Adına şarkı bestelenen adam: JOSE MOURiNHO

Dünyanın konuştuğu teknik direktörün 20 metre uzağından yanına gitmeye çalıştım. Madrid’de Bernabau Stadı’nda oynanan Şampiyonlar Ligi Finali’nde İnter yedek kulübesinin arkasında Jose Mourinho’yu takip etme fırsatım oldu. İnter’de “Pandev ilk 11’de başlar mı başlamaz mı?” sorusunu biraz daha irdeledim ve gördüm ki bu Jose gerçekten şeytana külahını ters giydiren bir yaratık!
Beşiktaş; Galatasaray ve Fener’e bu Makedon oyuncuyu menajerler tavsiye de etse, siz de izleseniz almazsınız. Mourinho’nun hoca farkı buradan başlıyor işte. Real Madrid’in yüzüne bakmadığı Sneijder’den yaratıcı oyuncu yaratan o. Genoa’dan, Diego Milito’yu aldırıp yıldız yapan o. Samuel Eto’o’ya futbol disiplinini getirip Maicon’un önünde bir başka duvar ördürten o.
Bu yüzden Maicon’u dünyanın en iyi sağ beki yapan da o. 34 yaşındaki Cambiasso’yu 18 yaşındaki bir PAF oyuncusu gibi kullanan o. Samuel denen bıkkın bir ismi yeniden savaşan şahin yapan o. Julio Cesar’ı, Buffon’un tahtına oturtup dünyanın en iyi kalecisi yapan o. Romanya’da sıradan bir oyuncu olan Chivu’yu star olma yoluna sokan o. 700 maça çıkarak kırılması güç bir rekora imza atan Zanetti’yi ölümsüzleştiren o.
Görüldüğü gibi, Kaka, Ronaldinho, Messi, Ronaldo ve Rooney gibi oyunu sırtlayıp götüren bir oyuncusu yok İnter’in. Ama Mourinho gibi takım oyunu oynatan müthiş bir taktisyeni var. Bayern’e en fazla topa sahip olma rekoru kırdırtıp kendi kendine başını döndürten ve ceza sahasına sokmayan bir futbol manyağı anlayacağınız.
Jose, 20 metre önümde 90 dakikanın her salisesini yaşayıp, yaşatırken onun büyüklüğüne bir kez daha tanık oldum. Tüm maç futbolcusuyla göz göze geliyor. Gözünüzü ondan ayırmanıza gerek yok, her an buluşuyorsunuz hocanızla çünkü. Her elin kalkışında bir mesaj var. Kapris var mı? Var. Ama bu oyuncusuyla küsme anlamına gelmiyor.
Mesela bizde futbolcuya bozulan antrenör onu milli takıma almazken, futbolun kitabını yeniden yazan Jose’nin kanununda böyle bir davranış yok. Kızıyor, sonra hemen sevişiyor! Eskiden mahalle arasında adımı kazanan kişi en iyi oyuncuyu alarak takım kurardı. Şimdi böyle bir moda var dünya futbolunda. Mourinho’yu alan yüzde seksen şampiyon.
Sıradaki takım Real Madrid gözüküyor. Van Gaal ve Robson’ın yanında tahsil gören Portekizli, fuftbolda ordinaryüslüğe doğru yürüyor. 8 yılda Porto, Chelsea ve İnter’e 17 kupa sevinci yaşatıp İtalyan takımını 45 yıl sonra dünya devlerinin arasına sokan Jose bu işkolikliği ile futbolda holding patronu olmaya en büyük aday. Az daha unutuyordum, İnter, A.Madrid ile bir de Süper Kupa finali oynayacak. Dördüncü kupa Jose’siz de olsa yolda sanıyorum.