Erkut Can Firuze yetim kaldı
HABERİ PAYLAŞ

Firuze yetim kaldı

Yıl 1967. Şimdi Ritz Carlton Oteli’nin olduğu yerde Lalezar Gazinosu vardı. Durul Gence Beşlisi de program yapıyordu o yıl. Durul ve Atilla Özdemiroğlu, Mehmet Horoz, Cahit Oben, Selçuk Başar’la adını alan beşli.

Yanlış hatırlamıyorsam, başlangıç parçaları da ‘A taste of honey’di. Haftada bir gece repertuarlarına ekleyecekleri yeni parçaların provası için program sonrası çalışırlardı.

Biz de o geceyi seçerdik gitmek için. Bir gece, sonradan beşliye katılan adaşım Erkut Taçkın da gelmişti. Program bitti, onlar ve 3-5 kişi biz oradayız. Neredeyse sabah olacak.

Haberin Devamı

Uykusu gelen Atilla, “Ya Erkut siz bizi, biz sizi bekliyoruz. Hadi gidelim artık” demişti üstüne çok yakışan her zamanki kibarlığı ile.

İşte Atilla’nın ölüm haberini aldığım dakika o geceyi hatırladım. Şimdi klasik bir laf var “Adam gibi adam” diye. O, bu tabiri sonuna kadar hak eden bir insandı.

Yaşamı boyunca, 200 şarkı, 60 film müziği, 14 müzikal ve 3 bin reklam müziğine imza atan Atilla’yı unutulmaz yapanlar ise, ‘Yedi Kocalı Hürmüz’, ‘Beyoğlu Beyoğlu’ ve ‘Fosforlu Cevriye’ müzikleriydi.

Ve tabii Firuze. Yazının başlığı da Rıfat Ababay’ın. POSTA ölüm haberini bu başlıkla verecekti ama, Rıfat, “Herkes sanatından bahsedecek.

Ben de hayatına giren kadınlardan ama hep güzel olan kadınlardan söz edeyim” deyince başlığı ben kaptım. Bir veda da sana ettik Ati. Nur içinde yat.

23 Nisan da bitiyor

Dün 23 Nisan Çocuk Bayramı’ydı. Atatürk’ün çocuklara bahşettiği bayram. Çevreme baktım, hiçbir çocukta heyecan yoktu.

Bıraktım benim harp yıllarına rastlayan çocukluğumu, kendi çocuklarımın heyecanını düşündüm bir an.

Nerdee. Neyse ki, bazı belediyeler ve çok sayıda özel kuruluş ve AVM özel etkinliklerle çocuklara bayramı yaşattılar. Türkiye’de hükümet ulusal bayramları törpülerken, yani toplumun coşkusunu azaltmak, Atatürk’ü etkisizleştirmek için türlü bahaneler yaratırken, TRT’nin çocuk şenliği de dünyadaki etkisini kaybetti.

Katılım sayısı 61’den 30 ülkeye düşmüş. Haklı olarak, “Siz önemsemiyorsunuz, biz mi önemsiyeceğiz” dediler ve gelmediler.

Haberin Devamı

Büyüklerle değil, küçüklerle idare ettik. Görürsünüz, seneye de bitirirler bu şenliği. Ya da hacı, hoca dernekleriyle yozlaştırırlar olur biter.

Bir tek bu kalmıştı

Şehitleri uğurlarken, Chopin’in cenaze marşı mı çalınsın, Itri’nin tekbiri mi? Tartışılan konuya bakın. Her işimiz bitti bu kaldı. Hay marşınız batsın.

Yüzlerce şehit cenaze marşıyla gitti de günaha mı girildi yahu.

Ve sonunda Davutoğlu Bey talimatı vermiş: Tekbir çalınsın. Artık analar, babalar, eşler, çocuklar ağlarken, en büyük sorun çözüldü demektir.

Ey Davutoğlu, cenaze müziğinin türü değil de, cenazelerin gelmemesi için çareler bulup, talimatlar versen itiraz eden mi olur?

Hiç korkma olmaz.

Şaka gibi...

Meslektaşımız Mehmet Tezkan Didim’e gitmiş. Durum ne diye bakarken, öğrenmiş ki; tekne satışları bu yıl iyi gidiyormuş. Şaşırmış tabii. “Ekonomi kötü, siyasetin önünü göremiyoruz ama bu nasıl oluyor” diye sormuş.

Mustafa Koç faktörü demişler.

Onun genç yaşta ani ölümü üzerine, üç beş kuruş parası olanlar, ‘Ölümlü dünya kaç günümüz kaldı, keyfini sürelim’ mantığıyla tekne peşine düşmüş.

Haberin Devamı

Yenilerin satışı artarken, ikinci elde de fiyatlar yukarıya doğru oynamış. Şaka gibi.

Akıllı testi

Şu anda Meclis çalışıyor. Çalışıp da ne yapıyor? CHP’nin 4 bakan hakkında verdiği gensoru önergelerini görüşüyor sırayla. Sonucu belli göstermelik görüşmeler yani.

Peki o sırada Meclis’te bulunan 11 bakan ne yapıyor?

Biri telefonla konuşurken, diğerleri de akıllı telefonlarının aklını test ediyor olacaklar ki, çevre ile hiç ilgili değiller.

Aah ah, ne günlere kaldık.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder