Hakan Çelenk Yeni MİT yasasından toplumsal kâbus çıkacak
HABERİ PAYLAŞ

Yeni MİT yasasından toplumsal kâbus çıkacak

Varsayalım ki Başbakan'la Mecidiyeköy'de tartıştık. Sinirlenip yanında gezdirdiği odunla kafama vurdu. Kanlar içinde kaldım ve gidip savcıya şikâyet ettim. Savcı Meclis'e fezleke gönderecektir. Meclis'te 276 oy bulunursa Başbakan yargılanır. Kabul çok zor ama adalet için uzakta bir ışık var.

Şimdi başka bir varsayımda bulunalım. AKP'nin Meclis'e verdiği yeni MİT yasası yürürlüğe girmiş olsun. Mecidiyeköy'de kafama odunu vuran da MİT mensubu olsun. Şişli savcısı odun meselesini MİT'in İstanbul yöneticisine soracaktır. MİT mensubunun davadan kurtulması için sadece MİT yöneticisinin bir cümlesi yeterli. "MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin olarak devletin odununun gazetecinin kafasına vurulması gerekiyordu" dediği anda savcı, hatta hâkim duracaktır. Başbakandan bile hesap sorabilen Meclis'in MİT'e yaptırımı yoktur. Varsayımdan realiteye gelirsek artık Adana'da savcılar TIR durdurmaya cüret edemez.

Ne dokunulmazlık ama... Başbakandan ileri dokunulmazlığa sahip olsanız kendinizi imparator gibi hissedersiniz. Suç işlerken tek dikkat etmeniz gereken yöneticinizin gözüne girmek.

Haberin Devamı

AKP Niğde Milletvekili Alparslan Kavaklıoğlu ve AKP Çankırı Milletvekili İdris Şahin düşünüp taşınmışlar; ileri demokrasi için MİT'in milletvekillerinden ileri dokunulmazlığa sahip olmasını uygun bulmuşlar. Tarihe geçecek adım. Özellikle adlarını yazalım ki günahıyla sevabıyla gelecekte Google araması yapan torunları dedeleriyle gurur duysun.

Yasa teklifindeki tek 'ileri demokrasi' uygulaması bu değil.

OPERASYON YAPABİLİR


Teklifte MİT'e operasyon yetkisi veriliyor. Konuyu açalım. Hani Ocak'ta Adana'da TIR'lar durdurulmuş, savcılar polis ve jandarmaya söz dinletemedikleri için iki örnek dışında arama yapamamıştı. TIR'larda MİT'çiler vardı. MİT'i eleştirenler "Operasyonel görevi olmayan kurumun mal sevk etmesi suç" diyordu. Normalde böyle bir operasyonu yurt içinde polis ya da jandarmanın yapması gerekiyordu. Ceza hukuku, suçlunun lehine geriye işler. Yürürlüğe girdiği anda suç ortadan kalkar.

SİLAHLI VE YETKİLİ

Bu teklifle silah kullanma yetkisi genişleyen MİT, polis ve jandarmadan sonra üçüncü silahlı kolluk gücümüz olur. Diyor ki teklif "Hükümetin verdiği her türlü görevi yerine getirir." Emin olun o "her türlü" görev verilecektir. Gözaltı, sorgu, dinleme yapabilir. Pozitif düşünen okurlarımız "Yaşasın daha iyi korunacağız" diye seviniyor olabilir. Pozitif düşünelim o zaman; sorguda odunla işkence görürseniz MİT yöneticisinin izniyle hakkınızı bile arayabilirsiniz. Aşırı pozitif!

BOL BÜTÇELİ YENİ KOLLUK


Bu arada MİT'e Savunma Sanayii Destekleme Fonu'ndan Başbakan'ın imzasıyla istediği kadar bütçe ayrılacak. Yani parayı askerin silah bütçesinden alacak. MİT artık istediği kadar yüksek maaşlı eleman alıp üçüncü kolluk olarak her köşe başında teşkilatlanabilir.

MİT İÇİN SUÇ İŞLEYEBİLİRSİNİZ


Teklife göre "MİT'in görevi çerçevesinde yapılan her türlü (Dikkatinizi çeksin: Yine "Her türlü") talebi" yerine getirenlere cezai sorumluluk doğmayacak. Talebi anladık da ‘türlüsü’ nasıl oluyor! Ben bu türlü sözünü okuduktan sonra MİT'ten devlet işi diye emir alsam gönül rahatlığıyla kafasına odunla vurup kuyumcuyu soyarım. Gazeteye toplumu kışkırtan sipariş yazı yazarım. Cezai ehliyetim nasılsa olmayacak. Hem devletime hizmet!

PKK İLE YASAL DİYALOG

MİT artık "Her türlü" (Bu laf 3. kez karşımıza çıktı) örgütle "doğrudan" ilişki kurabilecek uygun koordinasyon yöntemi uygulayabilecek. Analizi güncellersek; MİT'e PKK'yla görüşme ve Abdullah Öcalan'ın talimatlarını Kandil'e taşıma yetkisi veriliyor. Bunları yasal sanıyorduk. Meğer suçmuş.

GAZETECİYE VER ODUNU

Tasarı Adana'daki TIR baskınlarıyla ilgili başka bir konuya da açıklama getiriyor. Sabah gazetesinin yayınladığı fotoğraflardan gördük. Jandarmalar durdurdukları TIR'lardaki konteynırların içine bakıyor. Savcı da gelip inceledikten sonra TIR'lar bırakıldı. İçeride ne olduğunu savcı tutanağa geçirdi. Hemen sonrasında soruşturmayla ilgili 'devlet sırrı' diye yayın yasağı kararı çıktı. Oysa açıklama Suriye'deki Türkmenlere battaniye bulgur gibi yardım malzemesi götürüldüğü yönündeydi. Şimdi düşünün; savcı "Battaniye bulduk" yazsaydı Erdoğan mitinglerde tutanağı sallayıp "Paralel yapı tüyü bitmemiş Türkmen yetimin battaniyesine göz dikti" diye haykırmaz mıydı?

Haberin Devamı

Size bir meslek sırrı vereyim: Böyle bir gizli tutanak ya da gizli belge gazetelerin eline geçtiğinde yayın yasağına rağmen oturup yazıişlerinde tartışılır. Basılmasında 'kamu yararı' varsa ve ilginç haberse yasağa rağmen gazetecilik namusu gereği yayına girilebilir. Dava açılınca yayın mahkemede savunulur ve birçok zaman gazete beraat eder. Olmadı para cezası göze alınır.

Haberin Devamı

Şimdi tasarı buna pratik çözüm buluyor. Pratik dediysek hemen sevinmeyin. Tabii ki basın özgürlüğü lehine bir çözüm değil. Böyle bir belgeyi yayınlamaya 12 yıla kadar hapis getiriyor. Hem de muhabirden, gazetenin sahibine kadar her yöneticiye hapis. Varsayalım ki yasa çıktıktan "Abi kamu yararı var, yasağı delelim mahkemede savunuruz" diye bir teklif yapıldı yazıişlerinde. Hapis tehdidi altındaki yayın yönetmeni o gazeteciyi arkasından odunla kovalasa yeridir. Bu değişiklik işe yarar.

TARİHTE ÖRNEĞİ VAR


Bizim meslekte temel reflekstir. Tarihte ya da başka bir ülkede böyle bir yasa çıkmış mı diye hemen bakarız. Bu kez, 1930'lar Almanya'sında bulduk. Dönemin Alman hükümeti başkanı, polis ve askere güvenmediği için SS'ler diye bir teşkilat kurmuş. Tüm güvenlik birimlerinin üstünde dev bir organizasyon olmuş. Bu kadar aşırı bir noktada değil miyiz? Olabilir ama ülkede kişiye ve kuruma özel düzenlemeler arttıkça Hitler örneği maalesef daha çok verilir.

Günümüzde uygulama Ortadoğu ülkelerinde yaygın. Bu yüzden Esad'ın MİT’ine atfen bu yüzden "El Muhaberat ülkesi oluyoruz" diye eleştiri yapılıyor.

DOKUNULMAZLAR!

Çok eskiden demokrasiyi savunurken, milletvekili dokunulmazlığının bile kürsüyle sınırlı olmasını savunurduk. Şimdi bu teklifi ve diğer bürokratlara getirilen dokunulmazlık imkânlarını görünce o tartışma lüks kaçıyor.

Bugünlerde ülkenin 100 yıllık geleceğini değiştirecek yasalar birbiri ardına çıkıyor ve hepsi hükümetin gündelik ihtiyaçlarından doğuyor. Adı 'demokratikleşme' olan son paket nasıl 17 Aralık sanıklarının serbest kalmasını ve soruşturma delillerini yok etme üzerine kuruluysa, HSYK hoşa gitmeyen hâkimler atadı diye nasıl Anayasa'ya rağmen yargıyı hükümete bağlayan yasa çıktıysa MİT yasası da öyle.

Birkaç kişiyi tatmin etmek için ülkeyi yakan ateşe her gün yeni odun atılıyor.


Not: 21 Şubat tarihli POSTA gazetesinde çıkan yazının posta.com.tr için detaylandırılarak yazılmış halidir.





Sıradaki haber yükleniyor...
holder