu hâlâ beklediğimiz gibi, bunu da bir sene bekleriz, ispat yok.
Ama bir kadın vekilin boğazının sıkılma görüntüleri ve morluklar var. O kadın milletvekiline saldırılması herkesi çok rahatsız ettiği için ertesi gün AKP’den iki kadın vekilin eline iki kağıt parçası tutuşturdular, “Meclise köpek giremez” yazıyor.
Sizden masum
Bu ülkede, bir mezhep dışında kimse köpek düşmanı değil. Hayvanlar, insanlardan çok daha masum ve temiz. Kimseye hayvan isimleriyle hakaret etmeyin. Bütün hayvan dostlarını da karşınıza alıyorsunuz!
Ayrıca çok yakın zamanda, sadece Suriye’de IŞİD’e karşı savaşırken 50 subayını şehit vermiş bir ülkenin milletvekilinin “Bacağım uf oldu” diye ortaya çıkıp mağduriyet yaratma tezgahı, en azından hafifliktir.
Erken seçim nereden çıktı?
Herkese soruyorum, “Erken seçim olsun mu? Senin en büyük derdin ne?” Halkın tek derdi var: Huzur içinde yaşamak! Bombalar patlamasın, dolar çıkmasın, eve ekmek götürebilsin. Bunun için ne anayasanın değişmesi gerektiğine, ne de erken seçimin şart olduğuna kafası basmıyor! Daha yeni iki seçimden çıkmadık mı?
Tek parti iktidarı yok mu, Reis her istediğini yapamıyor mu? E daha ne? Niye üç kuruş doları olan terörist oluyor ki? Onların doları yok mu? Anayasa değişikliğinin niye yapıldığı, tek adam iktidarının niye gerekli olduğunu anlatamadılar, çünkü anlatılacak bir tarafı yok. Aksini savunanların da konuşmasına izin yok. Ama bu da belirsizliği artırıyor.
Sonuç‘kötü’ olabilir
Referandumda
1- Katılım çok düşük olabilir.
2- Evet-Hayır birbirine çok yakın olabilir. Bu iki sonuç da yönetmeyi daha da zorlaştırabilir. Erken seçim, olsa olsa AKP’nin içindeki FETÖ’cü milletvekillerini temizlemeye yarar. Pulları göstermiş olsalar da! MHP ise silinir gider. Halk da siyasetten iyice soğur.
Ha Kuzey, ha Güney
Kim Ki-Duk, G.Kore’nin dünyaca ünlü bir film yönetmeni. Şu sıra AĞ isimli filmi oynuyor, mutlaka izleyin. Kuzey Kore’de sözde komünizm, Güney Kore’de sözde kapitalizm ‘en iyisi bizim sistem’ propagandasını yapıyor.
Biri tüketim toplumu, biri ideloji? Kuzey Kore’de yaşayan yoksul balıkçının motoru, gölde arızalanınca kendini Güney Kore’de bulur, hem de casus şüphesiyle. Casusluk bir numara büyük gelince kalması için iknaya çalışılır ama ailesi için geri döner balıkçı. Bu kez de geri döndüğü için ülkesinde casus sanılır.
Baskı aynı baskıdır! Sıradan insanların rejimlerin elinde nasıl oyuncak olduğunu anlatan çok incelikli bir film.