Siyaset “Açılımın arkasında AKP, DTP ve PKK işbirliği vardır”
Paylaş
“Açılımın arkasında AKP, DTP ve PKK işbirliği vardır”

“Açılımın arkasında AKP, DTP ve PKK işbirliği vardır”

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Bu açılım politikasının arkasında AKP, DTP ve PKK'nın işbirliği vardır” dedi. Açılım görüşmelerini tarihi bir kırılma olarak niteleyen Baykal, “Bunun kararını millet düzeyinde almak zorundayız. PKK, 25 yıldır silahla elde edemediğini bu iktidarın elbirliği ile elde etmek üzere. Bugüne kadar binlerce şehit verdik. Ve bunu başaramadılar. Ancak dünkü toplantıda istikamet tersine döndü” uyarısında bulundu.
Sabah saatlerinde özel uçakla Isparta Havalimanı'na gelen CHP Lideri Deniz Baykal, karayoluyla Burdur'un Karamanlı İlçesi'ne geçti. Karamanlı Belediyesi'ni ziyaretinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Baykal, demokratik açılıma ilişkin önemli açıklamalar yaptı.

DEVLET ELİYLE BÖLÜCÜLÜK

Dün Meclis'te yapılan konuşmaların 3.5 aydır sürdürülen tartışmalar olduğunu belirten Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'ın konuşmalarından açılımın iç yüzüne ilişkin ipuçlarını aldıklarını söyledi. “Bugüne kadar hiç bu kadar elle tutulabilir hiç bir açıklama yapılmamıştı” diyen Deniz Baykal, “Ancak dün de açılımın iç yüzü gözden kaçırılmaya çalışıldı. Başbakan açıkça konuşmadı. Gerçekler dürüstçe ifade edilmedi. Hükümet açılımı bir demokratikleşme olarak sunmaya ve kamufle etmeye çalışıyor fakat demokrasiyle ilgisi yok. Demokrasi ayrı, bölücülük ayrıdır. Devlet eliyle bölücülük süreci başlatılmıştır” dedi.

HÜKÜMET DÜĞMEYE BASTI

Bu hükümetle birlikte bölme, dağıtma ve ayrıştırma sürecinin ortaya konulduğunu iddia eden CHP Genel Başkanı Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İlk kez etnik temelde Türkiye'yi devlet düzeninde etnik farklılaştırma, etnik ayrıştırma ve bu etnik ayrıştırmayı resmileştirmek, kamu hizmetine bir katkı gibi göstererek vermek, dünkü toplantıda ortaya konuldu. 1920'de TBMM'nin açılışından bugüne 89 yıllık süreçte, 1923'ten bugüne 86 yıllık süreçte Türkiye Cumhuriyeti olarak, gelen tüm hükümetler, siyasi partilerce milli kaynaşma, milli bütünlük politikaları ayakta tutuldu. Milli ayrıştırma, etnik ayrıştırma dönemi bu hükümet eliyle ilk kez bugün açılmıştır. Birbirinden farklı mezheplerimiz, inançlarımız, etnik kimliklerimiz var. Ve 1920'de o gerçeklerden yola çıkılıp, üst kimlik alt kimlik, öncelik- sonralık ilişkisi kurulmadan beraber hareket edildi. Aynı ulusun parçaları olarak düşünüldü ve bugüne kadar başarıyla getirildi. Şimdi PKK'nın ‘Biz tek bir milletin parçaları olmak zorunda değiliz’ düşüncesinden hareket ediliyor. ‘Etnik kimlik bir sosyoloji olarak değil, bir devlet eliyle resmi gerçek olarak kabul edilmeli ve bu uygulanmalıdır denilerek’ çok önemli bir kırılma noktasına Türkiye sürükleniyor. Eğer bu uygulanırsa ve başarıyla sürdürülürse çok ağır sonuçlar ortaya çıkar. Etnik ayrıştırmaya yönelik bu hükümet dünkü toplantıda düğmeye basmıştır. Bu Türkiye'yi çok tehlikeli bir etnik ayrıştırma sürecine itmiştir.”

BU EŞGÜDÜM NASIL YAŞANDI?

Hükümetin bol demokrasi söylemleriyle gerçekleri kamufle etmeye çalıştığını belirten Deniz Baykal, “Devlet insanla meşguldür, etnik kimlik cemaatlerle değil. Etnik kimlikleri devlet muhatap alırsa, ayrıştırma sürecine girilmiştir. PKK bu süreçte nerede duruyor? Bu politikanın ardında kimler var? Bu talimatları kim, nereden verdi? Bu politika hükümetin tek başına uyguladığı bir politika mı? Kimlerle uyguluyor? Bir süre önce bir grup PKK'lı sınıra geldi ve teslim olmak istediklerini söylediler. Ne tesadüftür ki aynı gün sınırda İçişleri Bakanlığı Müsteşarı, MİT Müsteşarı, valiler, hakim ve savcılar oradaydı. Ne zaman PKK sınıra geldiğinde böyle birşeyle karşılaştık. Bu eşgüdüm nasıl yaşandı? Bunları oraya kim gönderdi?” diye konuştu.

ETNİK AYRIŞTIRMA DEMOKRASİ DEĞİLDİR

Sınıra gelip teslim olmak istediğini söyleyen PKK’lı grubun teslim olurken ellerinde Abdullah Öcalan’ın mektubuyla geldiklerini belirten Baykal, şöyle devam etti:
“PKK’yı reddedip, PKK’dan bıkıp Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına biz uyacağız diyerek mi geldiler. Ne diyorlar? ‘PKK mensubu olarak Abdullah Öcalan’ın isteğiyle geldik. Elimizde onun mektubuyla geldik.’ Ne zamandır Türkiye Cumhuriyeti'nde PKK’lı olmak, PKK mensubu olmak, Abdullah Öcalan’ın mektubunu elinde getirmek suç olmaktan çıktı? Ne zamandır bir terör örgütü grubunun ayağına mahkeme gitti ve sabahlara kadar orada bekleyip, sorgulama tamamlandıktan sonra bu terör örgütü mensupları ellerini kollarını sallayıp serbest bırakıldılar? Onları oraya Apo gönderdi. Peki bizimkileri kim gönderdi? Çok net ve çok açık olarak söylüyorum, bu işin arkasındaki üçlü AKP, PKK ve DTP’dir. Etnik ayrıştırma süreci kimin politikasıdır? Bu politika AKP, PKK ve DTP’nin politikasıdır. Dünkü tartışmalar da bunu göstermiştir. Etnik ayrıştırma, demokrasi değildir. Demokrasi, insanla, bireyle ilgilidir. Cemaat, aşiret, etnik gruplarla ile ilgili değildir. Devlet onun parçası olamaz.”

İSTİKAMET TERSİNE DÖNDÜ

Yakında etnik dilde, Milli Eğitim'in dil eğitimine başlayacağını kaydeden CHP Lideri Baykal, konuşmasında şunları söyledi:
“Biz yıllarca Türkçe etrafında buluştuk. Türkçeyi öğretmeye çalıştık. Ama tam da başarılı olamadık. Ancak şimdi Türkçe öğretmenin yanı sıra etnik dil için okul kurup, öğretmen yetiştireceğiz ve eğitim verilecek. Bir süre sonra dil eğitiminde derse geçilecek. Diyecekler ki, matematik, tarih, coğrafya derslerini de etnik dilde almak istiyoruz. Buna da demokrasi diyecekler. Dünyada böyle bir şey yok. Bunun sonucu devletin katkısı ile 1923’ten bugüne gelen sürecin tersine dönmesidir. 72 milyon vatandaşımızın vergisi ile etnik dil eğitimi verilemez. Bu olay önemli tarihi kırılmadır. Bunun kararını millet düzeyinde almak zorundayız. PKK, 25 yıldır silahla elde edemediğini bu iktidarın elbirliği ile elde etmek üzere. Bugüne kadar binlerce şehit verdik. Ve bunu başaramadılar. Ancak dünkü toplantıda istikamet tersine döndü.”

DEMOKRASİ DEĞİL BÖLÜCÜLÜK TABLOSU

Türkiye’nin önüne cumhuriyet öncesi dönemin hedef olarak konulduğunu, Başbakan Erdoğan'ın konuşmalarında sürekli “tek millet tek bayrak” ifadelerini kullandığını kaydeden Baykal, eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Bu söz ettiği tek milleti bir söylese. Onu bir söylesene. Tek milletle tek bayrağın adını tam olarak bir söylesene. Konuşmalarında 28-30 tane etnik kimlik sayıyor ve Türklüğü de onların içinde gösteriyor. Türkiye Cumhuriyeti’nde Türklük alt kimlik değil, milli kimliktir. Başbakan tek millet söyleminde ne milleti olduğumuzu söylemeye dili varmıyor. Bu ülkede Arap da var, Arnavut da var. Bunlar benim ülkemin Arabıdır, Arnavutudur. Şu an Burdur’dayız. Burdur’un ilk milletvekillerinden Mehmet Akif Ersoy, kendisi bir Arnavuttur. Ancak İstiklal Marşımızı yazmış. Her zaman birlik, beraberlik, kaynaşma içinde olmuştur. Ben böyle sözleri çok sık kullanmam ve ilk kez devlet eliyle konan bu tablo demokrasi değil, bir bölücülük tablosudur. Bu artık bir parti işi falan değil, cumhuriyet öncesi dönemi model göstermektir. Burada PKK ile işbirliği olduğuna ilişkin bir tek kişi bile karşı söylemde bulunamaz. Biz açılımı PKK’nın üsluplarına göre değil, o bölgede kızlarını okula gönderememiş, kendilerini dışlanmış hisseden vatandaşlara göre yapmalıyız.”
“Kendi elimizle bu ayrıştırmayı kabul ettirmeye çalışıyorlar” diyen Baykal, “Başbakan söylemlerinde bunları saklamaya çalışıyor. Bize ortaokul öğrencisine kompozisyon ödevi hazırladığı gibi çocuk gibi Uludağ’da açan çiçekten, Zap suyundaki coşkudan bahsederek, kamufle etmeye çalışıyor. Ve bize coğrafya anlatıyor. Bir yandan kızgın, bir yandan da gergin” dedi.

BİZE GÖREVİ VERSEYDİNİZ

CHP’li Karamanlı Belediye Başkanı Mehmet Özgen’i makamındaki ziyaretin ardından vatandaşların ısrarı üzerine belediye binası önünde kısa bir konuşma yapan Baykal, hükümetin demokratik açılım politikasının aslında bölücülük olduğunu söyledi. Baykal, “Bize görevi vermiş olsaydınız bugünleri yaşamazdık” dedi.
Deniz Baykal'a Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü, Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan, Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ve CHP Antalya İl Başkanı Ömer Melli ile ilçe belediye başkanları da eşlik etti.
Baykal daha sonra yarın belediye seçiminin yapılacağı Gölhisar İlçesi'nin Yusufça Beldesi'ne geçti.

Mehmet ÇINAR- Göksel YAPAR/BURDUR, (DHA)

2

Haberin Devamı