Pazar Postası Marangoz Ali Usta'nın oğlu Şener Öğretmen...
Paylaş
Marangoz Ali Usta'nın oğlu Şener Öğretmen...

Şener Şen, Türk Sineması'nın gelmiş geçmiş en büyük oyuncularından. Müthiş oyunculuk yeteneğine rağmen uzun yıllar beklediği şöhret geç gelse de adını Türk Sineması'na altın harflerle kazıdı. Şener Şen'in köy öğretmenliğinden oyunculuğa uzanan yolculuğu da büyük bir serüven... Şener Şen kendisini anlatmayı sevmez; biz anlatalım dedik

Ali Şen, Türk Sineması’nın en önemli karakter oyuncularındandı. Ali Şen oyuncu olmadan önce Adana’da kendi halinde bir marangozdu. Adana Halkevi Tiyatrosu’nun dekorlarını yapma işini aldığında elbette ki hayatının değişeceğini bilemezdi. Ali Şen bir yandan tiyatronun dekorlarını yaparken bir yandan da provaları büyük bir dikkatle izliyordu. Aklı artık tiyatroya kaymıştı. Bu merak onu önce Ses Tiyatrosu’nda oyunculuğa ardından Yeşilçam’da yeri doldurulamaz karakter oyunculuğuna götürdü.

Haberin Devamı

Hazırlayan: Seral CUMALI

Ali Şen sinemadaki ilk rolünü 1954’te oynamıştı. Ali Şen’in oğlu Şener Şen, 26 Aralık 1941’de Adana’da doğduğunda babası henüz ünlü bir karakter oyuncusu değildi. Sert bir babaydı Ali Şen, zaten filmlerdeki rolü de genellikle öyleydi. Şener Şen bir röportajında şöyle anlatır ailesini ve çocukluk günlerini ve İstanbul’daki ilk yıllarını: “Prototip Türk ailesi, ama alt sınıf... Adana’dan İstanbul’a gelince; o zamanlar henüz teşekkül halinde olan Zeytinburnu’na yerleştik. Her türlü insanla içiçe yaşadım. Yani biraz gecekondu çocuğuyum ben. Gecekonduda büyüdük, yetiştik. Biz çocukken dayak da yedik. Dayak zaten o dönemin eğitim biçimiydi, dolayısıyla farkında değildik dayak yediğimizin. Çünkü herkes dayağını yemiş öyle okula gelmiş oluyordu...”

Haberin Devamı

Köy öğretmeni işportacı dolmuş şoförü

Ali Şen’in oğlu Şener Şen çok da parlak bir öğrenci değildi. Lise yıllarına geldiğinde babası artık oyuncu olmuştu. O da babası gibi oyuncu olmak istemiş, ‘Yeşil Sahne’ isimli bir amatör tiyatroda bir süre sahne tozu yutmuştu. Ama liseyi bitirince babasının da isteğiyle öğretmenlik yapmaya karar verdi. O artık köy öğretmeniydi. Önce İzmit’te sonra Muş’un Malazgirt ilçesinin en ücra köyü Fenek’te öğretmenlik yaptı. Çileli yıllardı; tam üç yıl sürdü. Bu zor ve yalnız yıllarda Şener Şen bol bol hayatını gözden geçirme fırsatı buldu. 16 yaşında yuttuğu sahne tozu peşini bırakmadı. Kararını verdi, öğretmenliği bırakıp tiyatroya girecekti. Babası Ali Şen karşı çıktı; oğlunun öğretmenliğe devam etmesini istedi. Ama Şener Şen kararlıydı. İstanbul Şehir Tiyatrosu’na başvurdu. Ama kadro yoktu. Ancak, bir oyunda asker rolünde 20 figüranın biri hastalanırsa onun yerine oynayabileceği söylendi. Şener Şen çok sevindi, tiyatroya girdi sayılır diye. Bu arada da para kazanması da gerekiyordu; işportacılık yaptı, eşarp sattı. Sirkeci’de yolun kenarında kurduğu tezgahta eşarp satarken, daha ilk gün zabıtalara yakalandı. Ehliyet alıp Kasımpaşa- Eminönü hattında dolmuş soförlüğü yaptı. Bir iplik fabrikasında iki yıl işçi olarak da çalıştı. Ama her gün figüranlardan hastalanan var mı diye tiyatroya uğruyordu. Bu azim tiyatro müdürünün gözünden kaçmadı ve Şener Şen, 1966-67 sezonunda İstanbul Şehir Tiyatrosu’na girmeyi başardı.

Haberin Devamı

‘Badi Ekrem’le gelen şöhret

Tiyatro iyi gidiyordu. Ama aldığı para geçinmesine yetmiyordu. O yüzden sinema da yapmak istiyordu. Sinema serüvenine set işçiliği, suflörlük, seslendirme gibi kamera arkası işlerle başladı. 1963’te ‘Hizmetçi Dediğin Böyle Olur’ adlı filmle ilk kez beyazperde görüldüğünde 23 yaşındaydı. Bazen başrol oyuncusunun yakın arkadaş grubunun içindeki biri; bazen servis yapan bir garson rolündeydi. Ama o rollerde bile dikkat çekmeye başladı yavaş yavaş. Ertem Eğilmez, Hababam Sınıfı filmlerindeki beden öğretmeni ‘Badi Ekrem’ rolü için Şener Şen’i çağırdı. Bu rol Şener Şen için sinema kariyerinin dönüm noktası oldu. Film vizyona girdiğinde herkes Şener Şen’i konuştu. Uzun yıllar Kemal Sunal’lı, İlyas Salman’lı filmlerin ikinci adamı oldu Şener Şen. Ama başrol oyuncusu kadar öne çıkıyordu oyunculuğuyla. İlk başrol nihayet 1983’te geldi. Şener Şen 42 yaşındaydı. Yeşilçam’da star sisteminin çöktüğü, salonların kapandığı, ‘Yeşilçam’ın bittiği’nin söylendiği bir dönemde seyirciyi sinemaya çekti. Şener Şen bir röportajında bunun sırrını şöyle anlatır: İçten olduğumu söyleyebilirim. Ve bu topraklara ait bir sentezim. Hani bazı yönetmenler vardır, belli yerlere geldikten sonra Tarkovski olmak isterler. Oyuncuysa da De Niro. Ben buraya aitim. Züğürt Ağa’yı oynayan adamım. Bana ne De Niro’dan ve oynadığı rollerden. Ben Şener’im ve Şener olarak kalmak istiyorum...”

Gülme krizine girince ne yaptı?


Ve o filmlerden Şener Şen’e sayısız unutulmaz anılar da kaldı... Bunlardan biri Şener Şen’in Kemal Sunal ile oynadığı ‘Davaro’ filmindeki bir anıdır. Yönetmen ‘motor’ der. Şener Şen, Kemal Sunal tarafından rol gereği öldürülmeye götürülecektir. Şener Şen gölde yüzünü yıkamaktadır. O sırada kendisini öldürmeye götüren Kemal Sunal’ın gülerek baktığını görür. Gülme krizine girer. O yıllarda filmlerin maliyeti yüksek olduğu için çekimler tekrarlanmamaktadır. Bu nedenle Şener Şen gülme krizi geçinceye kadar başını suyun altında tutar...

Haberin Devamı

İki kere evlendi

Haberin Devamı

İki kez evlenen Şener Şen’in ilk evliliğinden bir kızı oldu. Bugün 39 yaşında olan kızı Bengü, babası ve dedesi gibi oyunculuğu seçmedi; hep kameralardan uzak durdu. Şener Şen ikinci evliliğini ‘Muhsin Bey’filminin çekimleri sırasında tanıştığı rol arkadaşı Sermin Hürmeriç’le yaptı. 1989’da evlenen çift, Şener Şen’in bir başka hit filmi Eşkıya’dan sonra 11 yıllık evliliklerini bitirdi... Şener Şen bir röportajında şöyle der: “İyi koca mıyım? Evlilikleri beceremediğime göre değilim. Bu sınavlardan pek yüzümün akıyla çıktığımı söyleyemem. İyi koca nasıl olur onu da bilmiyorum. Ben iyi bir insan olma çabası içindeyim. İyi bir oyuncu olup olmadığıma gelince, onu da bilmiyorum. Tek bildiğim, oyunculuğun beni heyecanlandırdığı...”