Spor 'Aday olmayacağım!'

'Aday olmayacağım!'

Paylaş
'Aday olmayacağım!'

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın yönetimine girip girmeyeceği konusunda tartışmalar yaşanan Ali Koç, basın toplantısı düzenledi ve çarpıcı açıklamalar yaptı

İşte basın toplantısından Ali Koç'ın konuşmasının satırbaşları;

* Hepinize geldiğinzi için teşekkür ederiz. Bir kongre üyesi ve 1907 Fenerbahçe Derneği Başkanı olarak kongrenin başarıyla geçmesini camiamız adına başarıyla geçmesini temenni ediyorum.

* F:Bahçe'deki yöneticiliğimin ikinci döneminde 3 Temmuz gibi bir zorlu sürecini yaşadım. Bu süreçte F.bahçe camiasının nasıl bir camia olduğunu ve farklılığını gördüm ve gurur duydum. Ve böyle bir dönemde Fenerbahçe ekonomisini de büyütmeye devam etti. Bunun için taraftarlarımıza teşekkür ediyorum.

1907 DERNEĞİ FENERBAHÇE SEÇİMLERİNDE TARAF OLMAMIŞTIR



* Bu süreçte alakam olmayan kurum ve kişilerle adım geçti. Ne bununla ilgili ne de 3 Temmuz süreci ile ilgili bir açıklamada bulunmadım. Bu süreçle ilgili artık bazı bilgilerin paylaşılması gerektiğini düşünüyorum. 1907 Derneği ile ilgili spekülasyonlar yapılıyor. Ve seçim süreciyle ilgili görüşlerimizi açıklayacağız.

* Ardından 3 Temmuz süreciyle doğru bildiklerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum. Genel Kurul ile ilgili şahsım ile ilgili yapılan iddialara açıklık getirmek istiyorum.

* Derneğimiz kurulduğu günden bu yana tek amacımız her alanda Fenerbahçe'ye destek olmak... 1907 Derneği bugüne kadar Fenerbahçe'nin seçimlerinde taraf olmamaya özen göstermiştir. Derneğin varlığı tüzel kişilik, bizler gelip geçici, Fenerbahçe ise baki olandır. Derneğimiz kulübümüze değer katma amacıyla yıllardır Fenerbahçe'ye hizmet etmektedir. 1907 Derneği olarak pek çok proje ürettik, öncülük ettik ve bu projeleri yürüttük. 1991 yılında 11 milyon dolar bütçe oluşturarak basketbol şubesini üstlenmiştik. 1998 yılında Fenerium'u kurarak bedelsiz Fenerbahçe'ye teslim ettik. Fenerbahçe logosunun tescili projesinde yer aldık. 3 Temmuz sürecinde 3 milyon lira bütçe oluşturduk. 20 yılda gerçekleştirdiklerimizi hatırlatırken vizyonumuzun altını çizmek istedik. 1907 Derneği Fenerbahçe aşığı kişilerin yer aldığı bir kurumdur. Derneğin üyelerine seçimlerde bir adaya destek olacak şekilde oy kullandırılacağı iddiaları asılsızdır.

* Konuşmamın bir nebze uzun olan bölümüne geliyorum. Umarım nelerin gerçek olduğunu size aktarabilirim. Benim bugüne kadar Sayın Mehmet Ali Aydınlar ile hiç bir şekilde kişisel husumetim olmamıştır. Öyle bir sorunum olsaydı Bakü'de şampiyon olduğumuzda ilk tebrik edenlerden biri olmazdım.

* Fenerbahçe'nin 3 Temmuz sürecinde maruz kaldığı durumları açıklamakta büyük fayda görüyorum. Spor hukukunun temel süreçlerine uygun hareket edilseydi süreç bu noktaya gelmezdi. 3 Temmuz Pazar sabahı spor tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir operasyonla güne uyandık. Sadece basın yasağı getirilmemesi ve gizliliğin ihlal edilmesinden dolayı bile bu sürece başka açıdan baktım.

TFF, 3 TEMMUZ SÜRECİNDE SORUMLULUK ALAMADI

* Ben şahsen o gün başkan olsaydım adli makamlara başvurarak gizlilik ihlalinin önüne geçmek için çaba sarfederdim... Gerekirse demin sıraladığım nedenlerden dolayı devletin en tepesine gider ve basın yasağının yetirilmesi için mücadele ederdim. Türkiye Futbol Federasyonu bu süreçte daha fazla sorumluluk alsaydı sizce şu an bu durumda olur muyduk? Fenerbahçe karşıtı odaklar bu süreçte yaptıklarıyla TFF'yi ve UEFA'yı baskı altına almıştır. Kamuoyu baskısı altında kalan TFF, Etik Kurulu raporu diye bir şey ortaya attı. Zaman ilerledikçe bu rapor UEFA'nın bu davada tek dayanağı haline gelmiştir. Aydınlar buna nasıl izin vermiştir size soruyorum? Bu rapor dahilinde 31 kişi daha gözaltına alındı ve 100 küsür yıllık Fenerbahçe Kulübü bu rapor doğrultusunda mağdur edildi.

* 3 Temmuz'da 1. Etik Kurulu raporu savunma hakkı kullandırılmadan hazırlandı bu arada dikkatiniz çekerim. En büyük soru işaretlerinden biri de bu rapor nasıl basına sızdırıldı? Aydınlar'a üzerindeki formayı çıkarmadığı için doğru karar veremeyeceği için baskı kuruldu. Etik kurulu raporu açıklandıktan sonra UEFA sürece dahil oldu. Türk futbolunu temsil eden insanlar neden UEFA'ya karşı dik durmadı? Ben UEFA'ya kızmıyorum, asıl UEFA'nın muhattaplarına kızıyorum.

* Müfettiş Cornu'nun ziyaretinde bir yol haritası çizildi ve sonunda Infantino'nun o meşhur mektubu geldi. Spor hukuk tarihinde bir ilk yaşandı ve hiçbir resmi prosedür uygulanmadan Fenerbahçe SK cezalandırıldı. Bunun hesabını er geç verecekler. Bu süreçte bir çok futbolcuyla yollarımız ayırmak zorunda kaldık. Biz futbol hukuku içinde kalmanın doğru olduğunu düşünerek yerel mahkemelere gitmedik. Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nden men edildi, 45 dakika sonra Trabzonspor davet edildi.

AYDINLAR BİLGİSİZ VE YETERSİZ



* O dönemin TFF yönetimi sürece iyi niyetli yaklaşmış olabilir ama UEFA'ya karşı dik duramamıştır. Sayın Aydınlar, savcıyı ilk ziyaretinden sonra sürecin çok vahim olduğunu vurgulamıştı. Oysa 8 takımın bu olayda adı geçtiği belirtiliyordu. Neden sadece Fenerbahçe ve Beşiktaş bu süreçte tek başına kaldı? Sayın Aydınlar'ın spor hukuku konusunda tecrübesiz olması 3 Temmuz sürecini etkiledi. Sayın Aydınlar medyayla çok içli dışlı oldu, paylaşma ve danışma kültüründen uzak bir yönetim sergiledi. O zamanın TFF Yönetimi Süper Final'in oynanacağını medyadan öğrenmedi mi? Bu nasıl bir ekip ruhudur?

"BİZE GÖRE TEK FIRSAT BİLE YOKTU"

* Aydınlar ben onlara 3 fırsat sundum, hiç birinden yararlanmadılar dedi... Bize göre tek bir fırsat bile yoktu.

Birinci fırsat; Yöneticileri davet ettim, 'Avrupa'ya katılmamanız gerektiğini tedbiren bunu yapmamız gerektiğini' söylediğini dedi.. Daha iddialar ortaya yokken Avrupa'ya katılmayın önerisini hangi Fenerbahçeli kabul edilebilirdi.

İkinci fırsat: Infantino'dan mektup geldi, Cenevre'ye gidini toplantının ardından bir yöneticinin güle oynaya toplantıdan ayrıldığını... Ama ne olduysa yerine Trabzonspor'un gitmesinin ardından oldu ve durum değişti dedi. Aydınlar'ın bana ilettiği o mektupta, F.Bahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nden çekildiğine dair yazıyı ertesi gün 12.00'da bana ilet diyor. Arada da istersen İsviçre'ye git diyor. Şaka gibi... Mektup özenle yazılmıştı. Hiçbir şekilde UEFA'yı zan altında bırakmayacak kadar yazılmış. Titizlikle hazırlandığına bir örnek... Bu mektup çok önemli. Diyor ki; F.Bahçe kendini çeksin, ya da TFF çeksin diyor. Çekmezse ben çekerim demiyor. Bir ceza alırsa bedeli daha ağır olur diyor. Kısaca aba altından sopa gösteriyor. Yani TFF ile UEFA birbirlerine topu atıyor. Aydınlar bana sorsalar Trabzonspor yerine Bursaspor'un alınması gerektiğini söyledi. Bu bile bilgisizliğin gösterilmesi. Ama gerçek şu ki, bir takım gönüllü çekilirse kimin gideceğine UEFA istediği yerden seçer.. Ama takımı TFF Avrupa'dan çekerse sıradaki gider... Katılım şartlarına göre de Trabzonspor gider. O dört satırlık katılım şartları... Hadi bunlar bilmiyordu. Etrafındakiler danışmanlar, yardımcıları neden anlatmadı. Aydınlar, bu davanın ne spor hukuku ne adli yargılama adına bu süreçte yapılması mümkün değildir. Ve o yılın Avrupa kupalarının oynanacağı süreye yetiştirilemeyeceği açıklanabilmeliydi. Biz Avrupa'dan çekilmeyi kabul edersek tüm iddiaları kabul etmiş ve savunma haklarımızdan feragat etmemiz gerekiyordu. Biz burada vakıf yöneticileriyiz bunu yapamayız. Yapmak istesek de tüzük gereği yapamazdık. Ve kabul etmedik ve gereken yazıyı TFF'ye gönderdik. Bizler kulübümüz adına can derdindeyken olayların bu şekilde yaşanması bizimle alay etmek gibidir..

Üçüncü fırsat: UEFA ile pazarlık yaptık.. Puan silme ve Avrupa'dan çekilme konusunda anlaştık ve teyit ettirdik dedi.. UEFA Cenevre'de bir toplantı yapıldığı ve 3 yöneticimizle katıldığımız bir gerçektir. Ama bu toplantıya bir avukat da katılmıştır. Aydınlar bu süreçle ilgili bilgim yok diyor.. Avukat bir TFF mensubu değil midir. Belki de pek çok konuda olduğu gibi ekibi yine kendisini bilgilendirilmemiştir. Toplantıdaki görüşmelerden haberim yok diyen Aydınlar, o toplantıya ilişkin metni bana kendisi gönderdi. Toplantıyı Fenerbahçe yapmıştır ben sadece UEFA ile randevu aldım diyor. Ben bulunmadım orada diyor. Vicdanlı ve dürüstler ise bu kişiler kendisini açıklasın diyor..

* Son dönemde şahsımla ilgili birçok haber yaratılmaktadır. Geçen hafta bir yöneticinin oğluyla yemek yediğim yazıldı. Bilmenizi isterim ki, ne öğle bir yemek yedim, ne bir yöneticinin oğluyla yemek yedim ne de ona aday olacağımı söyledim. Pazar günü yapılacak seçimlerde aday olmayı bu aşamada düşünmüyorum. Aday olmayı düşünmememin sebebi aile şirketimde aldığım sorumluluklardır. Şartlar uygunlaşınca yine görev almak isterim.

ŞİKE YAPMAYACAĞIZ VAADİ HAYAL KIRIKLIĞI

* Fenerbahçe Başkanı olmak için aday olan birinin 'Şike yapmayacağız' vaadinde bulunması çok büyük bir hayal kırıklığıdır. Bu yaklaşım, teknik ekibe, hocaya, camiaya büyük bir haksızlıktır. Sayın Mehmet Ali Aydınlar, saha içinde bir şey olmadığını siz söylemediniz mi? 'Şike yapmayacağım' ne demek? Nasıl böyle bir seçim vaadi olabilir? Başkan olduğunuz taktirde bu süreci yaşayan insanlara nasıl bakacaksınız? İnsanlar çoluğundan çocuğundan huzurundan oldu, nasıl böyle bir şey söylersiniz? Mehmet Ali Aydınlar'la hangi kanalda isterse programa katılmaya hazırım...

Ali Koç soruları cevaplamaya geçti...

* Taraf tutmuyoruz dediniz ama bu toplantının zamanlaması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Grup olarak hareket etmiyoruz dememiz.. Münferit olarak görüşlerimizi beyan etmeme engel değil. BU zamanlama konusunda çok düşündüm. Aylar öncesinde de bu konuşmayı yapmak istedim. Ama M. Ali Aydınlar'ın açıklamasını bekledim. M. Ali Aydınlar seçimi kazanırsa seçimden sonra bunları konuşmamız doğru olmazdı.

* O süreçte ülke menfaatleri sürekli bahsedildi.. Neydi o menfaatler?

CAS davamız şike yaptık ya da yapmadığımızla alakalı bir dava değildi. Süreçte hiçbir savunma alınmadan işlemlerin yapıldığını dava ettik. Dava açıldığı günden itibaren biz kötü kişiler olduk. O günden itibaren ya ikna edilmeye çalışıldık hem de baskı altına alındık. BU sadece Aydınlar döneminde değil, yeni yönetimle de devam etti. Ülkemizin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefi var. Bunun için de ülkenin çok büyük bir spor organizasyonuna ev sahipliği yapması gerekiyordu. Ülke menfaati dedikleri de bu süreçte CAS'taki davamızı çekersek 2020 Olimpiyatları'na ev sahipliği yapacağımıza biz inandırılmıştık. Ülke menfaati budur arkadaşlar...

5

Haberin Devamı