Hazırlayan: Seral Cumalı

seral.cumali@posta.com.tr

Fahriye Evcen Almanya’nın Solingen şehrinde doğup büyür. 3 kız çocuklu ailenin en küçüğüdür. Fahriye Evcen bir röportajında şöyle anlatır: “İlkokulda dört yıl Türkçe dil eğitimi aldım.

Babam Türkçe öğrenmemize çok özen gösterdi, ülkemizden, dilimizden ve dinimizden kopuk yaşamamızı asla istemedi...” Fahriye çocukken, kağıttan mikrofon yapar, önüne de vantilatörü koyar, saçları, elbisesi uçuşarak şarkılar söyler.

Çok küçükken org çalmayı kendi kendine öğrenir. Daha sonra da piyanoya başlar. Fahriye’nin mutlu yaşamına 29 Mayıs 1993’te büyük bir gölge düşer.

Fahriye 7 yaşındayken, Alman Neo Naziler 5 Türkü, evlerini kundaklayarak öldürür. Bir ailenin yok olduğu bu vahşet tarihe ‘Solingen Katliamı’ olarak geçer. Orada yaşayan bütün Türkler için korku dolu günler başlar.

Fahriye Evcen’in ailesi de can güvenliklerini sağlayabilmek bazı tedbirler alır. Fahriye Evcen o günleri şöyle anlatır bir röportajında: “Gece oldu mu evin bütün panjurlarını indirir, hiç ışık yakmazdık.

Bizim oturduğumuz ev, müstakil bir evdi. Ailece alt katta yatıyorduk. Hatta babam herhangi bir olay durumunda kaçabilmemiz için balkonlara halatlar falan asmıştı.

Bir yıl böyle çok dikkatli yaşamak zorunda kaldık. Çünkü birkaç eve daha kundaklama girişiminde bulunulmuştu...

Oya Aydoğan keşfetti...

Fahriye, Düsseldorf Üniversitesi’nde sosyoloji okurken amatör olarak tiyatroyla ilgilenir. Türkiye’ye geldiği tatillerden birinde rahmetli Oya Aydoğan’ın yaptığı televizyon programına seyirci olarak katılır.

Fahriye Evcen bir röportajında o dönemi şöyle anlatıyor: “Televizyon hiç aklımda yoktu, tiyatro yapmayı istiyordum. Oya Aydoğan,‘Oyunculuk yapmak ister misin?’ dedi.

Orada kurulu bir düzenim vardı ve buraya taşınmayı istemediğim için önce reddettim. Sonra oyunculuğun yapmak istediğim meslek olduğunu düşünüp ‘Neden Türkiye’de başlangıç yapmayayım ki?’ dedim...

”Fahriye, Düsseldorf Üniversitesi’ndeki kaydını dondurup Türkiye’ye gelir. 2005’te Oya Aydoğan’ın yönetmen Ümit Efekan’a önermesiyle ‘Asla Unutmam’ dizisinde oynar.

Oyunculukla geçen beş yıl sonra Fahriye Evcen okumayı sürdürür, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nü bitirir.

Bu zaman içinde Türkiye’nin en gözde genç oyuncuları arasında yer alır. ‘Yaprak Dökümü’ dizisinde Necla, ‘Çalıkuşu’nda Feride rolüyle tüm Türkiye onu tanır. Genç Türkan Şoray’a benzetilir.

Aşksız olmaz!

Fahriye Evcen’in aşk hayatını izlemeye; 4 yıl süren Özcan Deniz’le ilişkisiyle başladık. Fahriye Evcen 2 yıldır Burak Özçivit’le birlikte.

Çift, ‘Çalıkuşu’ dizisinde tanışmış, aşk yaşamaya başlamıştı. İlk kez 2015’te birlikte rol aldıkları ‘Aşk Sana Benzer’ filminin galasına el ele gelmişlerdi.

Fahriye Evcen aşkın üzerinde yarattığı duyguyu bir röportajında şöyle anlatır: “Aşk olmazsa olmaz. Aşık olmak insanı besleyen, hiç olmadık bir yerde ilham veren bir duygu.”

FAHRiYE EVCEN hakkında birkaç şey

Güzellik sırrı düzenli Türk hamamı.

Özel hayatında neredeyse hiç makyaj yapmıyor.

Sebze ağırlıklı besleniyor.

Çikolataya zaafı büyük, her gün yiyor.

Evde vakit geçirmeyi seviyor.

Felsefe kitapları ve dünya klasiklerini okuyor. Goethe’nin Faust’unu birkaç kez okumuş.

Kendisiyle ve hayatla barışık olduğunu söylüyor.

İkizler burcu. Kararsız, bir anı bir anına uymuyor!

Seyahat yapmayı seviyor, valizini hazırlaması bir dakika sürüyor.

Kız arkadaşlar olmazsa olmazı.

Hayat felsefesi ‘Carpe Diem’, yani anı yakalamak!

Ailesine çok düşkün.