Pazar Postası ''İstanbul izleyicisi New Yorklu'dan farksız''
Paylaş
''İstanbul izleyicisi New Yorklu'dan farksız''

1986'dan beri sahnelenen İngiliz müzik adamı Andrew Llyod Weber'in efsane müzikali 'Operadaki Hayalet' 2 haftadır Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde İngiliz, Amerikalı ve Türklerden oluşan bir kadroyla İstanbullular'ın karşısına çıkıyor. 6 milyon dolar maliyetli gösteri dekoru, kostümleri kadar oyuncuların performanslarıyla kendisinden söz ettiriyor. Ortak kanı 'Operadaki Hayalet'in 2 sezondur Zorlu PSM'de izlediğimiz en iyi müzikal olduğu. Farklı prodüksiyonlarda neredeyse 20 yıldır aralıklarla 'Hayalet'i oynayan Amerikalı Brad Little ve 'Christine'i canlandıran Emilie Lynn ile konuştuk

Röportaj: Uğur Alkapar

Haberin Devamı

ugur.alkapar@posta.com.tr

Geçen haftaki ilk performansınızda gözleriniz doldu...

Uzun bir aradan sonra ilk kez ‘Hayalet’ olarak sahneye çıkışımdı. Geri dönmek bana kendimi o kadar iyi hissettirdi ki.

Türk seyircisini nasıl buldunuz?

Harikalar. Özellikle gösterinin sonunda tepkilerinden çok keyif aldıklarını anlıyorsun. Çok ilginç bir yer burası. İstanbul nedir? Doğu mudur,Batı mıdır? İstanbullular kendilerini nasıl adlandırıyor?

Genelde biz İstanbul için ‘Doğu ve Batı’nın buluşma noktası’ deriz.

Uzakdoğulu seyirci ile Batılı seyirci arasındaki farkı hemen anlarsınız. Buradaki hissiyat kesinlikle çok daha Batılı. Salonu büyük bir enerjiyle dolduruyorlar. İstanbul izleyicisi Yorklular’dan farksız.

Orkestranızın çoğunluğu Türklerden oluşuyor. Uyum sağlamanız kolay oldu mu?

Haberin Devamı

Orkestramız artık havasını buldu. Duyguyla çalıyorlar. Sahnede benimle bir hikayeyi anlattıklarını hissediyorum. Gösterinin sonunda perde kapanıyor ve sahnenin alt kısmında orkestra çalmaya devam ediyor. Seyirciler orkestrayı görmek için sahne önüne kadar gelip, bitirmelerini belleyip onları ayrıca alkışlıyor.

‘Operadaki Hayalet’ gösterisinde ilk kez ne zaman sahneye çıktınız?

1994’te York’ta ‘swing’ olarak başladım. ‘Swing’ tüm figüranların, koro denilen dansçı grubundaki herkesin rolünü ezberler. Biri gelmediğinde yerlerine geçer. Aynı zamanda ‘Chrstine’in aşık olduğu Raul’ün de yedeğiydim. 8 ay kadar bu işi yaptım ve sonra Raul rolü benim oldu. Broadway’de 1.5 yıl Raul’ü oynadım, 1996’da ‘Hayalet’i oynamaya başladım.

Müzikalin kitabı yüz yıllık, müzikal ise 30. Neden hala bu kadar seviliyor?

Çünkü karakterler çok ilgi çekici. Çok farklı filmler oyunlar ve başka müzikaller yazıldı bu hikaye üzerine. Andrew Lyod Weber bunu alıp hikayeye sadık kalarak yeniden yaptı. Ama Maria Björnson seti ve kostümleri tasarlayan kişi. Şovun gizli kahramanı o. Seti gördüğünüzde direkt o operaya gidiyorsunuz.

Biz müzikaller Broadway’de gelmiyorsa beğenmiyoruz. Neden Broadway bir kalite göstergesi?

Broadway çok özeldir. Çocukken bile en büyük hayalimiz Broadway’de sahneye çıkmaktır. Broadway’de 4 oyunda oynadım ve orada herkesin birlikte hissettiği ‘Hepimiz başardık ve Broadway’deyiz’ durumu vardır. O yüzden ilişkileri sıkı bir topluluktur. Seyirciler ise her yerde aynı. Şovu burada ya da Broadway’de yapmak arasında fark yok.

Haberin Devamı

Klasik müzik ve opera dinleyicileri müzikallere burun kıvırıp sanat saymıyor. Buna ne diyeceksiniz?

Öncelikle bu insanlar müzikaller hakkında fazla bir şey bilmiyorlardır. Gidip operadan müzikallere geçen sanatçılarla bir konuşsunlar. Çoğu “Aman tanrım bu işin bu kadar zor ve bir o kadar da heyecan verici olduğunu bilmezdim” derler. Müzikaller sadece sanatın farklı bir türü. Opera püritenleri (tutucu, belli kalıplar dışına çıkamayan) tabii ki sevmeyeceklerdir çünkü yaptıkları şey züppelik.

Amerika’da sinema oyuncuları TV yıldızlarına, televizyondakiler de Broadway oyuncularına biraz tepeden bakıyor. Böyle bir hiyerarşi var mı?

Dışarıdan görülenin tam tersi bir hiyerarşi var. Bir sinema yıldızı iyi bir oyuncu olarak kabul görmek için gelip Broadway’de bir oyuna çıkmak zorundadır. Broadway oyuncuları da televizyona çıkmadan büyük bir yıldız olamayacaklarını bilirler çünkü ancak ekranda görünürlerse büyük seyirci kitlelerini salonlara çekebilirler. Hugh Jackman, Neil Patrick Harris, Patti Lupone. Hepsi Broadway’de başladı, sinema-televizyon yıldızı olup Broadway’e geri döndüler.

Haberin Devamı

Seyirciye ne söylemek istersiniz?

İstanbul’da büyük bir tarih yatıyor. Bizim müzikalimiz de tarihin bir parçası. Bir kez de İstanbullular turist olup bizim tarihimize bir göz atsınlar ve ‘Operadaki Hayalet’in neden bu kadar özel bir gösteri olduğuna şahitlik etsinler

ÖYLE BiR ŞEY YAPABiLiYOR Ki!!!

Sahnede ‘Christine’i yıllar önce ilk kez oynayan Sarah Brightman’a çok benziyorsunuz...

Peruk ve makyajdan olsa gerek. Bir de onun gibi benim de tenim çok açık.

İstanbul’u nasıl buldunuz?

Sadece birkaç haftadır buradayız. Çoğu da provalarda geçti ama gördüğüm kadarıyla harika bir şehir. aldığımız tepki de muhteşem.

Gösteri sonrası sizinle tanışmak isteyenler oluyor mu?

Haberin Devamı

Birkaç kişi dışında olmadı. Ama salıları imza günleri yapacağız.

Amerika’da Popstar ve Yetenek Sizsiniz’e katılmışınız. Sonuç ne oldu?

Pek parlak olmadı. Sadece ilk başlarda yer aldım ilerleyemedim.

Özgeçmişinizde özel yetenekler kısmı çok ilginç: Kaya tırmanma, motosiklet kullanma, hula-hop. Bir de ‘güvenilir ulaşım’ var. Minibüs şoförlüğü mü yapıyorsunuz? (Gülerek)

Amerika’da böyle şeyler önemli. Bu “Merak etmeyin provalara kendi başıma gelip gidebilirim. Ehliyetim var” demek.

Hadi bu neyse ama yine özel yetenekler kısmında ‘Talep anında geğirebilir’ var. Hangi rolde bu gerekiyor? (Kahkahalar)

Biliyorum çok hanımlara göre bir şey değil ama, evet yapabiliyorum! Bunu gerektiren bir oyunda rol almadım henüz. Bu tür tuhaf şeyler seçmelerde fark yaratıp bir adım öne geçmenizi sağlıyor. Birçok yönetmen de görmek istedi zaten!

Christine ile ortak yönleriniz var mı?

O da çok tutkulu ve ve yapması gereken seçimler var. Ben de seçim yapmak zorunda kaldım ama gerçek hayatta pek benzerliğimiz yok. Bu da oyunu eğlenceli hale getiriyor.