Pazar Postası Bulaşık yıkayıp şan dersi aldı
Paylaş
Bulaşık yıkayıp şan dersi aldı

2.5 yaşında babası ölünce, teyzelerle dolu evin tek erkeği, kendi deyimiyle robdöşambrlı 'salon çocuğu' olarak büyüdü. Biz ise onu 'rock'ın asi çocuğu' olarak tanıdık. Teoman; Mümin Sekman'ın 'İnsan İsterse: Azmin Zaferi Öyküleri'nde yaşamının bilinmeyen taraflarını anlatmıştı...

Hazırlayan: Seral CUMALI

Haberin Devamı

seral.cumali@posta.com.tr

Avukat Hasan Basri Yakupoğlu ile Olgunlaşma Enstitüsü mezunu terzi Şaziment Hanım’ın tek çocuğu olan Teoman Yakupoğlu 1967’de İstanbul’da doğar. Babası 33 yaşında öldüğünde Teoman henüz 2.5 yaşındadır. Babasıyla ilgili sisli iki görüntüyü Teoman şöyle anlatır: “Ağladığımda koşup gelen ve ‘Korkma’ diyerek kucağına alan, sıkı sıkı sarılan adam ve hasta yatağında öksüren adam...”

Teoman anne, anneanne ve teyzelerle dolu evin tek erkeği olarak büyür. Ailesinin çok memnun olduğu bir çocuktur. Okumayı söker sökmez şiiri ve edebiyatı çok seven babasının kitapları arasına gömülür Teoman. Okuldaki başarısıyla ailesinin gurur kaynağıdır. Kendi deyimiyle ‘bir salon çocuğu’ olarak büyüyen Teoman her çocuğun onun gibi robdöşambr giymediğini öğrendiğinde çok şaşırır...

Haberin Devamı

İlk gitarını komşular aldı

Teoman’ın çocukluğu Galata’da Doğan Apartmanı’nda geçer. O zamanki hedeflerini şöyle anlatır: “Uzun zaman casus olmayı istedim. Ama 11 yaşından itibaren tek hayalim şarkıcı olmaktı. Elvis Presley hayranıydım, onu model seçmiştim. Zaten insan kendine yakın figürleri seçiyor. Çocukluğumda maddi durumumuz yeterli olmadığı için komşular vasıtası ile bir gitara sahip oldum. Yokluğun farkında değildim, çünkü orta alt sınıf, orta sınıf insanlarla yaşıyorduk. ‘Anne bunu bana al’ dememem gerektiğini biliyordum...”

Lise bittiğinde bir hedefi yoktur Teoman’ın. Oysa çok başarılı bir öğrencidir. Şöyle anlatır Teoman o yılları: “Bir arkadaşın yanında gittiğim dershane sınavında 2-3 kez sınıf birincisi olunca kendime güvenip dersaneye gitmedim. Üniversite sınavını kazanınca da arkadaşlarım gibi işletmeyi tercih ettim. Okulun ilk günü İstanbul Üniversitesi yerine Boğaziçi Üniversitesi’ne gittim. Ortamı o kadar cezbediciydi ki, ‘Daha fazla çalışayım da buraya gireyim’ dedim. Bir matematik kitabı aldım. Günde 7-8 saat çalışıp Boğaziçi Üniversitesi Matematik bölümünü kazandım. Aldığım puan o kadar yüksekti ki TÜBİTAK burs verdi. İki dönem fizikten kalınca, tekrar sınava girip Boğaziçi Sosyoloji’ye geçiş yaptım...”

Haberin Devamı

Kantinde şişe toplayıp sattı

Teoman’ın Boğaziçi’ndeki arkadaş grubunda kimsede para yoktur. Boğaziçi’nin kantininde sağa sola atılmış şişeleri toplar, depozitolarını harçlık yaparlar. Üniversiteden mezun olması 10 yılı bulur Teoman’ın. Bir yıl İngiltere’de kalır. Bir kafede bulaşık yıkayıp yerleri siler. Kazandığı parayla şan dersi alır. “Bulaşık yıkarken iyiydim ama servis yaparken kötüydüm!” diye anlatır Teoman.

İstanbul’a döndüğünde Boğaziçi’nde müzik grubundaki arkadaşlarıyla haftada 3-4 gün, 7-8 saat prova yaparlar. Ama istedikleri tarzda müzik yaparak geçinemezler. Yine kayıt dondurup bu kez Amerika’ya gider Teoman: “Amerika’da ilginç insanlarla tanıştım. San Francisco’da bir kız vardı, sadomazoşist kulüplerde insanları kamçıladığını, taraklarla dövdüğünü anlatmıştı. Onunla röportaj yapıp, Türkiye’ye dönüşte gazeteye verecek, böylece medyaya girecektim.

Aktüel Dergisi konuyu beğendi, yazıyı istedi. O dönem her yere atlıyordum...” Yine de müzikten asla vazgeçmez. Boğaziçi’ndeki grubuyla sonunda sahnededir Teoman: “Şarkı söylerken utanıyordum. Sahnede gözlerimi kapatır, şarkıyı öyle söylerdim. Ama hayallerimde şovlar yapardım! İlk konserime çıktığımda her şey değişti.

Haberin Devamı

İlk kez gözlerimi açtım, hayallerimdeki gibi atladım zıpladım. O konseri öyle vermeseydim, başka birisi de olabilirdim...”

1996’da ‘Roxy’ adlı kulüpteki yarışmada ‘Ne Ekmek Ne De Su’ şarkısı en iyi beste ödülünü, ‘Yollar’ parçası da en iyi söz ödülünü alır. Aynı yıl Teoman adlı ilk albümü çıkar. Teoman rock müziğin yeni starıdır artık. Üçüncü albümdeki ‘Paramparça’ adlı şarkının ‘Bir bar taburesi üstünde/Babamın öldüğü yaştayım’ sözleri herkesi derinden etkiler...

2 önemli karar

Tarihler 4 Ağustos 2011’i gösterdiğinde Teoman şu açıklamayı yapar: “Müziği bırakıyorum. Ya çok uzun bir süre ya da büyük ihtimalle hiç dönmemek üzere. Çok sevdiğim şarkılarımı yazdım. Hep olduğum kişi kalayım diye de çok uğraştım. Küçücükken bu ülkede rock müziğe dair bir hayal kurdum, inandım. Hayal olduğunu bile bile.

Haberin Devamı

Neyse, işte bu hayal artık beni tatmin etmiyor. Kendimi, arkadaşlarımı hayal kırıklığı içinde görüyorum. Çok yorgunum. O yüzden pes diyorum. Bu bir hüzün yazısı değil, bir rahatlama yazısıdır...”

Müzikseverler Teoman’ın bu kararını kabullenemez. Teoman da sonunda kabullenemez bunu. “Anladım ki ben müzisyenim. Başka bir şey olamam” açıklaması hayranlarını sevindirir. Bir yıl sonra, 2012’de Teoman’ın bir başka kararı gündeme bomba gibi düşer. Boğaziçi Üniversitesi’nde tanıştığı ve 12 yıl birlikte olduğu fotoğrafçı Ayşe Kaya ile nikah masasına otururlar.

Bir yıl sonra kızları ‘Zeyno’ doğar. Ama evlilik 2 yıl sürer. Teoman çocuğun anneye muhtaç olması nedeniyle kızının velayetini Ayşe Kaya’ya bırakır...