Derya Özel Birbirimize bunu yapmasak
HABERİ PAYLAŞ

Birbirimize bunu yapmasak

Kızlarımla birlikte vakit geçirmekten, onlar için aktivite yaratmaktan ne kadar keyif aldığımı size anlatamam. Çalışan bir anne olmanın getirdiği vicdan yükü yüzünden kızlarımla geçirdiğim vaktin kaliteli olmasına da ayrıca özen gösteririm. Her çalışan annenin duyduğu ‘çocuğuma yeteri kadar vakit ayıramıyor muyum?’ endişesi elbette bende de vardır ama bu durumu en iyi şekilde organize ederek aşmaya çalışırım.

Bu haftam sürekli iş seyahatleriyle geçtiği için, kızlarımı ne kadar özlediğimi size tarif etmem imkansız.Bir yandan kullandığım sosyal medyadan, iş için gittiğim yerlerin fotoğraflarını ve oraların hikayelerini paylaşıyorum. Sosyal medyayı hem kişileri bilinçlendirmek, hem de güzel paylaşımlarda bulunmak için kullanırım.

Haberin Devamı

Fakat bazen sadece yorum yapmış olmak için yazanlardan, canımı yakmak için yazanlara kadar canımı epey sıkan kişilere denk gelince isyan ediyorum haliyle. Bir fotoğrafımın altına yapılan ‘vay efendim ben çocukları bakıcıya bırakıp sürekli geziyormuşum, ne biçim anneymişim’ gibi bir yoruma denk gelince, bendeki sinir sistemi çöktü.

Klavye başından ahkam kesmek artık işi gücü olmayanların yeni hobisi olmuş belli ki. Normalde asla takılmayacağım bu yoruma, çocuklarım burnumda tüterken denk gelmem, beni epey sarstı.

Bunları yazan kişi ya da kişiler için ‘kıskanç’ diyebilirsiniz, ‘ilgi çekmek için yazmış’ diyebilirisiniz ama neticede can yakmak için yazdığı çok açık. Bu yorumları yapanların da genelde kadınlar olması çok daha yaralayıcı.

Keşke ben de oturduğum yerden para kazanıyor olsaydım da, İstanbul’a yılın ilk karı yağdığında çocuklarımla kartopu oynayabilseydim. Kadın dayanışması diye bas bas bağırırken, birbirimize bunu yapmasak, destek olacağımıza köstek olmasak ve keşke madalyonun diğer tarafından bakabilsek ne güzel olurdu.

ANNELERE CENNET GİBİ BİR YER

Yeni doğum yaptığım zaman lohusa sendromunu kolay atlatmak için kendime zaman ayırır, en yakın spa merkezine gidip 2 saat dünyayla bağlantımı koparırdım. Masaj ve bakım yaptırdıktan sonra gelen rahatlamayla hem sütüm artar, hem de kendimi daha zinde hissetmiş bir şekilde dönerdim eve. 2014 yılı benim için çok da iyi geçen bir yıl değildi. (Yine de şükrediyorum elbette) 2015’e girerken bir önceki yıldan en ufak bir tortu kalsın istemedim üzerimde ve içimde. Sevgili arkadaşım Demet Cengiz, tuttu kolumdan ve beni Antalya’ya götürdü.

Haberin Devamı

Antalya Akra Barut Otel’in altında yepyeni bir detoks merkezi açılmış. Hem bedensel, hem de ruhsal toksinlerden arınmak ve biraz da kafa dinlemek için 3 gün kendimizi kapattık kampa. Lİfe & Co detoks kampında bir kadının arzulayabileceği her türlü bakım mevcut. Ozon saunasından, cilt bakımına, sıvı detoksuyla vücudu toksinlerden arındırmadan türlü çeşit masaja kadar, benim de yeni öğrendiğim pek çok terapi yönteminin olduğu bir yer burası.

Yeni yılın ilk aylarında kendinize bir iyilik yapmak, yeni yıla zımba gibi başlamak isterseniz, hiç vakit kaybetmeden rezervasyonunuzu yapın derim. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur diye boşuna dememişler. Bir anne eğer zindeyse, evdeki herkese bu enerjisini yansıtır.

Haberin Devamı

KAR TATİLİ

Mesele kar yağdığında okulları tatil etmek değil, tüm marifet kar yağdığında okullarına sağ salim öğrencileri ulaştırabilmek bana kalırsa. İstanbul’da kar yağmaya başladığı gün, ben de Amerika’ya uçuyordum. Uçaktan iner inmez kızlarımı aradığımda öğrendim ki okullar kar yağışı nedeniyle tatil edilmiş. Oysa tam o sırada New York’ta ciddi bir tipi vardı ve tüm yollar açık ve tüm öğrenciler de okuldaydı. Kendimizi bir adım ileriye götürmek istiyorsak, durumumuzu bizden geride olanlarla değil, ileride olanlarla kıyaslamalıyız.

Hiç üşenmeyip otobüs şoförümüze “Burada okullar hangi hava şartlarında tatil edilir?” diye sordum; “Kar kalınlığı yürünemeyecek boyuttaysa ve yollar tamamen kapandıysa” cevabını aldım. Bu arada New York’ta hava -16 dereceydi. Sonra düşündüm, taşınalı henüz 2 ay olan evimizin önüne asfalt dökmek için belediye başkanını bekliyoruz. Belediye başkanı asfalt dökümüne başlandığı gün teftişe geldiğinde 100 metrelik mesafenin yarısı bitmiş. Oh be diyoruz, bugün bu yol biter. Hayır efendim, belediye başkanı gider gitmez, çalışma da duruyor.

Aradan 4 hafta geçti, o asfalt hala yarım kalmışlığıyla durmaya devam ediyor. Burası İstanbul Ayazağa. Çocuklarım kar yağışı yüzünden okula gidemediler. Hoş, tatil ilan edilmeseydi de o karda asfaltsız yoldan dolayı zaten evden çıkamayacaklardı. Kar tatili çocuklara eğlenceli gelse de, biz yetişkinlere hiç eğlenceli gelmiyor. İstanbul gibi koskoca bir şehrin alt yapı ve ulaşım sorununu çözemeyen belediyeye tepkim çok büyük.

ETKİNLİK KUŞU

Annesiyle ufak bir derede yaşayan Küçük Kara Balık, büyük denizlere gitmek ve sonsuz sularda yüzmek istemektedir. Arkadaşı salyangozun ona cesaret vermesiyle birlikte tüm derelerin ve ırmakların birleştiği büyük sulara doğru yola koyulur. Ocak ayı boyunca Üsküdar Stüdyo Sahne -Tekel Müzesi ve Kültür Merkezi’nde sahnelecek olan Küçük Kara Balık adlı tiyatro oyunu, 3 - 11 yaş arası tüm çocukları bekliyor.

Tel: 0216 532 02 03

S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), Barselona doğumlu Katalan ressam ve heykeltıraş Joan MirÛ’nun eserlerinden oluşan kapsamlı bir sergiye ev sahipliği yapıyor. 20. yüzyılın çok yönlü, çığır açan sanatçısı Joan MirÛ’nun olgunluk dönemine odaklanan ve çocukların da ilgi ile gezeceği sergi, ‘Joan MirÛ. Kadınlar, Kuşlar, Yıldızlar’ adıyla sanatseverlerle buluşuyor. Sanatçıya ait kimi eserlerin ve kişisel eşyaların ise dünyada ilk defa Türkiye’de Sakıp Sabancı Müzesi’nde görülebileceği sergi, 1 Şubat 2015’e kadar ziyaret edilebilecek.

Tel: 0212 2772200

Sıradaki haber yükleniyor...
holder