Yazgülü Aldoğan Adalar kimde kalsaydı iyi olurdu?
HABERİ PAYLAŞ

Adalar kimde kalsaydı iyi olurdu?

Haberin Devamı

Bir hafta tatil yaptım. Gitmeden önce Anıtkabir’i kurtarma telaşındaydık. Döndüm ki Adalar’ı kaptırdığımızı yeni fark etmişler! Tatilde, bağırsan duyulacak adalardaydım. İnterneti kapadım, gazete yok, TV yok; adaları kaptırmış olduğumuzu bağırsalar da duymadım. Zaten pek kaptırmış gibi de değildik, ortada dolaşan ahalinin yarısı Türktü! Ben o sırada Anıtkabir’e büyük istek üzerine (!) yaptırıldığı iddia edilen oyun parkının 23 Nisan’dan kalma olup nasıl da daha önce haberimiz olmamasının utancını yaşıyordum. Ama laf aramızda koca saray yapılırken de haberimiz olmamış, açılışta uyanmıştık! Ankaralı meslektaşlarımıza pes yani. Adalarda keyifle tatil yapmış biri olarak buraları kaptırmaktan memnunum. Aynı coğrafya, aynı iklim, aynı Ege Denizi, niye bütün dünya buraya koşturuyor tatil için? Küfretmeden bir durup düşünün: TOKİ’nin tek tip gökdelenleri yükselmiyor, mimarisi, doğallığı göz okşuyor. AVM yok ama küçük dükkanlarda her şey var. Mutfakları bizimki kadar zengin değil ama deniz ürünü çok bol ve ucuz. Giydiğime, yediğime, içtiğime kimse karışmıyor, bir açık hapishane değil. Bir şişe şaraba mücevher parası ödemiyorum. Şortlu veya bikinili diye kimse rahatsız etmiyor. Tuvaletler temiz; plajda 100 kağıt beach parası değil, 3 avro şezlong parası ödüyorsun. Sorry, ben yine tatile adalara gideceğim, peçeli, çarşaflı da yok! Üstelik adaları bütün tarihçilerin haykırmış olduğu gibi Lozan değil, Atina Antlaşması’yla kaybettik, çünkü bir gemimiz bile yoktu. Ne gemi, ne uçak, sadece iman gücüyle bu kadar. Ha, Bozcaada ve Gökçeada bizde kaldı da ne oldu?

Adalar’da sevmediğim
Symi’de katıldığım deniz turunda koylardan birinde büyük bir manastır var. Koyun her tarafında uyarılar: Deniz sporları yasak. Kamp yapmak yasak. Evcil hayvan yasak. Müzik dinlemek yasak. Dekolte giyim yasak. Bence tek cümleyle halletmeliydiler: İbadet dışında koyu ziyaret yasak! Ortodoksun yobazı da bizimkilere fark atıyor

FETÖ’cüye işkence yapılabilir mi?

Cezaevi koşullarını izlemekle görevli TBMM Komisyonu Başkanı AKP milletvekili Mehmet Metiner “FETÖ’cü tutukluları ziyaret etmeyeceklerini ve işkence iddialarıyla ilgili inceleme yapmayacaklarını” açıklamış. Hukuk, adalet, vicdan yoksunu bu sözleri duyunca kanım dondu! Söz konusu kişiler “tutuklu sanık”. Yani suçu kanıtlanmamış, henüz iddia halinde. Velev ki hükümlü olsun, işkence görmesi hak mıdır?

Mektup bile yok
TCK’da “Hükümlülere işkence yapılabilir, insanlık onuruna aykırı koşullarda tutulabilir” diye bir madde mi var? Bu nasıl mantık? Zaten OHAL uygulaması işkenceye dönüştü. Yazarı, çizeri, sendikalısı tutuklanıyor. Dosya gizli, açık görüşme yok. Tutukluya mektupları bile verilmiyormuş! Avukat bile gardiyan nezaretinde görüş yapıyor, o da baro avukatı.

4. Murat kafası

Biraz uzaklaşınca geri dönüşte daha çok çarpıyor. Kuledibi’nde bir ortaokul vardı, genç kızlar cıvıl cıvıl giderdi. Bu yıl kız imam hatip yapmışlar. Okula giderlerken gördüm, korktum. Yerlere kadar simsiyah kıyafetler, simsiyah başörtüleri. Bu kıyafet manastır için bile fazla, siz çocuklarımıza ne yapıyorsunuz yahu? Zavallı Ahmet Hakan, Yozgat’ı savunup duruyordu, 4. Murat zihniyetli bir vali çıkmış, içkili yerleri kapatmış Yozgat’ta. Neymiş, erkekler pancar paralarını barda yiyormuş. Devlet paramızı nerede yiyeceğimize de karışıyor! Hani neyinize karıştık diyorlardı ya! Vali bir zahmet, karısını döven erkeklere de karışabilir mi?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder