Giriş
1- İNSAN DEFALARCA AŞIK OLUR
İnsanın sadece 1 kez aşık olabileceğine dair söylenen bütün sözler yalandır. Hepimizin defalarca aşık olma potansiyeli vardır. Biz sadece birine aşıkken başkasına aşık olmayız. Ama o aşk bittiği andan itibaren başkasına aşık olabilme potansiyeline sahip oluruz. Yani çok sayıda aşk yaşamamız, çapkın olduğumuz anlamına gelmiyor.
2- AŞKIN KİMYASININ SÜRESİ VARDIR
Aşk kalple dışavurulsa da aslında tamamen bir beyin faaliyeti. Aşık olduğumuz andan itibaren beynimiz vücudumuzun kimyasını değiştirmeye başlıyor. İşte bu kimya da fazla uzun sürmüyor. Ortalama 2 yıl 8 ay 25 günlük bir süre biçilmiş. Çünkü aşık olduğumuzda salgıladığımız hormonları sürekli salgılasaydık ömrümüz sadece 25 yıl sürerdi.
3- SONSUZ OLAN SEVGİDİR
Tanımadığımız insana aşık oluruz, tanıdıkça severiz ya da sevmeyiz. Bir kişiyi sevmeye başladığımız andan itibaren de artık ondan nefret etmeyiz. Küssek de etmeyiz. Bu yüzden sevgi kalıcıdır. Herkesin aradığı ilişki de aşkla başlamış, sevgiye dönüşmüş ve hayat arkadaşlığı ile süren ilişkidir.
4- AŞKI KONTROL EDEMEYİZ
Aşkla ilgili elimizde çok sayıda bilimsel veri var. Vücuta yarattığı etkiler, duygusal dünyamızda yarattığı etkiler gibi... Ama aşkla ilgili hala çözülememiş üç şey var: 1- Kime, 2- Ne zaman, 3- Nerede aşık olacağımızı bilemiyoruz. Bir başka deyişle biz aşkı kontrol edemiyoruz.
5- PLATONİK AŞK ‘HAYAL’DİR
Platonik aşkın, ‘Duygularımızı söyleyemediğimiz kişiye duyulan aşk’ olduğu sanılır. Oysa platonik aşk, ‘Var olmayan, hayallerde yaşatılan kişiye duyulan aşk’tır. Duygularımızı söyleyemiyorsak, ya da duygularımızın karşılığını alamıyorsak onun adı platonik aşk değil ‘kara sevda’dır.
6- SEKSSİZ AŞK OLMAZ
Arzulamadığınız birine aşk besleyemezsiniz. O yüzden aşkın temelinde ‘seks’ yatar. Aşık olduğunuz kişiyle seks yapma olanağınız yoksa bile onunla birlikte olma anlarını düşleyebilirsiniz. Peki aşksız seks olur mu? Evet, olur. Bedensel tatmine yönelik seksin tarafı da olabiliyor insan. Ve bu hiç garip de değildir.
7- ÇİÇEĞE, BÖCEĞE AŞIK OLUNMAZ
“Ben doğaya aşığım, ben evladıma aşığım, ben babama aşığım” gibi kavramlar o kişilere ya da varlıklara duyduğumuz sevginin büyüklüğünü göstermek için kullanılır. Yani aşk öylesine güçlü bir duygudur ki, bir şeye duyduğumuz bağlılık ve sevgiyi de ‘aşk’ kelimesiyle ifade ederiz. Yoksa çiçeğe, böceğe aşık olmuyoruz.
8- MUTLU AŞK VARDIR
Aragon’un ‘Mutlu aşk yoktur’ şiiri, aşkı kötü biten herkesin adeta milli marşı gibi. Aragon o şiiri, savaş koşullarında, umutsuzluk içinde yazdı. Yoksa onun Elsa ile yaşadığı aşk dillere destandır, o şiirleri okumanızı tavsiye ederim. Mutlu aşk vardır ve aşkı mutlu kılmak da tamamen sizin elinizdedir.
9- ASLINDA ‘RUH EŞİ’ YOKTUR
Kendi yarattığımız mükemmel kişiliklere, kendi kriterlerimizle oluşturduğumuz sevgili tiplerine uygun birini bulamadığımızda “Ruh eşimi bulamıyorum” diyoruz. Oysa sen o an kiminle mutluysan ruh eşin odur. Yani hayatını sadece bir tek kişiyi arayarak geçirirsen öyle birini bulamazsın. Mutlu olduğun herkes senin ‘ruh eşi’ndir.
10- HİÇBİR AŞK UNUTULMAZ
Zaten bu mümkün değil ki? Siz 5-6 yaşlarındayken geçirdiğiniz kazanın yarattığı acıyı bile unutmuyorsunuz. O aşkları da unutmayacaksınız. Sadece yaşanıyor ve bitiyor. Siz de yeni durumunuza uyum sağlayıp yaşamınızı sürdürüyorsunuz. Ayrıca unutmaya çalışmak beyhude bir uğraş. Tüm aşklar bizim hayatımızın zenginliğidir.
Eski sevgiliyle karşılaştığında...
1- PANİK YAPMA
Uzun süredir görüşmüyor olsanız bile dur hemen kendini heyecana kaptırma. Eğer o seni görmemişse, hemen en yakındaki tuvalete git. Yüzünü yıka, aynanın karşısına geç ve kendine “Sakin ol, sakin ol, sakin ol” diye telkinde bulun. Saçını başını düzelt ve derin bir nefes aldıktan sonra dışarı çık.
2- SELAM VER
Onu gördüğünde kaçmanın, mekanı değiştirmenin bir anlamı yok. Seni görmediğini sanıyorsundur ama görmüştür. Bu yüzden yakınsanız “Merhaba, nasılsın?” de. Yakın değilseniz, elini kaldır, başınla falan selam ver. Bunu normal arkadaşlarına yapabiliyorsun değil mi? Evet, aynısını yapacaksın.
3- SOHBET ET
Konuşmanız kaçınılmazsa, tabii ki sohbet edeceksin. Hatırını sorduktan sonra mutlaka o da sana “Nasılsın?” diyecektir. Abartmadan “İyiyim” de. “Çok iyiyim, gayet iyiyim, mükemmelim” gibi sözcüklerle karşındakine “Bak ben yıkılmadım, ayaktayım. Gittiysen gittin, sen kaybettin” mesajı vermeye çalışma.
4- LAF SOKMA
Konuşurken satır aralarına geçmişte onun yaptığı hataları anımsatacak lafları sokuşturma. Bunun sana hiçbir faydası olmaz. O an kendini iyi hissedersin ama yanından ayrıldığında “Keşke şunu söylemeseydim” diye derin bir pişmanlık içine girersin. Kısa ve net cümleler kur, sadece anlatmak istediğini anlat.
5- SORGULAMA
Sensiz hayatı nasıl, yeni sevgili buldu mu, bulmadıysa bir aday var mı gibi soruların cevaplarını bulacak sohbetlerden kaçın. Tamam, bu soruları direkt olarak sormazsın ama ima da etsen karşındaki anlar. Kendini onun karşısında küçük düşürmenin alemi yok değil mi?
6- KENDİNİ ANLATMA
Diyelim ki, senin yeni bir sevgilin var. “İşte ne yapayım, ben de yeni bir ilişkiye başladım” şeklinde bir cümle ile bunu ona söyleme. Aslında hiç söyleme. Eminim o da merak ediyordur ama bunu senden duymasının ne gereği var ki? Zaten bir süre sonra ortak arkadaşlarınız bunu ona söyleyecek.
7- ESKİ KONULARI AÇMA
Siz ayrıldınız. O konular çoktan bitti. Şimdi bunu yeniden açıp ortalığı germenin gereği yok. Ayrılırken halledemediğiniz konuları şimdi, ayak üstü halledebileceğini mi sanıyorsun? Eğer o açmaya kalkarsa da engelle. “Bunları konuşmanın ne alemi var, çoktan kapandı o konu” diyebilmelisin.
8- KANKA MODUNA GİRME
Tamam ayrıldınız, medeni insanlarsınız ve arkadaş olmayı sürdürebilirsiniz. Ama o senin kankan değil. Fazla samimi davranma. Aradaki mesafeyi koruman gerek. İşin gerçeği, birbiriyle sevişmiş, ya da sevişmeyi hayal etmiş insanlar artık kanka olamazlar. Zaten kanka olacaksın da ne olacak ki?
9- SÜREKLİ BAKMA
Ayak üstü sohbetten sonra ikiniz de kendi tarafınıza çekildiniz. Dönüp sık sık “Ne yapıyor?” diye ona bakma. Bakışlarını yakalarsa kendini çok kötü hissedersin. Ortama, arkadaşlarına odaklan. Tamam arada, göz ucuyla bir bakış atarsın ama hepsi o kadar.
10- ABARTILI DAVRANMA
Ortamın en çok eğleneni, en yüksek sesle kahkaha atanı olma. Bu abartılı davranışların içinde bulunduğun durumdan rahatsız olduğun gerçeğinin dışavurumudur. Bunu herkes fark eder. Ne fazla abartılı, ne de fazla sessiz ol. Olduğun gibi davran. Ya da en azından öyle davranmaya çaba göster.
11- REDDETMEYİ BİL
Ortamdan ayrılırken, yani birbirinizle vedalaşırken eski sevgilin sana, “Ya bir ara yemek yiyelim” falan derse, bunu hemen oracıkta reddet. Yeniden yemeğe çıkmak falan size en çok bir iki fazladan sevişme sağlar o kadar. Bunu yaparsan da yaşadığın tüm o geçiş sürecinin başa döneceğini bil.
