Mehmet Coşkundeniz Yalancıyı tanımak yalanı anlamak
HABERİ PAYLAŞ

Yalancıyı tanımak yalanı anlamak

Herkes sevgilisinin kendisine yalan söyleyip söylemediğini, duygularında samimi olup olmadığını merak ediyor.

Bir insanın yalan söyleyip söylemediğini yüzündeki bazı işaretlerden ve vücudunun hareketlerinden anlayabilirsiniz. Ama bunu algılayabilmeniz için sevgilinizin davranışlarına başka bahaneler bulmamalısınız.

Yani, “O gece hastaydı da o yüzden terliyordu” gibi bahaneler sizi doğruya götürmez.

İşte yalancıyı anlayabileceğiniz ipuçları:

1- Kişinin gülümsemesini inceleyin. Zorla yapılan gülümsemeler sadece ağız ile yapılır. Rahatmış gibi görünmesine rağmen gerilimi ya da gerçek anlamda mutlu olmadığını anlayabilirsiniz.

Haberin Devamı

Zoraki gülümsemelerin çoğunda dişler gözükmez, gerçek gülümsemelerin çoğunda ise az da olsa dişler görülür. Gerçek gülümseme ağız ile değil yüz ile yapılır.

Gözler kısılır, dişler görülür, gamzeler ortaya çıkar. Çok az insan gerçek ve sahte gülümsemesini senkronize edebilir.

2- El, kol ve bacaklarını inceleyin. Yalan esnasındaki gerilim sebebi ile hareketsiz, katı veya suni hareket içinde olabilirler. Eller kavuşuk, eller ile kafa taranıyor, kulak ve burun ile oynanıyordur. El açık bir şekildedir, göğüs ya da kalbe doğru hareket etmiyordur.

3- Terliyor mu? Yalan söyleyenler normal zamanlara göre daha fazla ter atarlar.

4- Gerekli, gereksiz çok fazla şey söylüyorlar mı? Eğer söylüyorlarsa çaresizlik içerisinde sizi kendilerine inandırmaya çalışıyorlardır.

5- Gözbebeklerinin hareketlerine bakın. Yalan söyleyenler doğrudan göz kontağına geçmek istemezler. Heyecan nedeniyle çok sık göz kırpmaya başlayabilirler.

Sağ elini kullanan birine bir soru sorduğunuzda göz bebeği sağa kayarsa bir şeyi hatırlamaya çalışıyordur, sola kayarsa yaratıcılığını kullanacak, uyduracak demektir. Sol elini kullananlar için tersi geçerlidir.

6- Duygusal olarak inceleyin. Duygular geriden gelirler, normalden uzun süre kalırlar ve birden dururlar. Bu yüzden bazen söylediği ile kişinin heyecanı birbirini tutmayabilir.

7- Sorularınıza tepkisini yakından izleyin. Yalancılar kendilerini rahatsız hissettikleri için ya vücutlarını başka yöne çevirmeye veya kaçmaya çalışırlar ya da sizinle aralarına bir obje koymak isterler.

Haberin Devamı

Suçsuz insanlar saldırıya, suçlu insanlar anında savunmaya geçerler.

8- Kullandıkları kelimeleri kasıtlı kullanıp kullanmadıklarını düşünün.

Bazı söylemler ipuçları verir:

Sizin kelimelerinizi tekrarlayarak yanıt verirler.

Doğrudan cevaplardan kaçınırlar, yuvarlak ve genel cevaplar verirler.

Çok fazla konuşarak ikna etmeye çalışırlar.

Monoton bir tonda konuşurlar.

Kötü cümleler kurarlar.

Konuyu amacından saptırmak için bol bol espri yaparlar ya da alaycı davranırlar.

9- Konuşmaya başlamadan önce kısa bir sessizlik anı yaratın. Kişinin ne kadar rahatsız olup olmadığını inceleyin.

10- Konuyu birden değiştirin. Suçsuz insan konunun değiştirilmesinden rahatsız olup geri dönmek isteyecek, yalancı ise kurtulduğunu düşünecektir.

BEKLEME ARTIK

Daha kaç güneş doğmalı? Kaç gece olmalı? Kaç mehtapta “Ah ulan ahhh” diye hayıflanmalısın? Kaç yaz daha bekleyebilirsin? Kaç kışı daha böyle geçirebilirsin? Peki ya baharlar?

Haberin Devamı

Ağaçlar çiçek çiçek açarken sen kaç bahara daha hüzün tohumları ekebilirsin? Daha kaç yemeği ‘tatsız’ yiyeceksin? Kaç filmi ‘renksiz’ izleyeceksin? Kaç şarkıyı ‘ezgisiz’ dinleyeceksin?

“Beklerim ya, daha vakit var” derken tanrıdan bir garanti mi aldın yoksa? Sonsuza kadar yaşayacak mısın? Yarın başına bir şey gelmeyeceğinden ve sonsuz aleme ‘eksik’ gitmeyeceğinden emin misin?

Sen duygularını saklarken, sevgi sözcüklerini esirgerken, egonla kendini şişirirken zamanın deli bir hızla akıp geçtiğinin farkında bile değilsin. Aşkla geçirilmeyen günleri, geceleri, mevsimleri yaşanmamış sayabilirsin.

Sevgili olmadan yenmiş yemekleri, izlenmiş filmleri, dinlenmiş şarkıları ‘yok hükmünde’ sayabilirsin. Çünkü öyledir, tartışmasız öyledir.

“Ben böyle iyiyim” diye kandırma kendini, en yakın arkadaşların bile yemiyor artık bunu. Aşka burun kıvırmayı ‘trend’ sanıyorsun, ‘çağın olayı’ sanıyorsun ya, sanma...

“Şimdi kim uğraşacak sevgililik olayıyla falan, takılalım işte sıkılınca bırakırız” diyorsun ya, deme...

Üç gün aşıkmış gibi davranıp, dördüncü gün kendini çekmelere, aramamalara başlıyorsun ya, başlama...

Boşver onları, kendine dön, içine dön. Basit işte, ‘Seviyorsan git konuş.’ Biri varsa hayatında binlerce kez ‘Seni seviyorum’ demekten çekinme. Aşk konusunda cimrilik yapma, duygularının açığa çıkmasını engllemeye çalışma.

Rahat ol biraz, bak o zaman hayatın nasıl daha güzel olduğunu anlayacaksın. Yemeğin tatlanacak, filmlerin renklenecek, şarkıların en güzel ezgilerle donanacak.

Ve kutsanacaksın arkadaşım, aşkla kutsanacaksın, sevgiyle kutsanacaksın. Bir insanı sevmenin, sevdiğini söylemenin dünyanın en kutsal şeyi olduğunu anlayacaksın.

GİDEN GERİ DÖNER Mİ?

Gidene ’geri dön’ demek yeterli değil. Gitmişse, istediği için gitmiştir. Yüreğinizdeki acının geçmesini beklemekten başka yapılacak pek bir şey yoktur.

Yine de söz geçiremeyiz kendimize.Bir takım çabalarla onu yeniden kendimize aşık etmenin, o güzel ilişkiye dönmenin yollarını ararız. Peki ne yapmalı?

Şimdi onu isteme nedenlerinize bir göz atalım. Sırılsıklam aşıksınız. Hayatınızda sadece onun olmasını istiyorsunuz. Onsuz yaşayamayacağınızı düşünüyorsunuz.

Sizi onun kadar anlayan bir başkasını bulamamaktan korkuyorsunuz. Cinsel yaşamınız çok iyi. Onun başkasıyla olması fikri sizi çıldırtıyor. Vs... vs...

Sorunu doğru teşhis ettiyseniz ikinci adıma geçebiliriz.

Doğru tespitler

İlişkiniz zaman içinde tutkusunu kaybedip kendiliğinden mi silikleşti? Yoksa sizin hatalarınızdan mı bu hale geldi? Kendiliğinden bittiyse, yeniden canlandırmanız zor.

Oysa hatalardan dolayı yıkılmış ilişkide hala bir kıvılcım olabilir. Çünkü siz o hatayı yapmasaydınız ilişkiniz belki şu anda sağlıklı bir şekilde devam ediyor olacaktı.

Acele etmeyin

Yüreğinize söz geçiremiyorsunuz. Arayıp “Ne olur geri dön” demeyi istiyorsunuz. Bunu yaparsanız baştan kaybedersiniz. Biraz sakinleşmeyi bekleyin.

Her şey daha çok yeni, duygular çok tazeyken ne siz ne de sevgiliniz doğru düşünebilir. İkinizin de biraz nefes almaya ihtiyacı var.

Ama bundan da önemlisi, eski sevgilinizin sizin yokluğunuzu hissetmesi gerekli.

Bırakın sizden ayrılmanın hayatında nasıl bir boşluk yaratacağını görsün. Sabırlı olun.

Aptal durumuna düşmeyin

Unutmayın siz bir zamanlar onun kral ya da kraliçesiydiniz. Kapısında bir köle durumuna gelmeyin. Ayrıldıktan 15 dakika sonra arayıp vazgeçmesini istemeyin. Tesadüfenmiş gibi bir yerde karşılaşmayın.

Arkadaşlarıyla yakınlık kurmayın. Zamanınızı ağlayıp sızlayarak harcamayın. Görünüşünüzde önemli bir değişiklik yapmayın. Yani kendinizi aptal durumuna düşürmeyin.

Bekle gör politikası

En önemli şey hayatınızı eskisi gibi devam ettirmektir. Yine işinize, okulunuza gidip gelecek, yine dostlarınızla toplanacak, yine film izleyecek, yine güleceksiniz.

Yani o varken nasıl yaşıyorsanız o yokken de aynı yaşamı sürdüreceksiniz. Böylece onsuz olabildiğinizi de göstereceksiniz.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder