Oral Çalışlar Almanya, Hollanda...
HABERİ PAYLAŞ

Almanya, Hollanda...

Haberin Devamı

Referandum kampanyası, el yükseltmelerle devam ediyor. İçeride artan gerilim, şimdi dışarıya sıçradı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alman siyasi liderlerine sert eleştirilerde bulunurken, konuyu referandumla da birleştirdi: “Evet kampanyasını engelleyerek, hayır çıkacağını mı sanıyorsunuz?”

Kampanyalar, seçim ve referandumların olmazsa olmazıdır. Hazırlanan kampanya paketinin psikolojik bileşenleri içerisinde, “Batıya biriken tepki”nin de yer alması, şaşırtıcı değil. Almanya ve Hollanda; AK Partili’lerin toplantılarını engelleyerek, bir anlamda, “el yükseltme” imkanı sağlamış oldu.

Batı: Kampanyanın yeni boyutu

“Dış dünya bize engel oluşturuyor”, “Hepsi bize karşı birleşti” gibi söylemler de, daha fazla zemin kazandı. Batı ile gerilimi artırma tercihinin, bundan sonra nasıl sonuçlar doğurabileceğini öngörmek zor. Suriye ve PYD nedeniyle ABD ile olan ilişkiler zaten karmaşık. Şimdi, başta Almanya olmak üzere çeşitli Avrupa ülkeleriyle tırmanan bir “söz düellosu”yla yüz yüzeyiz. Bu gelişmelerin de “dışarıda” işleri zorlaştırdığı, zorlaştıracağı bir gerçek.

El yükseltmek

Bunların 16 Nisan’a “evet” oyu şeklinde yansıması varsayılıyor olabilir. “Heyecansız” olduğu söylenen miting ve gösterilere, bir nebze canlılık gelmesi isteniyor olabilir. Tabii, Avrupa Birliği’nin, birçok bağlamda Türkiye’nin canını yaktığı da açık. Suriyeli mülteciler, üyelik görüşmelerindeki ayak sürüme, vize konusundaki tavırlar... Son olarak da, “evet” toplantılarının engellenmesi, genel bir birikim oluşturmuş durumda.

Dilin ölçüsü

Siyaset dilinin yine de bir ölçüsü olmalı, olabilmeli. Özellikle de, Almanya ve Hollanda gibi, Avrupa’ya yön verebilen konumda olmanın yanı sıra, maddi-manevikültürel açıdan çok köklü ve somut bağlarımız olan ülkelerle olan etkileşimde; daha bilinçli ve dengeli bir dile ihtiyaç var. Türkiye-Almanya iletişiminde, maalesef her iki tarafın da ölçüyü kaçırabildiğini görüyoruz.

İki tarafın da; kışkırtma, çarpıtma, manipülasyon ve günah keçisi arayan tavırlardan uzak durmasında yarar var. Marjinal kesimlerin abartılı çıkışları olabilse de, ülkelerin önde gelen kimliklerinin ve ana akım medyanın “normal” davranması şart. Almanya’nın sorumlu kesimlerinden gelen “İlişkileri normalleştirelim” çağrısını anlamlı görüyorum. Benzer bir eğilimin Türkiye tarafında da olgunlaşmasını umuyorum.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder