Yaşam 5 bin yıllık Tuzla İçmeleri dev yatırımla hayat buldu

5 bin yıllık Tuzla İçmeleri dev yatırımla hayat buldu

Paylaş
5 bin yıllık Tuzla İçmeleri dev yatırımla hayat buldu

Evliya Çelebi'nin ‘Seyahatnâme’sinde anlattığı, Fatih Sultan Mehmet'ten Atatürk'e kadar birçok devlet adamının şifa bulduğu 5 bin yıllık Tuzla İçmeleri, 60 milyon liralık yatırımla modern bir tesise kavuştu. İstanbul’un ilk ve tek medikal termal tesisi olan 80 odalı İstanbul Medikal Termal Kaplıca Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi misafirlerine kapılarını açtı

Özgür Yusuf CEVAHİR / İSTANBUL


Tarihi 5 bin yıl öncesine dayanan ve çok değerli mineral sularıyla yüzyıllardır şifa dağıtan Tuzla İçmeleri'ndeki termal kaynaklar, işadamı Köksal Köse'nin çabalarıyla yeniden canlanıyor.

İSTANBUL’UN İLK VE TEK MEDİKAL TERMAL TESİSİ


Sabiha Gökçen Havalimanı’na yakın konumu sayesinde, şehir ve hatta ülke dışından ulaşımın da gayet kolay olduğu 80 odalı İstanbul Medikal Termal Kaplıca Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi, gerek sıcak kaplıca havuzları, gerekse belirli bir plan çerçevesinde içildiğinde vücudu zehirli maddelerden arındırmaya yarayan mineral suyuyla İstanbul’un ilk ve tek medikal termal tesisi olma özelliği taşıyor.


UZMAN DOKTORLARI VE SAĞLIK PERSONELİ VAR


60 milyon liralık yatırımla kurulan İstanbul Medikal Termal’de, 5’i tedavi amaçlı olmak üzere çeşitli ısı ve donanıma sahip 9 havuz bulunuyor. Uzman doktorları ve sağlık personeliyle, şifalı suların tedavi gücünü bilimsel yöntemlerle buluşturan 80 odalı merkezde, teşhisten tedavi ve hasta takibine kadar geniş bir yelpazede hizmet veriliyor.


ŞİFALI SU VE BESLENME KÜRÜ İLE DETOKS YAPILIYOR


52 standart odanın yanı sıra 16 termal oda, 8 birleşik oda, 2 engelli odası ve 2 de süit oda bulunan merkez, boyun ve bel fıtığından şeker hastalığının yarattığı sorunlara, cilt problemlerine kadar birçok hastalığa hitap ediyor. İhtiyaç duyan hastalara özel şifalı su içirilerek ve beslenme kürleri uygulanarak vücudun toksinlerden arınması sağlanıyor. Tesiste ayrıca SPA ve wellness hizmetleri de veriliyor.


ŞİFALI SULAR, MODERN TIBBIN İMKANLARIYLA BULUŞTU


Tarihi 5 bin yıl öncesine dayanan Tuzla İçmeleri'ndeki termal kaynaklar, işadamı Köksal Köse'nin çabalarıyla yeniden canlanmaya başlamış. Tuzla İçmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Köse, İstanbul Medikal Termal Kaplıca Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde, şifalı sulardan gelen doğal tedavi yöntemleriyle modern tıbbın imkânlarını bir araya getirdiklerini belirtiyor.


3 BİN MİNERALLİ SU KAYNAĞINDAN SADECE 200’Ü İŞLETİLİYOR


Türkiye'de 3 bin mineralli su kaynağı bulunduğunu ve bunların 200'ünün işletilebildiğini belirten Köksal Köse, "Nitelikli durumda sadece iki tesis var. Biri İzmir-Balçova diğeri de Denizli Karaahit'te. 2 bin 104 hektarlık işletme ruhsatına sahip Tuzla İçmeleri'nin en büyük farkı ise hem içilebilir hem de kaplıca özelliği taşıması. Yüzyıllardır bu kaynaklar içme kürü ve detoks amaçlı kullanılıyor. Balkanlar'dan birçok kişi tesisimizi ziyaret ediyor" dedi.


POTANSİYEL 200 MİLYON DOLAR


Bölgeye bugüne kadar 115 milyon liralık yatırım yaptıklarını belirten Köse, “Ortam uygun olsa 33 milyon dolarlık daha yatırım yapabilecek kaynak var. Bölgedeki kaynaklar tam kapasite işletilebilse 200 milyon dolarlık yatırım ve bin kişilik istihdam potansiyeli taşıyor" diye konuştu.


SULAR TEMİZLENDİ, HER DERDE DEVA OLDU


Tuzla İçmeler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Köksal Köse, mineral yapıya sahip tarihi Tuzla İçmeleri sularının yeniden eski değerine kavuşması için uzun yıllardır hem çevre düzenlemesi hem de bilimsel anlamda çalışmalar yürüttüklerinin altını çizdi.

70 bin metrekare alana sahip Tuzla İçmeleri A.Ş.'ye ait araziyi 1990 yılında 39 yaşındayken devraldığını belirten Köse, "Bölgenin bizden önceki sahibi Kamil Abduş Bey, vefat edince 16 varisi aralarında anlaşamadığından bu değerli kaynaklar 20 yıl atıl kalmış. Biz aldığımızda şifalı sular dere taşmaları sonucu kirlenmişti. İlk iş olarak drenaj çalışmalarıyla termal kaynakları korumaya aldık. Ardından İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Bölümü'yle ortak çalışmalar yürüttük. Suların içeriği incelendi. Hastalıklar üzerindeki etkisi ölçüldü. Ortopedik sorunların tedavisinden bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine, fibromiyaljiden romatoid artrit'e,felç sonrası erken iyileşmeden sindirim sistemi, böbrek taş ve kumlarından kısırlık tedavisine kadar su altı traksyon havuzlarında tedavi ettiğimiz bel ve boyun fıtığına kadar birçok hastalığın tedavisinde süreci olumlu etkilediği raporlandı" şeklinde konuştu.


OSMANLI ORDUSUNUN TERK ETTİĞİ CILIZ ATLAR İYİLEŞİNCE…


Tuzla İçmeleri'nin yaklaşık 5 bin yıldır şifa kaynağı olarak kullanıldığını doğrulayan tarihi belgeler bulunuyor.

Daha yakın tarihi aktaran bazı kaynaklar ise 1300'lerde Türklerin Anadolu'ya gelmesinin ardından Rumeli'ye yapılan seferlerde tesadüfen bölge sularının şifalı olduğunun keşfedildiğini anlatıyor.

Osmanlı ordusu aylar süren seferler sırasında yola devam edemeyecek hasta atlarını Tuzla bölgesindeki otlaklarda bırakıyormuş. Ancak dönüşte o cılız atları diğerlerinden çok daha gürbüz buluyorlarmış. Bu durum, rahatsızlığı olan ordu mensuplarının bu bölgeden geçerken iyileştiği gözlemlenince dikkat çekmiş.

Hekimler bölgedeki kaynak suyun şifalı olduğuna karar verince artık Tuzla daha önemli hale gelmiş. İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet'in de buraya büyük önem verdiği anlatılıyor kaynaklarda.


EVLİYA ÇELEBİ: İNSAN ANASINDAN YENİDEN DOĞMUŞ GİBİ OLUYOR


Önceleri "yunak" daha sonra "içmeler" diye adlandırılan bölgenin sunduğu şifalar, Evliya Çelebi sayesinde uluslararası üne kavuşmuş. Seyahatname'leriyle tanınan Evliya Çelebi 1611'de kaleme aldığı notlarında Tuzla İçmeleri'ni söyle anlatıyor: "İnsanlar beldelerden akın akın geliyor, çadırlar kuruyorlar. Huşu içinde sulardan içiyorlar. Öyle bir iç organ temizliği yapıyormuş ki insan sanki anasından yeni doğmuş gibi oluyormuş."


MİNERAL SU: DOĞANIN SÜZÜP DEMLEDİĞİ ÇAY


Köksal Köse, mineral suyun tarifini şöyle yapıyor: “Yağan yağmur suları saf sulardır. Bu sular yeraltı sularını oluştururken öncelikle üstteki nebati topraktan geçiyor. Nebat nedir? Bitki örtüsünün kurumuş halidir, dökülen yapraklardır. Sonbaharda dökülen yapraklar nebatı oluşturur. Nasıl bitki çayları dediğimiz şey bir bitki kurusudur, nebati toprak da bunun gibi. Yağan yağmurlar buradan aşağı süzülüyor. Bir çay gibi... Bu şifalı su, yüzeydeki nebattan geçerken, buradaki mineralleri yeraltı suyuna doğru alıyor. Bu sırada jeolojik katmanlardan da geçiyorlar. Burada madenler var. Süzülen su da bu madenlerden eriyik ve tuzları alarak aşağıdaki mineral su gölünü oluşturuyor.
Bitki çayı içerken bir çeşit nebatın suyunu içiyoruz. Mineral suda ise doğadaki bütün çiçekler yapraklar, madenler var, tuzlar var.

CUMHURİYET ÖNCESİNDE FRANSIZLAR İŞLETİYORMUŞ


Bölgenin ilk tesisatlandırma çalışmaları 1900'lerde başlamış. 1923'te suları Fransızların işlettiğini, o döneme ait damacana su makbuzlarından görmek mümkün. Cumhuriyet kurulduktan sonra 1927'de Kamil Abduş Bey, termal kaynakların tüm haklarını alarak iki işadamı ve üç doktor ortaklığında Tuzla İçmeleri ve Havalisi Türk Anonim Şirketi'ni kuruyor.



Bölgedeki şifalı suların işletme ruhsatına imzayı ise Mustafa Kemal Atatürk atıyor. 1929'da ağaçlandırma çalışmaları yapılan bölgeye ilk turizm tesisi 1930'da Grand Otel adıyla kuruluyor. 1935'te ise şirket "gayrisıhhi müessese" olarak ruhsatlandırılıyor.

Yıllarca yerli ve yabancı turistlerden büyük ilgi gören Tuzla İçmeleri'nin kaderi, 1969'da Kamil Abduş Bey vefat edince değişiyor. Abduş Bey'in 16 varisi ilgilenmeyince tesisler, 1990'da Köksal Köse satın alıncaya kadar atıl kalıyor.

Haberin Devamı