Pazar Postası “Eşimle birbirimizin geçmişlerini olduğu gibi kabul ettik”
Paylaş
“Eşimle birbirimizin geçmişlerini olduğu gibi kabul ettik”

Türkiye güzeli seçildikten sonra uzun süre mankenlik yapan Nefise Karatay, hazırlayıp sunduğu 'Afiş' programıyla her gün karşımıza çıkıyor. Eşiyle geçmişlerini olduğu gibi kabul eden ve kıskançlığa hiç tahammülü olmayan Karatay'la özel ve iş hayatına dair her şeyi konuştuk.

Röportaj: CANAN DANYILDIZ

Haberin Devamı

- İzmirli diyorlar sana, ama değilsin!

Evet değilim ama çok hoşuma gidiyor İzmirli diye bilinmek! Hiç bozmuyorum ya da düzeltmiyorum insanları.

- Modellikten televizyona geçme fikri sana iyi geldi!

Bir demo hazırlamıştım, kendimle ilgili... TV karşısında nasıl görünüyorum diye; life- style bir şey yaptım ve onları belli kanallara dağıtmıştım. CNNTürk bana geri döndü, ekran karşısındaki duruşumu çok sıcak bulmuşlar; Afiş öyle başladı.

- Eski halinden sıyrılmak mı istedin de TV programı yaptın?

Yok zaten uzun zamandır aklımda vardı böyle bir program yapmak, daha önce de bir müzik kanalında var deneyimim. Aklımda günlük bir iş yoktu, ama bu tempoya da alıştım.

- ‘Afiş’, seninle bütünleşmiş bir iş oldu...

Haberin Devamı

Evet Afiş’i 5 senedir sunuyorum. Zaten birçok şey izliyordum, takip ediyordum; bununla bütünleşti şu an çok mutluyum.

- Başka bir iş, proje var mı?

Afiş haftada 5 gün, zaten çok zamanımızı alıyor. Biraz ondan yapayım, biraz da bundan olsun diyen bir kadın değilim; olacaksa tam olsun isterim; bölünmeyeyim.

- Önyargılar oldu mu, güzellerin ‘aptal’ olduğuna dair?

Bilinen bir insanım, sonuçta göz önünde bir hayatım var. Önyargılar oldu; ama bunları tersine çevirmek benim elimde. Çok zor oluyor ama, başardığında geri dönüşü de çok güzel oluyor.

- Ön hazırlığını iyi yapıyorsun o halde, bir röportaj öncesi?

Evet, bunu karşı taraf da söylüyor. Çok çalışıyorum Canan gitmeden önce. Bir de ben bilgisayarda yazmayı değil; okuldan kalma bir alışkanlıkla kağıda el yazımla çalışmayı tercih ediyorum. Evimde dosyalar içinde notlar vardır; bizde her yer kağıttır! Çok genç ve işini sahiplenen bir ekiple çalışıyorum; ekran önünde Nefise görünüyor ama çok ciddi emek var mutfak tarafında da.

- Başka şeyler de yazar mısın?

Mektup yazarım arkadaşlarıma, günlük tutarım; şiir okumayı da seviyorum; galiba yazının insan duygularını artırdığına inanıyorum.

- Biraz eski, külüstür bir kızsın galiba?

(Gülüyor) Bu konuda modernleşmedim pek diyebilirim. Mesajlaşmayı sevmiyorum ya. Hele böyle özel günlerde filan atarlar ya; onlara geri dönmüyorum bile. Önemsiyorsam açar konuşurum zaten.

Haberin Devamı

“Kıskanan insan sorunludur”

- Yusuf’la geçmişe dair konuşur musunuz?

Hayır, çok konuşmuyoruz ama imtina da etmiyoruz çok özel olmadığı sürece. O beni ben de onu bütün geçmişimizle kabul ettik, evlendik ve birbirimizi seviyoruz. İkimizin de ‘geçmiş, geçmişte kalmıştır’ diye bir bakış açısı var. Birine saygı duyuyorsan, geçmişine de saygı duyarsın. Zaten Yusuf da bu kafada olduğu için onunla evlendim.

- Yasaklarınız, kıskançlıklarınız var mıdır?

Bizim evde yasaklar, kurallar hiç yok. Yusuf hayatta gördüğüm en kıskanmayan erkek. Sıfır kıskançlık. Ama ben de ona çok özenirim, ikimiz de yanlış bir şey yapmayacağımızı biliriz.

- Güven sonsuz yani?

Canan, nereye kadar zorlama olur ki böyle bir şey? Baskıların ilişkileri tükettiğini düşünüyorum. Bir başkasına dahi yapılsa bu kıskançlık, tahammülüm yok. Çok kıskançlığın çok sevgi olduğunu düşünmüyorum. Çok kıskanan insanın kendiyle ilgili bir sorunu vardır.

- Sahiplenilmek vs.?

Liseli değiliz ki! Ben hiçbir zaman böyle çok sahiplenici birini sevmedim. İlişkinin güzelliği birbirinden vazgeçebilme özgürlüğün olmasına rağmen onu kendin tercih etmek. Bu çok harika bir şey. Özgürce Yusuf’un yanındaysam; o çok güzel işte. Birbirimizi mutlu ettiğimiz sürece birlikteyiz. Herkesin kendi alanları vardır bizim evde. Yusuf arkadaşlarıyla çıkar gezer, ben keza.

Haberin Devamı

- Neleri seversiniz?

Yılda 2 tane büyük seyahat yaparız yurt dışına. Sonra dışarıda farklı restoranlarda farklı yemekler yemeyi seviyoruz. Uzun hafta sonu tatillerimiz olur.

- Çok para harcar mısınız? Yoksa pinti misiniz?

Yok ölçülü! Bu devirde çok harcamak anlamlı değil, ama az da harcamıyoruz. Olması gerektiği kadar.

“Popüler olmak gibi bir derdim yok!”

- Çevrene, geldiğin yere bakılırsa daha iyi bir yerde olman gerekmiyor mu?

Aslında büyük bir iş yapıyorum, dışarıdan belki çok belli olmuyor ama inan önemli bir mesleğim var.

- Ya popüler olmak eskisi gibi?

Hah! Bak doğru yere geldin! Popüler olmak gibi bir derdim yok, bunu istemiyorum. Daha popüler işler de geliyor; ama tercih etmiyorum. Çok şükür ki; seçebilme lüksüne sahibim ve seçimim bu yönde.

Haberin Devamı

- İstemiyorsun yani?

Benim için eskiden de tanınmak, popüler olmak önemli bir şey olmadı; hiçbir zaman hayatımı şöhret, popüler olmak üzerine kurmadım.

- Güzellik yarışmasıyla tanıdık seni ama, hatırlatırım!

20’li yaşlarda daha neyin ne olduğunu çok anlamıyorsun ve hayat seni bir yere getiriyor.

- Hiç mi popüler işte olmazsın artık? Büyük konuşma!

Mesela projedeki isimler çok iyidir, onlarla bir arada olmak için ‘evet’ derim. Yaptığım işlerin artık daha konservatif olmasına dikkat ediyorum.

- Eski yaşantın, hayatın yüzünden mi değişmek istiyorsun?

Evet, tabii ki her şeyin bir bedeli var. Yaşadığım hayatın bir getirisi, götürüsü oldu. Hepimiz yaşıyoruz, şöhret olup da bunu ödemeyen biri var mı? Ama bununla barışık olmak gerekiyor. Olumsuz yerinden yakalanırsan seni alıp götürür. Ben duygusal olduğum kadar mantıklıyım da. Olumlu görmeye çalışıyorum. Üzücü tarafları vardı, ama kimin hayatında yok ki? Ben de insanım. Kimseye kendimi ispatlamaya çalışmıyorum.

-Peki iyi kazanıyor musun?

(Kahkaha atıyor) Müjdat Gezen de bir gün bana aynı şeyi sormuştu: “Takdir ediyorum seni, peki iyi kazanıyor musun programdan?” İdare ediyorum, sebat etmek lazım bazen Canan. Çok büyük getirileri olmayabilir ama çok mutluyum ve beni çok geliştirdiğini düşündüğüm bir işim var. Daha popüler, daha şaşaalı işler beni etkilemiyor.

- Arkadaşların, çevren bu değişimden payını aldı mı?

Hala çocukluk arkadaşlarımla görüşürüm; dışarıda benle rahatça oturursun. Kendini herkes rahat hisseder yanımda. Ailemle sık vakit geçiriyorum. Boğa burcuyum, alışkanlıklarıma çok düşkünüm; kolay insan almam hayatıma; kolay da çıkarmam. İnce eleyip sık dokudum hep.

- Geçmişte de bu kadar seçici miydin?

İnsan gençken pek seçici olamıyor; ama belli bir saatten sonra tahammülün kalmıyor; daha doğru kararlar veriyorsun.

(13.04.2014 tarihli Posta karnaval'dan alınmıştır.)