Mesut Yar Ama hep aynı
HABERİ PAYLAŞ

Ama hep aynı

Haberin Devamı

Projenin takma ismi “Çukurdere” olarak belirlenmişti ama iş sonradan “Bir Mucize Olsun” ismini aldı. Yakında FOX ekranında olacak...

Açıkçası kadro çok sükseli. Bu tamam. Ama şuna bir eleştirim var. Yine ezilmiş bir kızın aniden zenginler sınıfına atlama hikayesi, yine sonradan kim oldukları ortaya çıkan ebeveynler, yine sınıf farkının yarattığı zorluklar...
Ama hep aynı
Farkında mısınız bilmem? Türk dizileri uyarlama hattına girdikten sonra aynı zamanda tuhaf bir cendereye de girmiş oldu. Sadece isimler değişiyor ama “mucizeler” hep aynı. Neyse. Bahtı açık olsun!

Telefon katliamı...

Son haftalarda en çok hangi dizide cep telefonu gördünüz? Açıkçası bu cihazlar hemen her dizinin yan karakterlerinden biri oldu. Kötü haber de onlardan geliyor, entrikalar da onların sayesinde ortaya çıkıyor ve hepsi bir ana karakterin elinde ister istemez diziye oyuncu oluyor...
Ama hep aynı
Neyse soruya dönelim. Geçtiğimiz pazartesi gecesi en az 7 telefon aygıtını duvara fırlatan, ateşe atan, levyeyle paramparça eden “Çukur”un (Show TV) “Beyefendi” lakaplı Baykal’ı GSM tarihine geçti... Aynı zamanda dizide her elemanın elinde bir telefon vardı ki, sanırım son zamanlarda en çok cep telefonunu bu dizide gördük.

Hepsinin isminin oyuncu olarak jeneriğe yazılmasını rica edeceğim. Alo!

En elastik format

“Survivor”da (TV8) bu yıl reytinglerin çok da iyi olmadığını söyleyenler var. Hakkını yemeyelim yarışma haftanın en az iki gecesini zirvede bitiriyor. Kalan gecelerde de reklamı değerli kılacak rakamlara ulaşıyor... Peki, iki gece Acun Ilıcalı’ya yetecek mi? Elbette hayır. Bu yüzden tüm sezonlar içinde en elastik formatı izler olduk.
Ama hep aynı
Uluslararası oyunlar, takımlarda değiş tokuşlar, motivasyon turları... Acun reyting aritmetiğine göre bir ya da birden fazla kural getirecekmiş hissini verdi ve izleyene kabul ettirdi. Yarışmanın ilk formatını düşünürsek dünden bugüne adada adam kalmazdı vallahi. Ama bugün hiçbir yeni fikre şaşırmıyoruz!

Ah bir yapabilsek!

European Audiovisual Observatory isimli kaynağın yaptığı analize göre Avrupa’da en çok yerli film üreten ve bunu seyrettirebilen ülkeler arasında Türkiye birinci olmuş... Araştırma filmin kalitesinden bahsetmiyor elbette. Yapılan film sayısı ve sinema salonunda yer bulabilme yüzdesi var...

Ardımızdan İngiltere, Fransa, Finlandiya ve Rusya geliyor. Dört ülke de dünya sinema salonlarında gösterime giren işler üretiyor. Biz hâlâ ihraç sıkıntısı çekiyoruz... Şu her konudaki birinciliğimizi lobi atılımlarıyla taçlandırsak da övünürken ayağı yere basan skorlarımız olsa! (Teşekkürler Interpress)

Bir tık isyan

Allah aşkına şu söz öbeğini hayatımıza kim soktu? Ben ilk sevgili Hakan Akkaya’nın jüri olduğu moda programında ağzından duymuştum... Sonra bir virüs gibi hayatımıza girdi. Herkes tık üstüne tık koyuyor. Ama en çok “bir tık” gündemde...
Ama hep aynı
“Yemekteyiz” (TV8) sağ olsun, sanırım yarışmacılara sofraya oturmadan önce tatlıya tuzluya “bir tık” diyeceksiniz diye telkinde bulunuyorlar... Olur olmaz yerlerde kullanılan, kendisinden önce her şeyi kapsayan “biraz daha”nın tahtına oturan bu itici tanımı birileri ekrandan hızla uzaklaştırabilir mi?

Biliyor muydunuz?

Türkiye’nin İngilizce yayın yapan ilk uluslararası haber platformu TRT World, İngiltere’nin abonelik gerektirmeyen ve ücretsiz olarak hizmet veren TV platformu Freesat ile platforma girmek üzere anlaştı...

Birleşik Krallık ve İrlanda’nın en büyük TV platformlarından birisi olan Freesat, 200’den fazla kanalı yaklaşık iki milyon haneye ulaştırıyor...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder