Pazar Postası 'İçimdeki şiddet eğilimini bastırmak için yazıyorum!'
Paylaş
'İçimdeki şiddet eğilimini bastırmak için yazıyorum!'

'Beyoğlu'nun En Güzel Abisi'yle aramıza yeniden harika bir polisiye roman ile dönen Ahmet Ümit, gerçek hayatında silaha asla dokunmayanlardan... Hem katil hem de maktül olmayı becerebilen ve sapıklık derecesinde okurları olan ünlü yazarla romanlarını ve cinayetleri konuştuk.

RÖPORTAJ: CANAN'DAN YILDIZ

Haberin Devamı

* Polisiye roman yazıyorsunuz, ama çekimde silah & kelepçe kullandıramadım!

Yıllar önce yemin ettim Canan, silah ve benzeri şeyleri kullanmamaya. Çok arkadaşımı kaybettim vakti zamanında onlar yüzünden. Tövbeliyim.

* Sert bir giriş oldu!

Gerçek silahtan çok irrite oluyorum; askerde bile elime silah almadım düşün! Komutanlarım bile bu tavrıma saygı duydu; silah söküp çıkarırım, tanırım silahı; ama asla kullanmam!

* Şiddete bu kadar karşısınız ama; kitaplarınız da hep kan revan!

Edebiyat insan ruhunu anlatır; en bol malzeme de şiddette var. Ben bu yolla anlatmayı tercih ettim.

* Sizin içinizdeki şiddet eğilimi ne boyutta?

Güzel soru! Eskiden gençken, benim de eğilimim çoktu. Ama zamanla yanlış bir şey olduğunu anlıyorsun; ben de içimdeki şiddet eğilimini bastırmak için yazıyorum.

Haberin Devamı

* Vay!

E tabii! Ben de insanım ve benim de içimde şiddet var. O şiddeti hafifletmek, bastırmak ve azaltmak için yazıyorum.

* Galiba beklediğim bir şey değildi sizden!

Korkma yahu! Adam öldürecek en son insan benim! Çünkü romanlarımda o kadar çok insan öldürdüm ki! Gerçek hayatta olmaz.

* Kanım dondu be!

Bak, aslında yapmaya çalıştığım şey şiddet ve cinayetten yola çıkıp onların kötü bir şey olduğunu anlatmak; tırsma! Benim yöntemim de bu. Benden önce rahmetli Tolstoy gibi yazarlar yaptı zaten.

ŞİDDETİ ANLATMAM KİMSEYİ ÖZENDİRMEZ

* Şiddeti özendirmiyor mu romanlarınız acaba?

Yok yahu! Cinayeti ya da şiddeti fiyakalı bir şekilde anlatmıyorum; yol yöntem göstermiyorum. Aksine o kadar beter sonlar yazıyorum ki kimse yanaşmaz o işlere.

* İyi de acıdan besleniyoruz!Bundan daha iyi bir sebep var mı?

İnsanı bir zorlamasan! Şiddetin destanını yazıyorum, özendirici bir kahraman bende bulamazsın. Hatta tam tersi var; şiddete bulaşmış insanlar kitaplarımı okuduktan sonra; hatalarını daha fazla anladılar hep.

* Hımm... Pek inandırıcı gelmedi galiba?

Bak, yine de yazdıklarımdan etkilenen sapıklar var mı bilemem; çok şükür daha bana denk gelmedi.

* Hapishanede çok okurunuz var mı?

Ooo, sen ne diyorsun! Ben de hapishanelere çok gidiyorum; mahkumlarla benzer bir dili konuşuyoruz. İnanılmaz eleştiriler yapıyorlar Canan.

Haberin Devamı

* Var mı enteresan bir şey?

Bir kadın mahkum bana bir şey söylemişti; 11 yıldır dışarıya hiç çıkmamış, ‘Beyoğlu Rapsodisi’ni okuyup sayemde oralarda dolaşmış, barlarda eğlenmiş ve hayatı görmüş. Ben mahkumları dışarı çıkarıp gezdiriyorum.

* İlginç bir deneyim!

Ben onların kaçış arkadaşlarıyım! Düşünsene, benle birlikte firar ediyorlar. Onların firarına yardım ediyorum. Gözlerini belertme! (Gülüyoruz) Mecazi anlamda!

KENDİMİZE ZARAR VERECEKLERE AŞIK OLURUZ

* Okur kitleniz nasıl?

Her yaştan ve kesimden var! Merak ilkel bir duygu. O, her kesimden insanı bir araya getiriyor. Kitaplarım okullarda okutuluyor.

* ‘Beyoğlu’nun En Güzel Abisi‘...

Son romanım; evet... İlgi büyük! Ya kitap okumak zor bir şey; e insanları yoruyorsan o zaman iyi bir şey yazman lazım. ‘Beyoğlu’nun En Güzel Abisi’ni 2 yılda yazdım; çıktı; hemen okuyup bitirdiler, ‘yenisi ne zaman?’ diyorlar! O denli ilgi.

* Öleceği de öldüreni de bliyorsunuz, vay canına!

Haberin Devamı

Merak et de oku kitabı! Zaten başlamışsın! Maktülü de katili de içimde taşıyorum. Seslerini, cümlelerini biliyorum.

* En sevdiğim hastalıklı anlar! İşte geldi!

Romanlarımı yazarken, tüm kahramanlarımın sesini duyarım; çok acayip bir şey Canan. Kadın erkek, çocuk, hayvan, katil, maktül.

* Siz hangisi oluyorsunuz?

Hepsi! Zaten zenginlik bu! Katil de benim maktül de. Katil iken katil gibi düşünüyorum, maktülde ise acı çekerim.

* Çok yanar döner be!

Ya öyle kahramanlarım var ki; katil ve onlardan yana durduğum çok oluyor! Edebiyat işi deli işi!

* Hiç gerçek bir katilin hikayesi var mı romanlarınızda?

Hayır yok. Gerçek acılar dinledim ama hiçbir zaman romanımda olmadı. Katil ya da maktül incinebilir; aileleri bundan etkilenebilir; bu hoş olmaz. Cinayetin her iki tarafını da dinledim ama hiçbir zaman gerçek hikayeyi yazmadım.

* En çok neden cinayet işliyoruz?

Aldatma, kıskançlık, nefret ve aşk...

* Aşk, sevgi gibi bir şeyin cinayete karışması çok acayip!

Bakma sen; aşk çok tehlikeli ve gözünün karardığı bir sevme hali. Birine bugün aşıksın diyelim kıyamazsın, seni yarın aldatsın; gözünü oymak istersin. Aşk, çok çabuk nefrete dönüşen bir duygu.

Haberin Devamı

* Kime aşık oluruz?

Kötülere, bize zarar verenlere ve üzenlere! Çok enteresan değil mi? Kendimizi gerçekleştirme fırsatı verdiği için bize, farkında olmadan öyle insanları seçeriz.

* Cinsellikle cinayet arasında bir bağ var mı?

Bak ilginç soru! Yanıtı da öyle! Cinayet işleyenlerin hemen hepsinin bir cinsel sorunu var. Demek ki kuvvetle muhtemel bir bağ var.

"EŞCİNSELLİK OSMANLIDA DA VARDI; İKİ YÜZLÜYÜZ"

* Ya suç? Vallahi suç, neye kime göre?

Bakarsan Anayasa’ya göre değil kesinlikle! Çünkü 20 sene önce suç olan şey, artık değil! İran’da suç olan şey bizde değil; ya da ABD’deki suç olmayan şey bizde ta kendisi! Vicdanımda ararım suçu ben; yoksa baklava çalmış, ekmek yürütmüş; bunları suçtan saymıyorum.

* Karışık yani kavram!

Ben insanlığa karşı işlenmiş suçlara tahammül edemiyorum; dil, din, ırk yüzünden öldürme; ya da cana kast... Hırsızlıksa banka dolandırma; hortumlama ve kadın, eşcinsel cinayetleri katlanılamaz bir şey.

* Çok mu artış var peki bu cinayetlerde?

Bak eskiden kadınlar bu kadar güçlü değildi; şimdi çalışıyor, kazanıyor ve en önemlisi de özgürlüğünü elde ediyor; kadınların erkeklere ihtiyacı yok. E hal böyle olunca; reddedilen bir erkek katlanamıyor ve öldürüyor.

* Ya eşcinsellik ve ona bağlı cinayetler?

Biz ikiyüzlü bir toplumuz, eşcinsellik taa Osmanlı zamanından beri var; ‘içoğlan’ dediğin neydi sanıyorsun! Ama şimdi birtakım dernekler kuruldu ve eşcinselliğin bir hak olduğu anlaşılıyor.

* Ay elimiz kandan kurtulmuyor!

Hayatım, köy ve kırsal artık çözülüyor; bir kültür şoku ve karmaşası söz konusu. Olayın aslı bu. Bu da toplumu şiddete; kavgaya, cinayete itiyor. Öyle zor bir dönemden geçiyoruz. Elin kana bulaşmasın aman!

* Katil daha çok kadın mı erkek mi?

Elbette erkek! Kadınlar anne olmanın verdiği bir içgüdüyle o kadar kolay cinayet işlemiyor. Fiziksel yapı da buna müsait değil zaten. Ama dünya erkeklerin dünyası; kadınlar gaspedilmiş haklarını erkeklerden almaya kalkınca, erkekler zıvanadan çıkıyor.

* Peki şiddet duygusu her iki cinste de eşit mi?

Kullanımı aynı değil; o net... Ama kadın ve erkeğin aynı şiddet duygusuna sahip olup olmadığı muamma. Erkeklerin dünyası yıkılıp kadınların gerçek ruh hali ortaya çıkınca şiddet duygumuz eşit mi göreceğiz. Şu an bunu tayin etmek zor.

*Ben de bilemedim; çok beter kadınlar da var ha!

Onları ben de düşündüm, biliyorum; şakası bir tarafa ama gene de kadında erkeğe nazaran daha hoş, güzel bir bakış açısı vardır; kadın öyle kolay kolay kıyamaz bence.

* Siz öyle sanın!

Kadının da şiddete eğilimlisi var tabii! Korkunç kadınlar var! Kabul ediyorum. Kadın zekası çok farklı; ayrıntı okuyabiliyorsunuz. Kadın polisiye romancı ondan çok. Kadın bir ormana bakar; meşe, gürgen, çam diye görür; erkek bakar ‘aa orman’ der yalnız.

* Odun olduğunu kabul ediyoruz erkeklerin!

Tanıyor cins-i latif! (Kahkaha atıyor) Sus sus! Ayıp!

* Ama siz epey ayrıntıcısınız!

Kadın değilim ama! İlahi Canan, lafları nereye getiriyorsun! Romancı olduğum için ayrıntı yapabiliyorum!

"PEDOFİLİ HADIM EDİLSİN"

* Haklı cinayet var mı?

Net soru net yanıt lütfen! Haklı cinayet vardır! Haklı cinayet nedeni daha doğrusu... Ama ben böyle deyince herkes tepki verir, sanki cinayeti; adam öldürmeyi meşrulaştırmış, yasallaştırmış oluyorum.

* E adam insan öldürüyor diyelim; idam cezası da yok...

Ne yapacağız diyorsun değil mi? Haklısın! Kısasa kısas düşünüyor insan. İntikam ve kıskançlık çok lezzetli duygular maalesef. Öldüren insanı asmak yerine topluma kazandırsak, zor biliyorum ama başarı o işte.

* O kadar da kolaydı!

‘Buyur burdan yak’ derler! Öteki türlüsü; ölüm değil hayat kazanıyor Canan. Zor ama durum bu.

* Çocuk tecavüzü ya da planlanmış cinayetlerde ya? İdam olmalı mı?

Haklısın, bir ceza olmalı. İnsan korkunç bir varlık; dediğin durumlarda ibretlik olması açısından bir şey yapmalı; özellikle tecavüzcüler için. Pedofil hadım edilsin. Ama düşünsene, bu suça yeltenmiş birini ehlileştirip çocuklara yardım eden bir adam haline getirmek, insanlığa yararlı hale getirmek...

* Pembe gözlükleriniz, ne kadar pembe!

Ya tamam, zor bir şey söylüyorum haklısın! ‘Yok artık’ dediğini de duydum! Ben romancıyım ama ideal olanı söylemem gerek. İkisinin ortasındaki şey bu; ceza da olacak ama ölüm değil; üstelik de o insanı topluma kazandıracaksınız!

* Üstüne tatlınız da benden!

İşte bu! Biliyorum rahatsızlık duyduğunu; insan canı almak, tecavüzler ya da... Ağır vakalar; ama dedim ya az önce, insanı tanıyorum ve iç dünyası korkunçtur. Ehlileştirmenin tek yolu da bu.

"CİNAYETLERİ İŞLERKEN AİLEM HEP YANIMDADIR"

* Aileniz romanlarınıza nasıl bakıyor?

Cinayetleri işlerken ailem hep yanımda! Şaka tabii ki! Ama okumaları yazmaları eşimle birlikte yapıyoruz.

* Ruh hali karışık bir kocayı bir de ona sormak lazım!

Dilin rahat durmaz mı senin! Aaa, biz memnunuz. Keza kızım da bize eşlik eder, hem yazma seyahatlerimde hem de okumalarda.

* Nasıl anılmak istersiniz?

Sen de beni öldüreceksin zahir! Hiç güleceğim yoktu! ‘İyi adamdı, yazarken bize bir şey öğretti ve eğlendirdi’ desinler yeter.

* Neyle öldürülmek çok ağır olurdu sizi?

Bıçak!

* Sapığınız var mı?

Hayır yok! Sapık düzeyinde okurum var. Ama tehdit de edilmedim.

"POLİSİYE ROMANI 2. SINIF BULURDUM"

* Çok uyanıksınız, polisiye roman türünün tek adamı!

Ya tamam en tanınan polisiye romancı benim; ama inan ilk romanım ‘Sis ve Gece’yi yazarken aklımda ‘Burda bir boşluk var Ahmet, atla oğlum’ demedim. Bir arkadaşımın ifadesini yazarken bu tarzımı farkettim.

* Sonra?

Kısa kes diyorsun! Ben o zamana kadar polisiye romanı küçü üzüldüm bu tarz yazdığıma hatta. Şimdi of, çok zor bir edebiyat olduğunu biliyorum.

* Çok çalışmanız gerekiyor değil mi?

Her şeyden anlamalısın, adli tıp ya da DNA bilmezsen mesela ‘salak’ derler.

* Polisler, tarihçiler, adli tıp uzmanları ve avukatlar...

Hepsiyle arkadaş oluyorsun; çünkü yazdığın şeyin gerçekçi olması ve gülmemeleri için onlardan yardım almalısın. Benim danıştığım insanlar var elbette, konusunda uzman olan.

* Vay arkadaş! Zor iş!

Sen ne diyorsun! Ama çok zevk alıyorum işte o romanı kurgularken.

* Cinayetten keyif alan biri! Kaçmalı mıyım?

Hayır yahu! Ben çok çabuk sıkılan biriyim, ama polisiye roman yazarken çok eğleniyorum. İçimdeki katil duygusunu ben de yazarak ehlileştiriyorum.

* Tövbe!

İnsanoğlu beni hâlâ şaşırtıyor! Düşünsene, entrika, yalan, hırs cinayet... Onca olay oluyor; ama riski yok! Sonunda sana bir şey olmuyor.