Mehmet Coşkundeniz Aldatma ile ilgili gerçekler
HABERİ PAYLAŞ

Aldatma ile ilgili gerçekler

1- HER 3 BOŞANMADAN BİRİ

Aldatılmak bir insanın hayatta başına gelebilecek en kötü olaylardan biri. Hiç kimsenin yaşamasını dilemem ama gerçekler farklı. Türkiye’de her 3 boşanmadan biri aldatma nedeniyle gerçekleşiyor. Oran bu kadar yüksekken bu olguyu görmezden gelmek, devekuşu gibi insanın başını kuma gömmesinden farksız.

2- İKİNCİ ŞANS MESELESİ

Aldatılan kadınların yüzde 78’inin, kendisini aldatan erkeğe bir şans daha vermesinden yana olduğunu ortaya koyan bir araştırma var. Tabii bu bir niyet. Yani kadınlar affetmeyi düşünüyor ama bunu hayata geçirenlerin sayısı daha az. Yine de şans verenlerin olduğunu biliyoruz.

Haberin Devamı

3- BU İŞİN MAZERETİ

YOK Aldatmanın hiçbir sebebi ve mazereti olamaz. “Şu nedenle aldattım” demenin anlamı yok. Aldatmanın hafifletici sebebi de olamaz. “Nefsime yenildim” demek de aldatan kişiyi kurtarmaz. Aldatmayı hiçbir argümanla, hiçbir olguyla izah etmek mümkün değildir. Aldatan kişinin içinde bulunduğu ortam, durum, birlikte olunan kişiler, yaşanan an, olayın özrü olamaz. Aldatmaya ortak olan kişi için “Beni baştan çıkardı” demek de durumu kurtarmaz.

4- AFFETMEK İKİLEMİ

Siz affetmeye meyilli olduğunuz için bir bahaneye, bir sebebe sarılmaya ihtiyaç duyabilirsiniz. Hatayı kendinizde de arayabilirsiniz. Bu bahanelere güvenip affettiğinizde yaşamınızın zehir olacağının garantisini verebilirim. Böyle bir durumda ilişkiniz ancak bir zombi gibi devam edecektir. Ölmüş ama zorla hortlatılmış bir ilişki. Çünkü siz, hevesinizin, inancınızın, güveninizin, aşkınızın, duygularınızın, zamanınızın, tüm fedakarlıklarınızın ırzına geçildiği düşüncesinden kurtulamazsınız. Bu bir işkencedir, yaşanılası şey değildir. Yani, böyle bir affetme çözüm değildir. Üstelik sizi her an yeniden aldatması ihtimalini aklınızdan hiç çıkaramadığınız için, her tartışmada konu dönüp dolaşıp yine aldatmaya geleceği için çektiğiniz işkence daha da katlanacaktır.

5- BİR KEZ KONUŞMALI

Gerçekten affedebilmenin bir tek yolu vardır. Aldatmayla ilgili her şeyi bir tek sefer konuşmak, akıldaki her soruyu açık açık sormak ve bir daha bu konuyu asla açmamak. Bahaneleri, sebepleri dinlemek ama hiçbirine kanmamak. İşin aslı sevgili okur, ille affedecekseniz, bu durumu sindirmekten başka çare yoktur. Yok sindiremiyorsanız affetmeye hiç kalkışmayın. Evet bittiğinde acı çekersiniz ama bu şekilde devam ederseniz çok daha fazla acı çekersiniz. Bana gelince... Herkes ikinci bir şans hak eder.

Haberin Devamı

AKLINI BIRAK KALBİNE BAK

Her şey çözüldü aşkta ama bir tek kime ve ne zaman aşık olabileceğimiz çözülemedi. Bu yüzdendir en olmadık zamanda, en olmadık kişilere aşık oluşumuz. Öyle biridir ki o, ne aklın onaylar, ne ailen, ne de çevren. Hiçbir şeyi uymamaktadır sana, başka başka iklimlerin, başka başka kültürlerin insanlarısınızdır. Ne hayat tarzı sana uyar, ne de hayatı algılayış biçimi. Ama kalp bu, aşk söz konusuysa akıldan önde gelir. Ve kalbin onun için atmaya başladığı andan itibaren aklın pılısını pırtısını toplayıp gitmiş demektir.

***

Zorlu bir yoldur bu, kalple yaşamak, kalp sesini dinlemek ve bu aşkı yürütmek çok yıpratacaktır seni. Yine de yaşamaktan başka şansın yoktur. Çünkü yaşamazsan hayatın boyunca hep bunun pişmanlığını, hep bunun eksikliğini hissedeceksin. Hayatının sonuna kadar “Ben o aşkı yaşasaydım acaba nasıl olurdu?” diye düşüneceksin. Öyleyse kendini aşka teslim etmekten başka çaren yoktur. Ki teslimiyetin en güzelidir aşka teslim olmak.

Haberin Devamı

***

Ama dikkat et, böyle bir durumda kendini ya aşka tamamen vermelisin ya da bu işe hiç girmemelisin. Bir yanın aşk yaşar gibi yapıp öbür yanın kaçak davranıyorsa yaşadığın hiçbir şey mutlu etmez seni. Madem aşkı yaşama zamanı, soruların hepsini geride bırakacaksın. Bırak, aşk cevaplasın hepsini. Zaten yaşadıkça, aşkın hangi noktaya doğru gittiğini göreceksin. Bu aşk sürerse, “İyi ki yaptım” diyeceksin. Sürmezse, “Yaşamasaydım aklımda kalacaktı” diyeceksin. Her iki durumda da sen kazançlısın. Bak, sorular yanıtlarını buldu bile.

***

Böyle bir aşkı yaşıyorsun diye seni kınayanlar, seni çevresinden uzaklaştıranlar, görüşmeyi kesenler olacaktır. Bunun için de hayıflanma. Seni olduğun gibi, seçimlerinle kabul etmeyen hiç kimse zaten dostun değildir. Dost dediğin iyiyi de, kötüyü de seçsen senin yanında durabilendir. Yani, gidenler aslında gerçek dostun bile değildir. Öyleyse yaz hanene bir kazanç daha. Bu aşk sana gerçek dostlarının kim olduğunu da gösterecektir. Her aşk sana bir şey katar, sonu kötü bitse de, acısını çeksen de sana kattıkları hayatının kalan bölümünde mutlaka işine yarayacaktır.

***

Kötü bitmekten söz ettik, evet böyle bir durum da var. Ama aklına da uyan kimseyle yaşadığın aşktaki acı çekme riskin neyse, bunda da odur. Ne bir eksik, ne bir fazla... Hem zaten aşkı sadece bitişiyle algılamak öylesine yersiz ki... Acı da bitse, bitene kadar geçen sürede o mutlu anları sana bu aşk yaşatmadı mı? Hayatının en güzel günlerini bu aşk sayesinde geçirmedin mi? Böyle bir mutluluğun bedelini acı çekerek ödemen gerekiyorsa, ödeyeceksin. Acı çekmekten korkma, aşkı yaşayamamaktan kork. Çünkü böyle bir aşkı bulamamaktan şikayet eden öyle çok kişi var ki... Sen şanslısın, sen seçilmişsin. Dedim ya, aşkının kime yöneleceğini ve zamanını sen tespit edemiyorsun. Öyleyse bir şans bu. Ve inan bana, bu şans kapını her zaman çalmayacak. Bırak aklını, göçmen kuşların kanadında göç etsin. Sen kalbini dinle, dinle ki, sana aşkın yolunu göstersin...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder