Abdülhamid’in torunu Orhan Osmanoğlu: Mescid-i Aksa’da İsrail ve Ürdün askeriyle tartıştık

Sultan 2. Abdülhamit’in torunu Orhan ve Nilhan Osmanoğlu, Esenler Belediyesi’nce düzenlenen Ramazan Sohbetleri’ne katıldı. Sultan 2. Abdülhamit Han’ın torunları Orhan Osmanoğlu ve Nilhan Osmanoğlu, katıldığı programda Abdülhamit Han’ın Filistin ve Kudüs davasını anlattı.

Programın yönetimini gerçekleştiren televizyon programcısı Bekir Develi’nin sorularını yanıtlayan Orhan Osmanoğlu, dedesi Abdulhamit’in "Kırmızı çizgim" dediği Kudüs davasının anlam ve önemine dikkati çekti. Geçtiğimiz Miraç Kandili’nde ziyaret ettikleri Mescid-i Aksa’da İsrail ve Ürdün askerleriyle yaşadıklar tartışmayı aktaran Osmanoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Miraç Kandili’nde Kudüs’te, Mescid-i Aksa’daydık. Orayı dolduran sadece biz Türkler’dik. Eğer biz gitmezsek Mescid-i Aksa sahipsiz kalacak. Mescid-i Aksa’da, Diyanet’ten bir hocamız ve 50 kişilik bir grup kaldı, sohbet ediliyordu. Kapının dışına çıktım. Ürdünlü askerler, ’Derhal burayı boşaltmanız lazım’ dedi ve elektrikleri kapattı. Sabah namazına kadar orada kalma niyetimiz vardı ama ibadetimize engel oldular. İtiraz ettim, tekrar açtılar ve biz ağırdan alınca tekrar ışıkları söndürdüler. Dışarıya çıkarken Ürdün polisi geldi, son açılan bir kapı vardı ve bunu kapatmak istedi. Adamın elini ittim, kapıyı çektim, ’Bu kapıyı kapatacaksa bir Osmanoğlu kapatacaktır. Bir gün bu kapıyı açacak olan Osmanoğlu ve kapatacak olan Osmanoğlu olacak’ dedim. İlla kandan olması şart değil, candan olan torunları gelecek oraya inşallah."

"KUDÜS ABDÜLHAMİT HAN'IN KIRMIZI ÇİZGİSİYDİ"

Aynı olay üzerine düşüncelerini aktaran Nilhan Osmanoğlu da İsrail ve Ürdün askerlerinin, ibadetlerine engel olmaya çalıştıklarını belirterek, "Daha önce defalarca Kudüs’e gittik, ilk kıblemizi sahipsiz bırakmamalıyız. Oradaki insanların öyle bir bekleyişi ve özlemi var ki, sadece ’Bizi siz kurtarabilirsiniz, burayı yalnız bırakmayın’ diyorlar. Gittiğinizde bu tür şeylerle karşılaşıyorsunuz, sinirleriniz bozuluyor ama ’Tekrar gideceğim, tekrar direneceğim’ hissiyatı oluşuyor. Bir giden zaten bir daha gidiyor ve kendi mahallenizde dolaşıyormuş gibi hissediyorsunuz çünkü Kudüs sizin, Filistin sizin. Oralarda dolaştığınız zaman ’benim’ diyorsunuz, bunu hissediyorsunuz." ifadesini kullandı.

Nilhan Osmanoğlu, şunları kaydetti:

"Sultan Abdülhamit Han’ın en büyük davası Filistin’di, Kudüs’tü, Filistin’i vermemekti. Abdülhamit Han öngörülüydü ve orada bir Yahudi devletinin kurulacağını biliyordu, önlemleri hep bu yüzdendi ve bedeller ödedi. Darbeyle defalarca indirilmeye çalışıldı çünkü Kudüs kırmızı çizgisiydi. Evet, bazı devlet politikalarında tavizkar olduğunu görüyorsunuz, bu kendi ilmi siyasetidir ama Filistin ve Kudüs konusunda hiçbir zaman taviz vermediğini görüyoruz Sultan’ın. O yüzden onu anlamaya buradan başlamamız lazım" dedi.