Erkut Can Türkiye'nin geleceği havada belirlendi
HABERİ PAYLAŞ

Türkiye'nin geleceği havada belirlendi

7 Haziran geçeli neredeyse 2 ay oldu. Peki ne oldu bu 2 ayda? Siyaseten hiçbir şey ama 50 can gitti. Bir ay hay huyla geçti. Cumhurun başının istediği gibi.

Hele bir de “Kürt sorunu yok. Çözüm süreci de bitti” deyince bu süreç içinde iyice palazlanan PKK da, “Öyle mii..” deyip silahı yeniden eline aldı. Sonuçlarını her gün görüyorsunuz.

“HDP barajı aşamazsa savaş çıkar” demişlerdi. HDP barajı aştı. 80 milletvekili ile mecliste. Peki savaşı kim çıkardı? İşin özeti birisi siyasi ikbal uğruna eli kulağında Türk-Kürt savaşı çıkarmak üzere.

Haberin Devamı

Dilinden düşürmediği ‘kutsal sandık’tan çıkanlara taktı şimdi. “HDP yöneticileri ifadelerinin bedelini ödemeli, ödeyecek de” diyor.

Bu ne demek, dokunulmazlıklarını kaldırıp yargılamak ve cezalandırmak. Adil (!) yargı ile. HDP altta kalmadı, “seksenimizin de kaldırın diye biz başvuruyoruz” dediler. Ve perşembe günü fitil ateşlendi.

Kılıçdaroğlu dahil, 5 CHP’linin yanına, çeşni olarak bir AKP’li, bir de HDP’li eklenerek meclise fezlekeler verildi. Nasıl olsa değirmenin su taşıyıcısı da hazır.

Demirtaş için de Diyarbakır Başsavcılığı hapis istemiyle soruşturma açtı. Suçlu bulunursa, onun da fezlekesi hazır. Ben de diyorum ki, tüm milletvekillerinin ‘ifade özgürlüğü’ dışında dokunulmazlıklarını kaldırın.

Var mısınız? Suçu olan yargılansın. Yemez di mi? Hangi partiden olursa olsun, vicdan sahibi eyy vekiller uyanın artık.

Bir kişinin ihtirası uğruna onun kayığın küreklerini çekmeyi bırakın. Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu şu görüşmeleri daha fazla uzatmayın.

Ne yapacaksanız yapın artık. Çünkü kozlarını ilmik ilmik düşünerek kullanan tek insan, yolunda korkusuzca ilerliyor.

Adını da önceden koymuştu zaten: ‘Vatan savunması.’ Bakın, Uzakdoğu kafa dağıtma gezisinde baklayı ağzından çıkardı.

*Koalisyonu boşuna bekliyoruz.

*Seçim şartıyla dışarıdan destekli azınlık hükümeti. (Nasıl olsa stepne de hazır. Öyle her parti bakanlık filan kapamayacak.)

*Sandık güvenliği için taşımalı sistem.

Ne demek bu; Beni 40’ta bıraktınız ya, hadi bakalım görün. Size rahat yok. Aklınızı başınıza alın. Size bir seçim şansı daha veriyorum.

Haberin Devamı

Yanlış yaparsanız gerisini düşünün artık. Yukarıda da dedim. “Eyy vicdan sahibi vekiller uyanın artık.” 78 milyonun yüzde 60’ı uyandı. Kalan yüzde 40 ise yıllardır mahmur. Belki onların uyanmasını da sağlarsınız.

Şapşikli misiniz?

AKP’nin yeni Türkiye’si daha doğrusu bir hafta öncesine benzemeyen Türkiye’sinin kelime haznesi de zenginleşiyor. Sizin asgari ücretle zenginleştiğiniz gibi.

Hemen aklıma gelen iki kelime var: İstikşafi ve tevafuk. Açın sözlüğü bulabilirseniz, ne demek olduğunu öğrenirsiniz.

Türkçemize, bu dili iyi konuşan Arınç da bir ekleme yaptı: ‘Şapşiklerin ülkesi’ Bunu da mı bilmiyorsunuz? O zaman bir boş vaktinizde öğrenin. Öğrenin ki, şapşik kalmayın.

Kesmiyor be abi...

Dağı taşı bombalıyoruz. İnlerini yok ediyoruz. Öyle diyorlar. IŞİD ve ağırlıklı olarak PKK hedefimiz. Ama ne hikmetse bombardıman altındaki PKK’dan ses çıkmıyor.

Daha ilk gün askerimizi şehit eden ve Mısırlı olduğu açıklanan cesetten başka bir şey bilmiyoruz. 5 gün sonra Genelkurmay açıklama yaptı.

Haberin Devamı

‘261 terörist öldürüldü’ diye. Nasıl sayıldıysa. Tahmini filan da değil. Net 261. IŞİD’den ise hiç bilgi yok. Allah kahraman ordumuza zeval vermesin. Operasyonlar ise bir başka alem.

Son açıklama 1302 kişi gözaltına alındı şeklindeydi benim bildiğim. Peki kaçı PKK’lı, kaçı IŞİD’li, kaçı DHKP-C’li bilmiyoruz. Daha da önemlisi bunca kişiden kaçı tutuklandı.

Bir IŞİD liderini afişe edip tutukladılar bildiğimiz. Yine söylenenlere göre mahkemeye bile çıkmadan serbest bırakılıyorlarmış. Peki bu kadar emek, masraf niye.

Tamam bütün bu operasyonlar, ‘Vatan-Millet’ aşkıyla yapılıyor. Ama siz operasyon yaparken, muhataplarınız can alıyor.

Şu operasyonlarda kullandığınız polisinizi, jandarmanızı biraz da istihbarat, güvenlik için kullansanız da analar ağlamaya devam etmese ne iyi olur.

Çünkü 50 ana şu anda ağlıyor. Ben bu yazıyı yazarken, Ankara Pozantı’da iki polisimiz daha şehit edildi. Neyse ki vuranlar bu kez kaçamadı ve öldürüldü.

Taziye telefonu açmak, şayet yolunuzun üzerindeyse ziyaret etmek, yaralılara geçmiş olsun demek bir de kınayıp, “şehidimizin kanı yerde kalmayacak” demek artık kesmiyor be abi.

Bahçeli ışığı gördü

“Meclise geldiğinde MHP ne yapacağını bilir” dedi Bahçeli. Bilir tabii. Bunu önce Meclis Başkanlığı seçiminde AK Parti’yi kazandırarak gösterdi. Sonra RTÜK’e muhalif başkan seçtirmemekle.

En son da terör için meclis araştırmasını engelleyerek gösterdi. Herhalde Bahçeli de AKP-CHP koalisyon görüşmelerini izliyor ve ibrenin kendisine döndüğünü görüyor.

AKP’nin kendi çizgisine geldiğinin o da farkında. İkisi de HDP düşmanı. Bu partinin yok olması amaçları. Eh çözüm süreci bitti, operasyonlar da sürecek. Masa devrilmişti, yerini silahlar aldığına göre.. Daha ne istesin.

Zaten diyor: “Her şartımız yerine getirilirse, elimizi değil, gövdemizi taşın altına koyarız.” Demek oluyor ki, AKP, CHP ile çelik-çomak oynuyor.

Bahçeli bu fırsatı niye kaçırsın. O da elini güçlendiriyor. Tabii ne kadar ekmek, o kadar köfte siyaseti ile. Ama yine de açık kapıyı bırakıyor. “12 yıllık badem bıyıklı kapitalistlerle, yoksulu, işsizi çok MHP’liler nasıl birbirine yakın olabilir” diyerek...

Şehitler ölmez ama...

Beşiktaş’ın kiraladığı dünya yıldızı Mario Gomez’i karşılamaya gelen taraftarlar tezahüratları arasında sık sık “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diye bağırdılar.

Yanlarında olsam diyecektim; “Yanılıyorsunuz çocuklar. Evet vatan bölünmez ama, şehitler ölüyor işte. Her gün gidiyor vatan evlatları. Siz, şehitler ölür mü, ölmez mi bayrağa sarılı tabutlara sarılanlara sorun” diye.

Sen anaya, babaya, kardeşe, eşe, nişanlıya, evlatlarına, en acısı da o minicik, daha baba nedir bilmeyen sübyanlara sor bakalım. Sarıldığı tabutu bırakmak istemeyen bitmiş, mahvolmuş gözü yaşlı insanlara sor.

Canları ölmüş mü, ölmemiş mi. Yüreklerine düşen kor ateşin acısını sor. Vatan sevgisi ile tabii ki sen böyle bağıracaksın. Sözüm senin böyle bağırmana sebep olanlara zaten.

Sen yine de bağır evladım. Ateş düştüğü yeri yakar derler ama biliyorum seni de yakıyor. Belki sesin toprağın altına da gider.

Mucize

Markar diye biri, “PKK silahı, HDP yalanı, Aydın Doğan medyayı, paraleller de haşhaşı bıraksın” demiş. Yetmemiş ki; “AK Parti bu ülke için tarihin bahşettiği bir mucize” diye devam etmiş. Tevazuya bakın. “Muktedirin yarattığı mucizenin sol tarafı da benim” de diyebilirdi.

Araştıracak terör mü var

Tatildeki meclis büyük bir fedakarlık göstererek toplandı. Ama genel başkanları olmadan. Belki sizler de izlemişsinizdir TBBM TV’yi. Ben kapanana kadar izledim.

Başkanlık koltuğundaki Şafak Pavey, acemiliğini mimikleri ile kapattı. Ses düzenini ise adeta bir DJ ustalığı ile kullandı. Arınç’ın kadınlara hakaretinde kadın vekillerin özür dilemesi isteğini oldu bittiye getirmesi ise, kadın hakları savunucusu kimliğine zarar verdi.

4 parti sözcüsü ve önerge sahibi konuştu. Bir de sataşmalara cevap verenler. Bu esnada da katılan vekillerin çoğu kuliste lafladı, içerdekiler ise telefonları ile meşguldü. Ara sıra konuşup güldüler.

Uyuyan Işılak ise bütün bunlardan habersizdi. Yani mecliste havanda su dövüldü. Ve oylama. AKP ve MHP gerek yok deyince iş bitti.

Peki iş bitiren parmak sahipleri siz niye geldiniz oraya. Keşke yorulmasaydınız. Ama siz de haklısınız. Terör var mı ki araştırasınız.

CIZZZ...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder