Pazar Postası Teksoy efsanesi geri dönüyor
Paylaş
Teksoy efsanesi geri dönüyor

Canan Danyıldız, 'Ayağımı kaydırmaya çalışan çok oldu' diyen Sadettin Teksoy ile Çatalca'daki evinde buluştu. Teksoy Görevde'nin efsanesi yeni projelerini ve habercilik yıllarını anlattı

RÖPORTAJ: CANAN DANYILDIZ

Haberin Devamı

canan.danyildiz@posta.com.tr

PRODÜKSİYON: BEGÜM BAKİ

Sadettin Teksoy (64), 90’ların efsane habercisi! ‘Ben Sadettin Teksoy’ der, kendine özgü sarı montu ve havaya kaldırdığı sağ elin işaret parmağıyla ekranda görünür, yaptığı haberlerle olay olurdu. 10 yıldır sektörden uzak.

Şimdi yeni TV projesiyle reytingleri bir kez daha alt üst etmeye hazırlanıyor. ‘Uzaya çıkmak istiyorum, ucuzlamasını bekliyorum’ diyen Teksoy, karısı Müge Hanım’a her akşam gül toplayacak kadar da romantik!

Ve Sadettin Teksoy! Gerçek bir fenomen!

Bilmem öyle miyim? Hiç aklımın ucundan geçmezdi. Küçükken polis olmak isterdim, sonra hep gazeteci olmak istedim.

Çatalca’da mı yaşıyorsunuz?

Eskiden yazlık olarak gelip gidiyor, Ataköy’de oturuyorduk. 2010’da Efe’nin okulu filan da bitince temelli geldik yerleştik.

Haberin Devamı

Bu Vefa Lisesi’nde ne var? Her çıkan başarılı!

Vefa Lisesi mezunuyum ben de, üniversite okumadım. Doğrudan işe başlamak istedim. Oranın hamurunda farklı bir şey var muhakkak ama sende iş yoksa nerden mezun olursan ol!

Lisede de farklı bir adam mıydınız?

Evet, çok gırgırdım, yaptığım esprilere çok gülünürdü. Ne zaman ciddiyetle mesleki hayatım başladı, o zaman o tarafım da bitti.

Televizyondan önce müthiş bir gazetecilik döneminiz var...

Hürriyet grubunda Hafta Sonu dergisiyle başladım, 2 yıl magazin gazeteciliği yaptım. Çünkü gazeteye geçmek için bir kapı lazımdı.

Magazin haberciliğinden de hoşlandınız mı?

2yıl boyunca o kadar çok insanı meşhur ettim ki! Zaten en sevdiğim şey, sıfırdan bir insanı almak ve meşhur etmekti. Sonra gazeteye, Hürriyet’e geçtim.

Hürriyet macerası kaç yıl?

16 yıl çalıştım. Büyük ses getirmiş pek çok gazetecilik başarısına imza attım, bazıları yüksek prestijli ödüller de kazandı. 14 günlük ‘Humeyni’nin İran’ı’ yazı dizisini de, Saddam’la ilk röportajı da yapan benim.

TV’de reyting rekorları kırmanın sırrı ne?

Ünlü Billur Tuz cinayetiyle ilgili ipuçlarını en küçük ayrıntısına kadar bir dedektif gibi araştırarak failini buldum. Evli Monako Prensesi Caroline’i yasak aşkıyla el ele görüntüleyerek bir skandalı ortaya çıkardım. Haberin küçüğüne büyüğüne bakmazdım, onu görebilmenle ilgili her şey.

Haberin Devamı

Hep farklı olmaya çalıştım. Kimsenin cesaret edemediği işlere kalkıştım.

Derdiniz kendinizi aşmakla mı ilgiliydi?

Varmak istediğim bir yer vardı, evet. Ve bir yerde ‘Yeter, zirvede bırakalım’ dedim.

Saddam’ı nasıl kafeslediniz? O zor iş işte!

İran - Irak Savaşı başlamış! Savaşın en civcivli hali, kalktım Irak’a gittim. Bugün olsa hayatta gitmem. Dolaşıyorum şehirde... Anaa bir baktım Saddam Hüseyin! Yanımdaki görevli diyor ki; ‘Bakma üstad oraya doğru’. Ben atladım, Saddam’ın etrafını adamlar sarmış, onları yardım, Saddam’a selam verdim.

Deli misiniz?

Vallahi! Başladım Arapça konuşmaya, Türkiye’den geldiğimi, gazeteci olduğumu söyledim. Saddam ‘Gel’ dedi, yanındaki adam kolumu sıktı, mosmor! Orada konuştuk, röportaj yaptık ve Hürriyet’e kaseti yolladım. Başlık ‘Bu dünyada parası olanın borusu öter’di, büyük olay oldu!

Var mı farklı bir 'ilk' daha?

Kabe’nin içine girip ilk görüntü alan da benim! Bu yüzden ‘Süper Hacı’ derler bana. İkna etmek, izinleri almak da bir yetenek. Bugüne kadar kimse gidip Kabe’de haber hazırlamayı düşünmemiş. Ben macera severim...

Haberin Devamı

‘Dünyayı 5 kez dolaştım’

Çok pasaport eskitmişsiniz, doğru mu?

Evet, dünyayı 5 kez dolaştım! Türkiye’de gitmediğim yer kalmadı.

Riskli habercilik nerede bitti?

Tahran’dayız, yanımda bakanlıktan biri var, yalnız dolaşamazsın; zaten başıma ne iş geliyorsa dolaşmalarda geliyor.

Humeyni’nin askerleri beni yakaladı.

Aa sonra?

Ne oldu demeye kalmadan, kafama siyah bez geçirip arabaya attılar.

Simsiyah bir odada ellerim arkadan bağlı. Kafama silah dayadılar!

Şu an ağlıyorsunuz!

Bir daha Müge ve yeni doğmuş oğlum Efe’yi göremeyeceğimi sandım! O gün bu tip haberciliği bitirdim.

“40 tane sarı montum var!”

TV’ye geçiş nasıl oldu?

1990’ların başında, o günlerde büyük bir dönüşüm geçiren televizyon dünyasına adım attım, ilk olarak TRT’de, Uğur Dündar’ın genel yönetmenliğinde gerçekleştirilen ‘Hodri Meydan’ adlı haberaraştırma programında özel haber muhabiri olarak çalıştım.

Haberin Devamı

İki başarılı yılın ardından da Türkiye’nin ilk özel televizyonu Star’a transfer oldum.

Sonra?

Özel röportajlarım büyük ses getirdi.

Bir de ‘Ben Sadettin Teksoy’ diye başlayan ve biten anonslar bu muhabirliğim sırasında oluştu ve yeteneğim fark edilince ‘Teksoy Görevde’ye karar verdik.

Ve efsane geliyor! Yıl 90’lar!

‘Teksoy Görevde’ Türkiye’de uzun yıllar boyunca cuma akşamları prime-time kuşağının rakipsiz televizyon programları arasında yer aldı.

90’larda efsane oldu, haklısın.

Niye o kadar tuttu program?

Her insanla kolaylıkla duygusal bağlantı kurulmasını sağlayan tane tane, basit, ancak gramatik açıdan doğru bir cümle örgüsü kullanma!

Sloganik cümleler, hep sarı mont ve blue jean giymemin de etkisi büyüktür.

Her denilene, gördüğümüze inandığımız yıllar!

Herkesin değil, benim yaptıklarım olay oluyordu, inanılıyordu. Çünkü ben de işlerimi inanarak yaptım. TV’de 45 saniye kuralı vardır.

Yaptığım haberler 4-5 dakika arasındaydı, her biri de patlıyordu, araya da reklam alıyorlardı.

Bir kere bile ‘yalan haber’ yüzünden mahkemelik olmadım!

Sarı montun hikayesi ne?

Oldum olası sarıyı severdim ama ‘Teksoy Görevde’ye başlarken psikolog ve renk uzmanı arkadaşlarıma danıştım.

Sarı renk cesareti ve zihinsel faaliyetleri arttırırmış. Fark edilmek, akılda kalmak için de önemli bir renk. 40 tane sarı montum var.

'Beni ti'ye alanlar,çekemeyenler'

300’e yakın programda sizin en etkilendiğiniz neydi?

Reenkarnasyon. Seni hipnozla uyutup yaş gerilemesi yapıyor ve ana rahmine koyuyorlar. Bir önceki hayatımın Fransa’da olduğunu gördüm. Onun etkisini hala taşırım.

İnsan iz bırakmak için mi bu kadar değişik şey yapar?

Bu dünyada toz bile olmadığımıza inanıyorum. Çalış çabala, bir şey üret hepsi bu. İyilik yaptım, karşılığını da aldım.

Bir kesim de sizi ti’ye aldı. Kızıyor musunuz?

Reyting için tuhaf olayları kullanmış değilim. Öncesinde de çok ciddi bir gazeteciliğim var. Kedi uzanamadığı ciğere mundar der; o hesap. O kişiler çekemediler beni.

Ruhat Mengi bir yazı yazmıştı, ‘Sadettin Teksoy’u izledik, ‘Madame Tussaud’da Hitler’in saç ve bıyıkları uzuyor’ diye haber yapmış, abartı bulduk’ diye. Sonra özür diledi, olay gerçekti.

“Oğluma Saddam adını verip 2 yıl sonra Efe olarak değiştirdim”

Yeni proje var mı? Teksoy ekrana dönecek mi?

Var, TV’ye geri dönüyorum. Biliyorum arada programcılık adına çok şey değişti. Yeni nesille aram çok iyi, yine reyting rekorları kıracağıma eminim! Yeni projeme millet ‘Vay anasını’ diyecek!

Bu kadar zaman sonra demode olmuş olabilir misiniz?

Senaryo yazdım. ‘Çağrı’ filminin devamı gibi bir iş, onunla ilgilendim. Demode olduğumu düşünmüyorum.

Ailenize vakit ayırdınız... Müge Hanım’la nasıl tanıştınız?

Havalimanında muhabirlik yapıyordum, Müge de orada çalışıyordu. Beni polis sanıyormuş, elimde polis telizi var diye! Sonra bir arkadaşım aracılığıyla haberleştik ve tanıştık. Birkaç ay içinde de hemen evlendik. Neredeyse 30 yıldır evliyiz.

Romantik bir erkek misiniz?

Balık burcuyum, hemen kırılır, hemen de mutlu olurum. Müge’ye her akşam bahçeden güller toplar veririm.

Oğlunuz Efe ile aranız nasıl?

Çok iyi! Oğluma Saddam’la tanışınca çok etkilenip ‘Saddam’ adını vermiştim. 2 yıl sonra katliamlar falan yaptığı anlaşılınca mahkeme kararıyla oğlumun adını Efe olarak değiştirdim.

Hep spor mu giyinirsiniz?

Evet, hayatımda bir kez takım elbise giydim, o da evlenirken.

İçinizde bir şey kaldı mı?

Uzaya gitmek istiyorum. Ama çok pahalı ucuzlamasını bekliyorum.

“Kutuplarda şükür namazı en iyi işimdi!”

Kendinizi nasıl tanımlarsınız?

Kimsenin yapmadığı işleri yaptım, bunu söyleyebilirim. Özal zamanı Arap turistte patlama oldu. Arap kıyafeti giydim, bir konu mankenine çarşaf giydirip yanıma aldım.

Limuzine atladık Arap prensi gibi Beyoğlu’nda dolaşıp alışveriş yaptık ve Araplar’a Türk halkının yaklaşımı ne, onu gösterdik. Onlarca gazeteci var, hadi birinin aklına da bu gelsin!

Kutuplarda ‘şükür namazı’nı da kimse düşünemezdi!

Grönland’da Kuzey Kutbu’na çıkmam ve orada ‘şükür namazı’ kılmam. En top, zirve işim odur bence. En gurur duyduğum iş de!

Gülme krizine girdiğiniz, anonsu yapamadığınız işler oldu mu?

Of hem de çok! Ya adamın biri vardı, Hz. Süleyman’ın mühürü varmış güya bunda. Elinde bir damga, gelene geçene damga vuruyor.

Sahtekar tabii! Gülme krizine girdim, anonsu yapamıyorum. Böyle bir saçmalık olur mu ya!

Sizi gerçekten cin çarptı mı peki?

Hayır, hiç öyle bir şey olmadı. Allah’a inancım var, korunmayı da bilirim. Beni cin min çarpamaz! Bunlar hep ayağımı kaydırmak için çıkarılmış yalan haberler.