Pazar Postası 'Yanımdaki kadına mini etek giydirmem'
Paylaş
'Yanımdaki kadına mini etek giydirmem'

'Koreografi' deyince gerçek bir marka olan Uğurkan Erez, Show TV'de yayınlanan 'Bu Tarz Benim' programıyla yeniden ekranlara döndü. Akciğer kanserini 5 yıl önce yenen ve artık hayatı ti'ye alan Uğurkan Erez ile özel yaşamını, insanlara bakış açısına kadar her şeyi konuştuk

RÖPORTAJ: CANAN DANYILDIZ

Haberin Devamı

* Epeydir röportaj vermiyorsunuz Uğurkan Erez!

E anlatacak yeni bir şeyim pek yok, konuşulacaklar hep konuşuldu Canan; o yüzden röportaj pek vermiyorum; sen başka ama!

* Değişiklik oldu yahu... Tabii ki de torunum oldu, çok tatlı; çok mutluyum! Ayrıca Show TV’de harika bir programımız var, İvana Sert, Nur Yerlitaş’la.

* Arada hayata döndünüz; asıl olay o! Kanseri atlattım çok şükür! 5 yıl oldu benim hastalığımın üzerinden geçen süre ve bu yılki kontroller de temiz çıktı. Yaşamayı çok seviyorum Canan, yapacak çok şeyim var!

* Azminize hayranım! Anne-babamı kaybedene kadar ölümden çok korkuyordum; şimdi en kötü onlarla o tarafta buluşurum diyorum! Bu öyle bir şey ki; yenmek için önce sen inanacaksın! Başka çaren yok. İş hayatına sıfırdan başlamış ve ünlü bir koreograf olmuşum, bunu da yenebilirdim.

Haberin Devamı

* İlk duyduğunuzda ne hissettiniz? ‘Eyvah! Gidiyorum, bitti! Buraya kadarmış!’ dedim. İnsanın öleceğini bilmesi güç bir şey; şimdi değil diyorsun hep içinden. Hele benim gibi hayatı seven biriysen, ultra zor. Ve biliyorsun, diyet yapmak için yaptırdığım bir kan tahlilinde çıktı. O zamana kadar hiçbir belirti yok! Akciğer kanseri çok tehlikeli, babamı da bu hastalıktan kaybettim.

* Ne değişti? İçime artık hiçbir şey atmıyorum, biriktirmiyorum; bunun ilacı biraz da bu aslında, dobra olmak. Haa, patavatsızca yapmıyorum ama; kibarca huzursuz olduğum her şeyi söylüyorum.

* Yeme, içme? Onlarda değişiklik oldu mu? Başta stres biliyorsun bunu tetikleyen, düzensiz yaşam, sigara, hele hormonlu yiyecekler! Bunların hiçbiri yok hayatımda artık. Kafamdan da sildim hastalığı biliyor musun? Düşünmüyorum.

* Başka zor zamanlarınız da oldu galiba, değil mi Erez? Annemi kaybedince asıl zaten o zaman çok üzüldüm; ardından abim yurt dışında büyük bir kaza geçirdi. O iki olay beni mahvetti. 3,5 ay abimin başında kaldım. Ondan sonra zaten... Mutsuz eden herkesi hayatımdan çıkardım. Bana Marco Paşa derlerdi; her problem, her sorunu çözmeye çalışırdım. Yetti, buraya kadar! (Kahkaha atıyor)

* Psikolojik destek aldınız mı? Abimin yanında kalırken, evet! Hastalıktan önce ama bu... Sonra ihtiyacım olduğunu anladım. Bazen size uzanan yardım elini görmelisiniz.

Haberin Devamı

* Daha geç öğrenseydiniz, yapacağınız şey ne olurdu? Ah! Ben de bunu düşündüm tabii ilk öğrendiğimde! İşi gücü bırakır, ailemi de yanıma alır dünya turuna çıkardım. Şimdi iyileştim, gece dışarı bile çıkmıyorum!

* Gülüyorum, ama anlamadım! Çok alemsin, şöyle ki: Gece eskiden dışarı çıkardım, şimdi beni 12 ya da 1 dedin mi yatakta bulursun, dinleniyorum, kendime iyi bakıyorum. Sabah 5’lere kadar gezerdim yahu! Ben Allah’ın sevgili kuluyum, bana ’dikkat’ uyarısı yolladı!

* Yaşınızın etkisi var mı değişimde? E tabii! 40’ını geçince, farkındalığın artıyor; ister istemez eskisi gibi olmuyor hayatın.

* En zoru ne olurdu? İnsanların karşısında, zavallıca ve ezik büzük ölmek istemedim Canan. Bu çok zor, zoruma giderdi. Güçsüzce, çaresizce gitmek, ölmek bana göre değil, öyle ölmek istemem.

* Ağladınız mı peki? Sıkıştırıyorsun! Ama yalan söylemeyeceğim, yaşın da verdiği etkiyle galiba; evet ağladığım oldu. Eskiden yalnızca Türk filmlerinde ağlardım!

Haberin Devamı

'ÖZEL HAYATI İFŞA ETMEYE GEREK YOK'

* Özel hayatınızı hiç bilmiyoruz! Biz öyle gördük madam! Yani adı üzerinde; niye paylaşılsın ki düşünsene; adına neden özel diyoruz ki o zaman? Her şeyi ifşa etmeyi sevmem. Ben özel hayatımı anlatsaydım; manşetlerden düşmezdim.

* İyi de magazinin hakkı yok mu? Nazara inanırım, ne gereği var ki? Göstermeye anlatmaya gerek yok. İş alırım diyelim, imza atana kadar asla anlatmam. Ama korkuyorum aileme, işime nazar değer diye.

* Sosyal medyayla aramız nasıl? Hayranlarının olması ne güzelmiş be! Çok hoşuma gidiyor şimdi, herkes tanıyor artık. TV programlarından sonra; oo iyice iş büyüdü. Seviyorum kızım, evladım; seviyorum.

* Ya kazandığınız paraya olumlu etkisi? Hayır yahu, ne uyanıksın! Benim piyasadaki işim her zaman iyiydi.

* Programınızda nasıl katlanıyorsunuz katılanlara? Hayatım, nasıl kızabilirsin ki katılanlara! Kimi ünlü olmaya, kimi para kazanmaya gelmiş. Bırak insanlar istediğini yapsın. Kıramam oraya yarışmacı gelenleri. Ama aklımdakini de söylerim.

Haberin Devamı

* Yeni nesil ne kadar çok manken var! Ben kabul etmiyorum! Onlar manken filan değil, bir defileyle olmaz o iş! Seni gazete, televizyon gösterir; dert değil. Tanınmakla olmaz öyle kolay.

* İşler, piyasa nasıl? Artık o büyük defileler, şovlar bitti. Geçmiş olsun. Hiçbir marka öyle kolay paraları çarçur etmiyor. Şimdi daha küçük şovlar moda. Mesela biz Vakko ile yapıyoruz, şehir şehir dolaşıp 10-12 manken ile, alıcılara yakından görünüyoruz. Daha elit ve yakın bir iş oluyor.

* Programınızın Türk kadını üzerindeki etkisi nedir yani? Sen hala uzak dur uzak! (Gülüyoruz) Bana, ‘sizinle giyinmeyi öğrendik, vücudumuzu tanıyoruz’ diyorlar. E bu güzel bir şey değil mi! Yani basenin çok büyükse daracık giyme, kısa boyluysan uzun etek keza. Bak benim boynum kısadır gömleğimi ona göre seçerim misal.

* Ajansınız devam... E evet, Uğurkan Erez olarak; ben sıfırdan birini alırım ve parlatırım. Hiçbir zaman yetişmiş bana gelmez. Oyuncu ve manken olacak insanı ta karşıdan tanırım.

* Bizimkiler yurtdışında niye az? Bizimkiler çok yetenekli bakma sen, vücut ölçülerimiz de muazzam. Üstelik koreografi biliyorlar bizimkiler. Yurtdışındaki manken kazma gibidir, yalnız yürümeyi bilir. Bizdeki sorun, ailemize çok düşkünüz. Çağla Şıkel’i kimler istedi;
gitmedi ailesini bırakıp.

AŞK İLLA SEKS DEĞİLDİR

* İyi yaşamak, düzenli beslenmek ve aşk... Bu benim manifestom! İyi yakalamışsın. Ama aşk deyince illa insanlar seks anlıyor. Seks de yapacaksın; o ayrı yeri gelince.

* Sizde aşk meşk ne durumda? Herkesi, her şeyi seviyorum.

* Çok iddialı ve hoş bir yanıt oldu; gerçekten! Yahu, illa aşk mı? Aileme de aşığım, kızlara da aşığım, erkeklere de aşığım.

* Kıskanç mısınızdır? E tabii, hem eşimi kıskandım çok hem de işimi! Beni geçen ya da iyi şeyler yapanları hem kıskanır hem de alkışlarım.

* Ya yanınızdaki kadını? Mini etek, elbise giydirmem arkadaş! Çok maçoyumdur! Kıskanırım! Sen giydiğin şu elbiseyle yanında ben varken dışarı çıkamazsın. Sana herkes bakar ben deli olurum.

* Ya evlilik, bir daha hiç evlenmediniz neden? Evlilik güzel bir şey, sevdiğin gerçek birini bulursan kaçırma evlen. Ama bundan sonra ben evlenmem.

* Kızınızın annesiyle siz de severek evlenmemiş miydiniz? Evet, hem de ne sevmek! İnsan anlıyor biliyor musun evleneceği kadını. Ben anladım evlendim.

* Para pul önemli bir şey mi aşkta? Bak eski karım, benden zengindi Canan. Ama biz onu hiç hissetmedik; ben kendi kendime yaptım çalıştım.

* Nasıl bir eş istemezsiniz acaba? Ya, eve gidince; ‘ay çok yoruldum’ diyen eş istemem. Çok makyaj yapan kadın bana göre değil. Hele tartışırken, biri bağırırken diğeri susmuyorsa fena. Ortada çocuk olsa bile mutsuz çiftler ayrılmalı.

* Kızınız sizin yanınızda büyümemiş... Ben çocuğun ayrılık varsa, annede kalmasını isterim. Eski karıma minettarım Billur’u çok güzel büyüttü; ben yapamazdım. Kızımla aşık gibiyiz. Manevi bir boşluğumuz oldu, maddi olarak hep arkasındaydım.

* Hımm, bir ara ilişkiniz yoktu galiba! E evet, bir dönemimiz birbirimizi tanımadan geçti ne yazık ki. Karşısına çıkamadım, manevi anlamda ama. Maddi hep vardım; ama manevi olarak güçlü değildim; korktum karşısına çıkmaktan kızımın. Ama şimdi tapıyorum ona.

"TORUNUM 'DEDE GEL' DİYOR ERİYORUM"

* Şimdi mutlu musunuz? Hem de çok! Hayatta parayla pulla satın alamayacağın şeyler var! Görmek lazım, ben bu olaydan sonra anladım. Düşünsene öğretmen bir anne babanın çocuğuyum, sonradan para kazandım. Ama olmadığında da hep çok mutluydum. Arada şaşıyorsun demek, unutuyorsun ya da.

* Ya hayat? Hırslarınız? Hayat çok güzel bir şey be! Hırs mı? Eskiden ona hırs derdim ama şimdi bendekinin azim olduğuna kanaat getirdim, hemen de söyleyeyim; evet azmim var; daha yapacaklarım var!

* Tilkiler dönüyor aklınızda yani? Hem de nasıl! Talk şov yapayım diyorum, şu da olsun hayatımda... Zaten isteklerin, azimlerin biterse; hayat biter. O zaman ölürsün, öldün demektir. Sen de öylesin, azmin büyük; insanı ele geçirmeye çalışıyorsun; ve yakalıyorsun! Afferin!

* Zorlandım biraz ama olsun! Kolay lokma değilim çocuk! Seni inceledim, seyrettim, okudum, anladım ve kapımı açtım.

* En büyük mutluluğunuz ne şimdi, merak buyurdum! Torunum! Canan, hastalık benim bakış açımı değiştirdi ama torunum, hayatımı değiştirdi! Bana telefonda ‘dede gel’ diyor, eriyorum; inanamazsın. Ama kızım daha önce geliyor Billur’um, sonra torunum!

* Kıskançlık verici bu! Ya bak, toruna hiçbir sorumluluğun yok! Ona ancak sevgini veriyorsun. Ama kendi çocuğun başka bir şey. Kıskanma kendi yeğenlerin Oğuz ve Neşe’yi filan! Aaa! Çok ayıp!

HERKESİN SEVDİĞİ BİRİ OLMAK, HOŞ

* Herkes sizi seviyor, ne iş? (Kahkaha atıyor) Kıskanç çıktın ha! E güzel bir şey, sevilmek. Beni neden seviyorlar biliyor musun? Açık ve net biriyimdir, dobrayım; kırmadan söylüyorum. Bunun için seviyorlar. Doğal biriyim. Sevmeyenler de var beni; olsun; benim hakkımda dedikodu yapanlara bile kızmıyorum. Dedikodumu yaparken mutluysan yap arkadaş. Ben artık kendimi biliyorum.

* Biz bilmiyoruz? Eskiden olsa üzülüyordum! Şimdi kendimi kendime kanıtladım ben, önemi yok denilenin, yazılan şeyin. Özgüvenim çok arttı. Hastalığımı yendim, ölümle burun buruna gelmişim kızım ben; daha ne olur bana!

* Azrail? Azrail’le el sıkışıp geri gelmiş adamım Canan ben, benim de hatalarım vardı; değiştim.

* Başka Uğurkan’lar olsun diye çaba sarfediyor musunuz? E tabii! Zeynep Arkök, İlke Kılıç, Tamer Kurter ve Fatih Ömerciklioğlu; benden sonra ismimi devam ettirecekler arasında. Ama onlar kendilerini söylesinler, ben övünmeyi pek sevmiyorum.

AİLEM HASTALIĞIMI ÇOK SONRA ÖĞRENDİ

* Ailenizle aranız nasıl mösyö? Of çok düşkünüm! Annem öldüğünde intihar edeceğim zannettim. Düşündüm de.

* Kardeşleriniz? Ailem en büyük şansım. Bak biz birbirimize acımızı bile belli etmeyiz. Azap çekerim ama kimseye belli etmem. Abime de ablama da çok sonra söyledik hastalığımı. Onları üzmeye hakkım yok ki. Biz ailece bir acayibiz bu konularda.

* Babanızla aranız nasıldı? Babamı fazla tanıma şansım olmadı açıkçası, 21’inde kaybettik. Ama eskiden beni çözmüş biriydi; inatçı ve dik biriydim. Annem beni 44’ünde doğurduğundan çok şımarıktım. Babam beni hep tatlı dille yönlendirirdi.

* Başka bir dönüm noktanız var mı? İlk yurtdışı defilem Canan. Off! O zaman ‘Tamam Uğurkan, olmaya başlayacak’ dedim.

* Çalışma arkadaşlarınızla aranız nasıl ki? Bak önce onların maaşları ödenir bizde. Tefeciden, bankadan kredi bulur yine önce onları hallederim. Benim çalışanım değil; mesai arkadaşım onlar!

* İşe giderken çok renklisiniz be! Hem de nasıl! Nasıl sevmesinler ki! Eskiden her şeyim siyahtı Canan, şimdi rengarengim! Özellikle hastalıktan sonra değiştim!