Mehmet Coşkundeniz Gerçek her zaman en iyisi değildir
HABERİ PAYLAŞ

Gerçek her zaman en iyisi değildir

Olur da bir gün, biterse bana olan aşkın, olur da gitmek istersen ve ben ısrarla “Neden?” diye sorarsam, sakın bana “Seni sevmiyorum artık” deme. Dürüst olma, istemiyorum, bahaneler bul, yalanlar uydur. Beni suçla mesela, de ki “Her şeyin sorumlusu sensin...”

Yemin ederim itiraz etmem sana. Her şeyi çekerim sineye, her şeyi kabullenirim. Sadece beni sevmediğini duymaya dayanamam ben. Bunu söyleyeceğine öldür daha iyi, emin ol canım daha fazla yanmaz...

Gitmek istersen sakın “Bir başkası var...” deme bana. Varsa öyle biri, sakla kendine, ben bilmek istemiyorum. Bir başka elin sana dokunduğunu, bir başka kolun seni sardığını, bir başka dudağın seni öptüğünü düşünmek delirtiyor beni. “Bir başkası var” dediğin an korkarım tepkimden, korkarım yapacaklarımdan. Bu yüzden mesela de ki bana, “İlişkimiz yoruldu, dinlendirelim...”

Haberin Devamı

Bu en basit, bu en kanılmayacak bahaneye bile kanmaya hazırım ben.

Gitmeyi kafana koyduysan eğer ve artık hiçbir şekilde heyecanlandıramıyorsam seni, haber vermeden git, bir şey söylemek zorunda değilsin. Bırak merak edeyim, bırak yollara düşüp seni arayayım. Bulamayınca kadehlere sarılayım, ağlayayım. Ama yeter ki duymayayım artık beni gördüğünde ellerinin terlemediğini, dizlerinin titremediğini.

Gerçek, her zaman en iyisi değildir ve ben her gerçeği kaldıracak kadar güçlü değilim. Bakma öyle göründüğüme, konu sen olunca en zayıf en aciz halime bürünüyorum. Seni kaybetmekten deli gibi korkuyorum.

Bıktıysan benden ve topladıysan eşyalarını, ben görmeden git. Gizlice ve sessizce... Gidişin bir yıkım yaratmasın bende. Tanık olmayayım, geldiğimde göreyim gitmiş olduğunu. Gözümün içine baka baka “Hoşçakal...” demeni istemiyorum.

Yüz yüze bir veda bana göre değil. Kaç istersen, bir hırsız gibi. “Uzun bir tatil” de, bir daha geri dönme. Bir not bile bırakma, senden sonra onu okumak bile ağır gelir bana.

Gitmek istiyorsan eğer sakın ağırdan alma, hemen git. Beni oyalayıp biraz daha alıştırma kendine. Kesin olsun gidişin, dönüşlerden arınmış olsun. Bana senden geriye hiçbir şey kalmasın. Hiç yaşamamışsın, hiç benim olmamışsın gibi...

Haberin Devamı

Anılarla baş ederim ben merak etme ama... Gideceksen hazırla bahanelerini, beni gerçeklerle yüzleştirme...

KAYGILARIN YÖNETTiĞi iLiŞKiLER DÜNYASI

Geçenlerde bir dostumla yemek yiyordum. Bu yaz evlenmeye hazırlanıyor. “Neden?” diye sordum, “Evlilik şart mı?”, “Şart değil elbette” dedi ve ekledi; “Ama ben onunlayken kendimi çok iyi hissediyorum. İçinde kötülük olmayan biri o.

Biliyor musun bunca yıllık yaşamımda ben böylesini görmedim. Sohbet edebiliyoruz, birlikte hayata dair fikirlerimizi tartışabiliyoruz, en önemlisi birbirimize çok şey katıyoruz. Daha ne olsun ki?”

Hepimiz güvensizliğin doruk noktasındayız. Birine kendimizi kaygısızca teslim etmenin ne demek olduğunu unutmuşuz çoktan.

Bu yüzden güvenebileceğimiz birini bulduğumuzda ona sıkı sıkı sarılıyoruz. Kaygılar yönetiyor ilişkilerimizi.

“Beni aldatır” kaygısı, “Yalan söyler” kaygısı, “O da diğerleri gibi çıkar” kaygısı, “Ne olacağız biz?” kaygısı, “İlişkimiz nereye gidiyor?” kaygısı...

Haberin Devamı

Bu kaygıları çoğaltabiliriz. Tüm bu kaygılarla kuşatılmış bir ilişkinin sağlıklı olduğunu söyleyebilir miyiz? Bu kaygılar varken o ilişkiyi hakkınca yaşadığımızı söyleyebilir miyiz? Tabii ki hayır. Kaygılara esir edilmiş bir ilişkinin sonundan hayır gelmez. Elbette içinde bulunduğumuz çağ, bizi güvensizliğe itiyor, bunu yadsımak saflık olur. Ama biz kendimize güven konusunda da problem yaşıyoruz. Başkalarının zarar verebileceğini düşünüp, buna karşı koyma gücünü kendimizde bulamıyoruz.

Dostumun söylediği çok önemli bir nokta daha vardı. “İçinde kötülük olmayan biri...” dedi, müstakbel eşi için. Ben Türkiye’nin neredeyse tamamını dolaştım. Aşkı anlattım, aşkla ilgili sorunları olanları dinledim. Özellikle üniversitelerde gençlerden ideal eş adaylarını tarif etmelerini istedim. Klişe tanımlar çıktı hep.

“Eğitimli, terbiyeli, başarılı, iş sahibi, sorumluluklarının bilincinde olan, dürüst, maddi durumu iyi” gibi... Bir tek kişi de eş adayını tarif ederken “Merhametli olsun” demedi... Merhamet o kadar önemli ki...

Bakın mesela ben hayvanları sevmeyen biriyle birlikte olamam. Çevresindeki insanlara, yanında çalışanlara kötü davranan biriyle birlikte olamam. Başkalarına merhametsiz olan, sana da merhametsizdir, ilişkisine de merhametsizdir.

İşte ilişkilerimizi kuşatan kaygılarımızın başlıca sebebi, eş ya da sevgili seçerken ortaya koyduğumuz kriterlerin yanlışlığıdır. “Merhamet” diyorum, dikkate alın. Ve lütfen bundan sonra hayatınıza girecek insanı bu kriterle değerlendirin. Bakın bakalım bir yere gittiğinizde garsonlara, oranın çalışanlarına nasıl davranıyor?

Bakın bakalım telefonda annesiyle, kardeşiyle konuşurken hangi kelimeleri kullanıyor? Bakın bakalım sokakta bir hayvan gördüğünde tepkisi ne oluyor? İnanın bana, içinde kötülük olmayan insan sizin bütün kaygılarınızı alıp götürecektir. Kaygısız bir ilişkinin nasıl güzel bir şey olduğunu ancak o zaman anlayacaksınız.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder