Mehmet Coşkundeniz Bugün bitecekmiş gibi hiç bitmeyecekmiş gibi
HABERİ PAYLAŞ

Bugün bitecekmiş gibi hiç bitmeyecekmiş gibi

Her şey beyinde başlıyor. Beyin koku merkezinden çıkan feromon, karşı tarafın beyninin koku merkezine erişmeye çalışıyor. Eriştiğinde, karşı taraf da bunu algılıyor ve aynı hormonu salgılamaya başlıyor. Sonra başka hormonlar devreye giriyor. Adrenalin, noradrenalin, serotonin, dopamin gibi hormonlar aynı anda ve yüksek miktarda salgılanıyor. Her birinin ayrı görevi var. Adrenalin heyecanınızı artırıyor örneğin. Noradrenalin de endişelerinizi... Hani aşık olduğunuz kişi sizi aramadığında ‘Acaba başına bir şey mi geldi?’ diye düşünüyorsunuz ya, bunun sebebi noradrenalin. Serotonin sizi mutlu ediyor, aptal aptal sırıtmanızın sebebi. Dopamin de beyninizin muhakeme merkezini bloke ediyor. Aşık olduğunuz kişinin hiçbir kötü yanını göremiyorsunuz. ‘Aşkın gözü kördür’ derler ya, işte bunlar hep dopamin.

Haberin Devamı

NE OLACAK?

Bu kadar hormon, aynı anda ve bu kadar yüksek miktarda uzun süre salgılanamıyor tabii. Bilim insanlarının ölçümüne göre; aşık olduğumuzda salgılanan hormonları aynı miktarda salgılamaya devam etseydik ömrümüz sadece 25 yıl sürerdi! Demek ki aşkın kimyası önünde sonunda bitiyor. İlk aşık olduğunuzda yaşadığınız el terlemeleri, diz titremeleri, aşırı hızlı kalp atışları, yüksek tansiyon, iştahsızlık, uyku düzensizliği, şüpheler, endişeler, gün geliyor normale dönüyor. Siz de ‘Eyvah, ne olacak şimdi?’ diye soruyorsunuz. Önünüzde iki şık var. Ya heyecanınız bitti diye o aşkı noktalayacaksınız, ya da aranızdaki aşkı sevgiye ve bağlılığa dönüştürüp başka bir formda devam edeceksiniz. ‘Bağlılık’ dedim, ‘bağımlılık’ değil. Bağlılık kişinin kendi kontrolünde olan ve iradesini kullanabildiği durumdur. Bir tercihtir. Bağımlılık ise hastalıklı bir durumdur ve mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Evet, sevgi ve bağlılık güzel şeydir ve sonsuza dek sürmesi mümkündür. Tabii bunun için çaba göstermeniz, kendinizi salmamanız şart. Yani hanımlar beyler, ilişkinizi bugün bitecekmiş gibi yaşayın, çünkü hiçbir an bir daha yaşanmaz. Hiç bitmeyecekmiş gibi yaşayın, çünkü çaba gösterip emek harcarsanız sonsuz mutluluğu bulursunuz.

Haberin Devamı

Aşkın bitişini gösteren işaretler

1) UMURSAMAZLIK

içinde hepimiz tartışmalar yaşarız. İlk dönemde bu tartışmaların ardından taraflar olumlu davranıp sorunu çözmeye çalışır. Bu durum değişmişse, tartışmalardan sonra taraflardan biri ya da her ikisi sorunu çözmek için uğraşmıyorsa, bir tarafın çabası hep karşılıksız kalıyorsa, basit şeyler büyütülüp kavga konusu haline getiriliyorsa alarm zilleri çalıyor demektir.

2) SÜREKLİ ÖFKE HALİ

Sevgiliniz yaptığınız her şeye sinirleniyorsa, bu siniri geçmiyorsa, düzeltmek için uğraştığınızda öfkesi daha da kabarıyorsa, bu öfkeyi bahane ederek sizinle günlerce küs kalıyorsa, hata sizde olmadığı halde bu küslük halinin geçmesi için özür dilediğiniz halde bir işe yaramıyorsa, hatta işi zaman zaman şiddete kadar vardırıyorsa ilişkinizin üzerine bir bardak su içebilirsiniz.

3) AYRILIP BARIŞMAK

Yapılan en büyük hata budur. Her tartışmayı “Bitsin artık” diye tamamlayıp yolları ayırmak, birkaç gün sonra hiçbir şey olmamış gibi barışıp devam etmek ilişkiyi yıpratan en önemli unsurdur. Bunu alışkanlık haline getiren çiftler aslında daha ilk tartışmada ayrılmıştır ama uzatmaları oynamaktadır. Bu ayrılıkların biri mutlaka ‘son ayrılık’ olacaktır.

Haberin Devamı

4) ELEŞTİRİ VE HAKARET

Sevgililerin birbirlerini beğenmedikleri davranışlarıyla ilgili eleştirmeleri normaldir. Ama bu eleştiri toplum içinde yapılıyorsa, sözler aşağılamaya ve hakarete kadar ulaşıyorsa, “Sen zaten ne anlarsın, yap da göreyim” gibi cümleler kullanılıyorsa sevgiliniz artık sizi küçümsüyor ve daha da önemlisi saygı duymuyordur. Saygı olmadan bir ilişki yürütülemez.

5) BEĞENMEMEZLİK

Görüntünüzü, giyim tarzınızı, saç şeklinizi daha önce çok beğendiği halde artık beğenmiyorsa, beğenmezliğini sık sık dile getiriyorsa, siz bir şey giyip ona “Nasıl olmuşum?” diye sorduğunuzda dönüp bakmıyorsa, baksa da herhangi bir yorumda bulunmuyorsa ya da “Tamam tamam olmuş işte” diyerek geçiştiriyorsa size ilgisi çok azalmış demektir.

6) AŞIRI KISKANÇLIK

Kıskançlık konusunda bitmek bilmeyen tartışmalar yaşanıyor ve taraflar birbirini baskı altında tutuyorsa, bireysel alanlara el uzatmalar, sosyal arkadaşlıklara karışmalar, cep telefonu karıştırmalar, e-mail ve facebook adreslerine gizlice girmeler başladıysa durum vahim demektir. Çünkü bu durum taraflardan birinin yaptığı şeyi saklamak için baskı kurduğunu da gösterir.

7) KONUŞMAKTAN KAÇINMAK

Sevgiliniz sürekli gizemli bir ruh haliyle dolaşıyorsa, gün içinde yaşadıklarıyla ilgili, işiyle ilgili konuşmuyorsa, konuyu açtığınızda hemen kapıyorsa, eskiden sizinle günlük olaylar, siyaset, dünyadaki gelişmeler gibi konularda konuşmaktan zevk alırken artık sizin söylediklerinizi “Hı hı”, “Evet öyle” gibi kısa cümlelerle geçiştiriyorsa, geçmiş olsun.

8) PAYLAŞIMIN AZALMASI

Birlikte geçirilen zamanın miktarı azaldıysa, gidilen yerlerden artık daha çabuk kalkılıyorsa, ortak bir şeyler yapmaktan kaçınılıyorsa, geleceğe dair planlar artık yapılmıyorsa, hatta tatil konusunda bile “Sonra konuşuruz” denilip geçiştiriliyorsa, cinsellik konusunda bencillik başladıysa, cinsellik geri planlara atıldıysa ilişkiniz sona yaklaşmış demektir.

9) YALANCILIK

Size sürekli dürüstlükten dem vuran sevgiliniz yalan söyleme konusunda ustalaşmışsa, bu konuyu yüzüne vurduğunuzda hiç gocunmuyorsa, bin kez yakaladığınız halde aynı yalanları söylemeye devam ediyorsa, hatta o güne kadar hiç bilmediğiniz bazı sırları ortaya çıkmış olmasına rağmen sizden özür bile dilemiyorsa, sizi gözden çıkardığından emin olabilirsiniz.

10) ÖNEMSEMEMEK

Doğum günü, sevgililer günü, tanışma yıldönümü gibi özel günler unutuluyorsa, unutulmasa bile basit organizasyonlarla geçiştiriliyorsa, önem sırasındaki yeriniz değiştiyse, yani artık siz onun için birinci öncelikli değilseniz ve arada bir “Ayrılsak nasıl olur acaba?” gibi sorular ortaya atıyorsa terk edilmeyi beklemeden “Elveda” diyerek kendi yolunuza gidin.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder