HERKES DİNLENİYOR

Ergenekon soruşturmasının başladığı günden beri devlet içinde bir çatışma başlamıştı. Askerle hükümet, hükümetle yüksek yargı karşı karşıya gelmişti. Türkiye önceki gün ortaya çıkan iki haberle sarsılmıştı. Ergenekon soruşturmasının başındaki isim olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’in ev, iş ve cep telefonlarının dinlendiği öğrenilmişti. Dinleme talebinin Adalet Bakanlığı’ndan geldiği, emri de İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği anlaşılmıştı.

‘BAKAN İSTİFA ETMELİ’

Adalet Bakanlığı’nın Yargıtay Başkanlığı’nın santralini de dinlettiği ortaya çıkınca ortalık toz duman oldu. Yüksek yargı peş peşe açıklamalar yaparken hukukçular ve muhalefet de tepkilerini dile getirdi. İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın, “Böyle bir olay bir hukuk devletinde gerçekleştiğinde Adalet Bakanı koltuğunda oturmamalıdır” dedi. Anayasa hukuku profesörü İbrahim Kaboğlu da, olayı hukuk zemininde açıklamanın ‘güç’ olduğunu vurgularken, siyasi hesaplaşmaya işaret etti.

‘FAŞİZM HEVESİ’

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol da, Başsavcı Engin ile Yargıtay’ın telefonlarının dinlenilmesini “AKP’nin faşizm isteği ve uygulama hevesinin en somut örneği” sözleriyle yorumladı. CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ise, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği önergede, AK Parti iktidarında politikacılara, gazetecilere ve aydınlara yönelik sınır tanımayan dinleme ve takiplerle 2. Abdülhamit’in “İstibdat Dönemi”nin hortlatıldığını ifade etti.

‘AMACINIZ NE?’

CHP’li Sevigen, Adalet Bakanı Ergin’e “Yapılan dinlemelerin amacı hükümetin yargıyı hizaya getirme operasyonunun bir parçası mıdır? Toplumda artan dinlenme korkusu iktidarınızın muhalif fikirleri bastırmak için seçtiği bir strateji midir” diye sordu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da, “Dinleme kasetleri acaba kime servis ediliyor? Türkiye hukuk devletinden demokrasiden uzaklaşmış, darbeci, despot bir hükümet anlayışıyla yönetilir hale gelmiştir” dedi.