Yaşam 'Boşanmaya vicdanım razı olmadı'

'Boşanmaya vicdanım razı olmadı'

Paylaş
'Boşanmaya vicdanım razı olmadı'

1492'de İspanya'dan şimdiki adı Ankara olan Engürü'ye gelen Yahudi bir ailenin oğlu. Türkiye'de gayrimüslimlerin zor günler yaşadığı dönemin son tanıklarından

SERAL CUMALI

Haberin Devamı

seralcumalı@posta.com.tr

Sıfırdan, Alarko Holding'i yaratarak 1.5 milyar dolarlık (yaklaşık 3 milyar TL) serveti ile Türkiye'nin 48'inci zengini olmayı başarmış bir isim. 85 yaşında. İnandığı doğruları yüksek sesle söylemekten vazgeçmeyen cesur yürek bir kapitalist

1492’de İspanya Kraliçesi İsabel ve Kral Ferdinand ülkedeki Yahudilere “Ya Hıristiyan olun ya da bu ülkeyi terk edin” der. Hıristiyan olmak istemeyenler gemilerle ülkeyi terk eder. Bir grup Yahudi de deniz yoluyla Osmanlı topraklarına gelir. Atalarım da önce Selanik’e, sonra o zamanki adı Engürü olan Ankara’ya gelmiş. Babam Hayim ve annem Lea Ankara’da evlenip İstanbul’a yerleşmişler. Babam önce maaşlı olarak çalışmış. 1930’da da Aşirefendi Caddesi’nde iplik ithalatçılığına başlamış. 1924’te ablam Refika, 1927’de ben, 1930’da Bonjur, 1936’da Reyhan doğuyor.

Haberin Devamı

“Acı haberi babam verdi”

1942 Kasım’ı; 15 yaşındayım. Osmanbey’deki apartmanda tek telefonlu ev bizimki. Babamdan telefon geliyor; “16 bin lira vergi istiyorlar” diyor. Bir saat sonra ikinci telefon: “64 bin lira daha istiyorlar.” Bu kadar parası yok; ödeyemeyince babamı tutukluyorlar. Gülhane Parkı’nda kurulan asker çadırlarına götürüp parası varsa çıkartsın diye birkaç gün eziyet ediyorlar. Su, yemek yok, evden ben götürüyorum. İki hafta sonra gittiğimde babam yoktu. Haydarpaşa’dan hayvan vagonlarına doldurup, Varlık Vergisi’ni ödeyemeyenlerin gönderildiği Aşkale’ye ilk kafilede göndermişler babamı. İki kış orada kaldı.

“Babamı dilenci sandık”

Vergi borcuna karşılık evimizin bütün eşyası, kış günü soba dahil haraç mezat satıldı. Yer tahtasında oturuyor, uyuyoruz. Masraf olmasın diye elektrik yakmıyoruz. Bir akşamüstü loş salona pejmurde, zayıf, kir pas içinde beyaz saçlı bir adam girdi. Dilenci zannettik. Konuşunca babam olduğunu anladık. Saçı bir yılda bembeyaz olmuş 30 yaşındaki babamın. Annem su ısıtıyor, kir pas gidiyor ama çökmüş bir adam kalıyor geride. Bir daha kendine gelemedi. Çünkü CHP’liydi, partiye hizmet etmişti, bu hakareti hazmedemedi. Devletine küskün olarak 60’ında öldü. 1949’da askerliğimi yapıp iş aramaya başladım. O zaman büyük ithalatçı olan Mehmet Kavala’nın yanında iş buldum. Getir götür, daktilo ile yazmak, dış muhaberat derken 1950’de İsveç- Stockholm’e gidip bir fabrikada kaynakçı-işçi, sonra teknik ressam oldum. 23 yaşındaydım.

Haberin Devamı

Sosyal Demokrat Parti’ye üye oldum. Babam, “Gel aileye sen reislik yap"deyince istemeyerek döndüm. 1954 yılbaşı gecesi trendeydim. 26 yaşında işsiz ve mutsuzdum. Kendi şirketimi kurma fikri gelişti. Ortak ararken çok iyi bir şirkette baş mühendis olan Üzeyir Garih’i ikna ettim. Teknik bilgisi fevkaladeydi. Bir odada ısıtma tesisleri yapmaya başladık. 1958’de ilk atölyemizi kurduk. İlk ustamız Bulgar göçmeni Cemal Cumalı idi. Bir gün bana, Küçük Hüseyin Efendi’nin mezarını yeniden yapan ustanın kendisi olduğunu anlattı. Küçük Hüseyin Efendi, Üzeyir Garih’in hayatında çok önemli yeri olan bir ermiş oldu. Ortağımı, onun kabrinin başında dua ederken telefonunu ve parasını almak için öldürdüler.

Haberin Devamı

“6-7 Eylül kardeşimi kaçırttı”

Benden üç yaş küçük kardeşim Bonjur 1955’te 25 yaşında İTÜ’de genç bir asistandı. 6 Eylül günü kitap almak için Tünel’deki Haşet Kitabevi’ne giderken sopalı güruhla karşılaşıyor. Azınlıklara ait iş yerleri yağma ve talan ediliyor. 6-7 Eylül günü olanlara tanık olan kardeşim İsveç’e gidiyor. Geriye bakmak istemediği ve burada kalanlar ona geçmişi hatırlattığı için bizimle de ilişkisini koparıyor. 30 senedir onu görmedim. 1957’de İsveç’e yaptığım bir seyahatte Mara ile tanıştım. Fakir düşmüş Avusturya asilzadelerindendi. Stockholm’e göçedip İsveç vatandaşı olmuşlar. Büyük bir sevgiydi. 1958’in sonlarında Stockholm’de evlendik. Uzun süren bir evlilik oldu. Çünkü 30 senedir ayrıyız ama boşanmadık. Dostluğumuz bozulmadı, arada bir görüşürüz. Ayrıldıktan sonra evlenmeyi doğru bulmadım.

Hem çocuklar açısından, hem de Avrupa’dan kopmuş bir kadının Türkiye’de boşanmış bir insan olmasına gönlüm razı olmadı. Kendimde o hakkı bulmadım, vicdanım elvermedi. Şu an bakıma muhtaç, kızım ve oğlum yakından ilgileniyor. Bu sürede başka kadınlara ilgi duydum, ilişkilerim de oldu. Hala da oluyor. İlişkilerimi çok efendice yaşadım. Sade yaşıyorum. 1968 model bir Mercedes, 1986 model bir Lincoln’üm var. Bunlarla yetinmenin çok mantıklı ve ekonomik olduğunu düşünüyorum. Araba beni bir yerden bir yere götüren araç. Çocuklarıma “Daha zengin olun” diye öğüt vermedim. Zenginlik benim için birinci derecede olmadı. Önemli olan insanın prensipleri ve saygın olmak. Çocuklarımla birbirimizin üzerine titreriz. Leyla’nın çocukları ile de çok yakınım.

Haberin Devamı

“Hâlâ 7.30’da işe gidiyorum...”

Sabah saat 05.30’da ayaktayım, kahvaltımı hazırlıyor, duşumu yapıyor, saat 07.00’de evden çıkıyorum, 07.30’a doğru işteyim. İlk gelen hep ben olurum. 4 günü işteyim, cuma hafta sonu tatiline başlıyorum. Alkent 2000’deki yazlık evime giderim. İki tane Golden Retriever köpeğim var. İnsanın böyle munis hayvanlarla beraber olması stres alıcı. Fütüroloji ile ilgileniyorum. Önümüzdeki 100 yılda neler olacak ilgimi çekiyor. Zenginlerin servetlerinin bir bölümünü toplum hizmetine aktarması gerekir.

Nejat Eczacıbaşı ile kurduğumuz TESEV’e (Türkiye Ekonomik Sosyal Etüdler Vakfı) ve Amerikalı yatırımcı, insancıl bir kişi olan George Soros’la beraber kurduğumuz Açık Toplum Vakfı’na her sene büyük paralar aktarıyoruz. Alarko Eğitim ve Kültür Vakfı (ALEV) her sene yüzlerce eğitim bursu verir. Şimdi 85 yaşına gelen bir adam geriye bakıyor ve çok büyük mutluluk duyuyor. Saygınlık topluma hizmettir. Hayatımın kitaplarının birincisi çıktı. İkincisi iki ay içinde çıkacak. Sonra başarısızlıklarımı yazacağım. İsveç’te öğrendiğim sosyal demokrasiyi Türkiye’ye satmaya çok uğraştım ama müşteri bulamadım. Bu büyük başarısızlığım oldu...

(14.10.2012 tarihli Posta Karnaval'dan alınmıştır.)