Son kez, yüzüme bakarak “Görüşürüz” dediğinde, bir daha hiç görüşmeyeceğimizi ikimiz de biliyorduk. Bu gerçek beni kahrediyordu ama elimden hiçbir şey gelmiyordu. Gitmeyi seçmiştin ve ben gitmeyi isteyenleri durduracak hiçbir gücün olmadığının farkındaydım Aşk Doktoru Mehmet Coşkundeniz mehmet.coskundeniz@posta.com.tr twitter.com / askdoktoru Instagram: askdoktoruu Son kez, yüzüme bakarak “Görüşürüz” dediğinde, bir daha hiç görüşmeyeceğimizi ikimiz de biliyorduk. Bu gerçek beni kahrediyordu ama elimden hiçbir şey gelmiyordu. Gitmeyi seçmiştin ve ben gitmeyi isteyenleri durduracak hiçbir gücün olmadığının farkındaydım. 'Dur' desem durmayacaktın, 'Gitme' desem kalmayacaktın. Oysa kalbim haykırıyordu, “Beni bu aşkla tek başına bırakıp nereye gidiyorsun?” diye bağırıyordu. Sustum, suskunluğuma teslim oldum. Konuşmanın zamanı değildi artık, madem tükenmiştik, madem deli bir sevdayı hoyratça harcamıştık, öyleyse kelimelerin hiçbir hükmü yoktu. Başka bir yerde başka bir zamanda karşılaşmalıydık biz. Kaygılardan uzak, şüphelerden arınmış ve sadece aşka soyunmuş olarak. Mesela bir sabah uyanıp yataktan hiç çıkmadan tembellik yapmalıydık. Bir gün hiç kimselere haber vermeden yollara düşmeli, bilmediğimiz yerlerde kaybolmalıydık. Sokak sokak adımlamalıydık İstanbul'u, Süleymaniye'de soluklanmalı, Arnavutköy'de demlenmeliydik. Gün doğumunda kalkıp, Eminönü'ne gitmeli, Yeni Cami'nin önündeki kuşları yemlemeliydik. İstiklal Caddesi evimiz gibi olmalıydı, her akşam başka bir mekanda geceyi bitirmeliydik. Ama hep başka önceliklerimiz oldu. Kaygılarımıza yenildik, şüphelerimize esir olduk. Geçmişte yaşadıklarımızı temizleyemedik bilinç altımızdan. Yüreğimizin birbirimiz için attığını önemsemedik, kalplerimizin sesini duymadık. Şimdi yakınmanın da alemi yok aslında. Bunca zaman elimizdekinin kıymetini bilmedik, biz aşka kendimizi teslim etmedik. Birbirimizi bizden başka hiç kimsenin mutlu edemeyeceğini anlayamadık. Yani benim açımdan öyle... Seni sensiz, sonsuza kadar yaşatabilirim de, yokluğunu yaşamak değil yokluğuna alışmak korkutuyor beni. İtiraf etmeliyim, eskisi kadar çok gelmiyorsun aklıma, adın her an dilimde değil artık. Bir merminin yaradan ağır ağır çıkarılması gibi çıkıyorsun kalbimden. Her an kapı çalacak da sen geleceksin diye beklerken, şimdi kapı çalsa bile kalkıp açmaya üşeniyorum. Biliyorum, bir süre sonra hayat normale dönecek. Biliyorum, bir sızı olarak kalacaksın sadece içimde. Seni içimden atıyor olmanın endişesini yaşıyor olsam da, bu akışa karşı koymak imkansız. Böyledir çünkü, iyileşmemiş aşk yarası yoktur. Ve ben şimdi senden çok, kendimi iyileştirmenin tasası içindeyim. Seni her şeye rağmen, gidişine rağmen, beni sevmiyor olmana rağmen yaşatmayı çok isterdim içimde. Yokluğunla bile mutlu olmayı, anıları hatırlayarak yaşamayı... Murathan Mungan'ın dediği gibi... “Artık daha az seviyorum seni Unutur gibi, ölür gibi daha az Yeniden ödetiyorum kendime Onca aşkın öğretemediğini Kolay değildi Yalnızca sevgimi değil Evladımı da kaybettim ben” Ve asıl bir gün bir başkasını sevdiğimde... İşte asıl o zaman “Bana bunu da yaptın...” diye suçlayacağım seni... AŞK İçİN... Teslim olacaksın... Kayıtsız şartsız teslim olmayı gerektirir aşk. Bir yanın aşkta, diğer yanın başka tarafta olmaz. Beynen, kalben, ruhen, bedenen teslim olmayı bileceksin. Her şeyinle aşka adayacaksın kendini. “Canım yanar” diye düşünmeyeceksin. Aşk bu, yakabilir canını. Ama sen bunu göze almazsan, dünyanın en büyük mutluluğunu da yakalayamazsın. Korkmayacaksın... Hiçbir aşk “Şu gün bitecek” diye başlamaz. Aşk sözleşmelere bağlanamaz. “önce sen aşık ol, sonra ben olurum” diyemezsin. Karşılık olmasa da aşk vardır. Yüreğini ardına kadar açacaksın. Yaralanma olasılığın vardır ama unutma ki o yürek aşksız atmaz. Sonu acı bitmiş olsa da şükredeceksin o güzel günleri yaşadığın için. çalışacaksın... “Aşık oldum, haydi bakalım ne olacaksa olsun” demeyeceksin. İştir aşk, uğraştır, emektir, Uğraşacaksın, çalışacaksın. Besin ister aşk, tıpkı bir çiçek gibi. İnsandır besini aşkın. Sen aşka ne kadar çok şey verirsen o da seni o kadar mutlu eder bunu unutmayacaksın. Asıl iş, aşık olduktan sonra başlıyor zaten. üşenmeyeceksin, usanmayacaksın... Bir duvarı ören usta gibi, bir bahçeyi çapalayan bahçıvan gibi ekeceksin, dikeceksin, sulayacaksın. Sen bunları yaptığın halde yaşamıyorsa aşk, aldırma. Elinden geleni yapmış insanların huzurunu hissedeceksin. Bu bile yetecek sana. Koruyacaksın... Aşk senin en değerli varlığındır, gözünden bile sakınacaksın. Nadide bir çiçek gibi, en değerli vazoda, paha biçilmez bir mücevher gibi en gizli kasada tutacaksın. Dalgalanmalara açık bir duygudur aşk. Korumazsan, kırılır, kaybolur. Saklamazsan, çalarlar üzülürsün... ARKADAŞI MISIN YOKSA SEVGiLi ADAYI MI? İlişkiler dünyası biraz karışıktır. Arkadaşın sandığın kişi sana deli gibi aşık olabilir ya da aşık olduğun kişi seni sadece arkadaşı olarak görebilir. İşte size bu karışıklığı gidermenize yarayacak bazı ipuçları. 1- Seninle hep son anda program yapıyorsa, önceden gitmeyi kafasına koyduğu yere davet ediyorsa sadece arkadaşısın. Daha hafta başında arayıp, “Bu hafta sonu birlikte çıkalım” diyorsa, nereye gitmek istediğini soruyorsa sevgili adayısın. 2- Sen onu arayıp “Ne yapıyorsun?” diye sorduğunda, “Bu akşam arkadaşlarla bir yere gideceğiz” deyip yarım ağızla “Gel istersen” diyorsa sadece arkadaşısın. “Arkadaşlarla bir yere gidecektik ama önemi yok, istersen birlikte çıkabiliriz” diye cevap veriyorsa sevgili adayısın. 3- Eski sevgililerinden söz ediyorsa, onlardan birine nasıl da büyük bir aşkla tutulduğunu anlatıyorsa sadece arkadaşısın. Konu eski sevgililerden açıldığında geçiştiriyorsa, “Ben eskiler hakkında konuşmayı pek sevmiyorum” diyorsa ve sana da sormuyorsa sevgili adayısın. 4- Doğum gününü hatırlamıyorsa, sen doğum günü partine davet etmek için aradığında da “Aaa bugün senin doğum günündü değil mi?” diye isteksizce cevap veriyorsa sadece arkadaşısın. Günler öncesinden “Doğum gününde ne yapıyorsun?” 5- İşyerinde aldığı terfiyi, okuldaki başarısını, herhangi bir konudaki sevincini seninle paylaşmıyor, sen bunu başkalarından duyuyorsan sadece arkadaşısın. Hayatındaki en küçük bir değişiklikte bile arayıp haber veriyorsa, sevincini kederini ilk seninle paylaşıyorsa sevgili adayısın. 6- Seni haftada bir iki kez bile aramıyorsa, sosyal medyada bile seninle nadir yazışıyorsa sadece arkadaşısın. Günde en az bir kez arıyorsa, çeşitli bahanelerle mesaj gönderiyorsa, sosyal medyada senin yazdıklarına tepkisiz kalmıyorsa sevgili adayısın. 7- Hasta olduğunu duyduğunda telefon edip “Geçmiş olsun, ilaçlarını alıyorsun değil mi” diyorsa sadece arkadaşısın. Hasta olduğunu duyar duymaz kapında bitiyorsa, “Kalk çabuk doktora gidiyoruz” diyorsa, saatlerce başında bekleyip sana moral vermeye çalışıyorsa sevgili adayısın. 8- Şehir dışına çıkacağını başkasından duymuşsan, aradığında “önemli değil, iş için gidiyorum” diye umursamaz tavır takınıyorsa sadece arkadaşısın. Şehir dışına çıkacağını önceden sana haber vermişse, gelemeyeceğini bildiği halde davet etmişse sevgili adayısın. 9- Sevmediğini bildiği şakaları yapmayı sürdürüyorsa, zaman zaman kabalaşıyorsa, yanında küfre varacak derecede rahat konuşuyorsa sadece arkadaşısın. Hoşlanmadığını söylediğin bir şeyi bir daha asla yapmıyorsa, yanındayken nazik olmaya özen gösteriyorsa sevgili adayısın. 10- Konu aşka geldiğinde, “Ben aşk falan istemiyorum.Uzun süreli bir ilişkiye hazır değilim” diyorsa sadece arkadaşısın. “Uyum sağlayabileceğim birini bulmak o kadar zor ki... Hiç kimse senin gibi anlayışlı değil” gibi imalı cümleler kuruyorsa sevgili adayısın. Aşk Doktoru Mehmet Coşkundeniz mehmet.coskundeniz@posta.com.tr twitter.com / askdoktoru Instagram: askdoktoruu