Magazin 'Amerika'da amelelik yaptım'

'Amerika'da amelelik yaptım'

Paylaş
'Amerika'da amelelik yaptım'

“Avrupa Yakası”ndaki Yaprak rolüyle tanıdığımız Hale Caneroğlu, dizinin ardından müzisyen kimliğiyle karşımıza çıktı. “İçimde Saklısın” adını verdiği bir albüm hazırlayan Caneroğlu, sözlerini kendi yazdığı şarkılarında bilinmeyen yönlerini ortaya çıkardığını söylüyor

Siz çok uzun süredir sahneye çıkıyorsunuz. Albüm, bu sahne deneyiminin de bir sonucuydu sanırım...

- Yıllardır başkalarının şarkılarını söylüyordum ve bu durumdan çok sıkılmıştım. Artık kendi hikâyemi anlatmak istiyorum dedim ve “İçimde Saklısın” albümünü hazırladım. Artık sahnede sevilen yerli ve yabancı pop şarkıların yanında kendi şarkılarımı da söylüyorum.

Galatasaray Üniversitesi’ni bitirdikten sonra Amerika’da tiyatro ve sahne eğitimi almışsınız. Türkiye’ye döndüğünüzde aklınızda şarkı söylemek var mıydı?

- Okulu bitirdiğimde Türkiye’ye müzikal yapma aşkıyla döndüm. Ama bir baktım; Türkiye’de müzikal yok! Öyle bir endüstri yok... Amerika’dayken aklımda şarkı söylemek vardı. Okulda her öğrencinin iyi olduğu bir alan vardır ya, ben de o dönem şarkı söyleyebildiğimi fark etmiştim. Açıkçası okuldaki divalardan biriydim. Sonrasında müzikal olarak tatmin edemediğim yanımı sahnede şarkı söyleyerek tatmin etmeye karar verdim.

Siz “Pop söylüyorum” demenize rağmen “İçimde Saklısın”ın caz albümü olduğunu düşünenler oldu. Sizce neden size bir ‘caz şarkıcısı’ yakıştırması yapılıyor?

- Sanırım bunu açıklığa kavuşturmak için tüm Türkiye’deki billboard’lara “Caz söylemiyorum” ilanı vermem lazım! “Avrupa Yakası”ndaki Yaprak karakterinden ötürü böyle bir yakıştırma yapıldı ama ben orada da caz şarkısı söylemedim. Bir pop şarkısı olan “Killing Me Softly”yi söyledim. İnsanlar “İçimde Saklısın”ın caz albümü olduğunu düşünüyor, popla karşılaşınca da hayal kırıklığına uğruyor. Mesela bir gazeteci “Ben ondan caz albümü bekliyordum, albüm hayal kırıklığı oldu” yazmış. Ben ona cevap bile yazmadım, “Bu bir gazeteci olarak sizin cahilliğiniz” demedim...

AMERİKA’DA AMELELİK YAPTIĞIM ZAMANLAR OLDU

Sizin yerinizde başkası olsa, ‘cazcı’ imajını seve seve kullanabilirdi ama siz pek memnun değilsiniz sanırım...

- Türkiye’de caz daha elit bir müzik olarak algılanıyor, oysa Amerika’da bunun tam tersi. Caz, siyahilerin sokak müziği ya da arabeski gibi... Benim Galatasaray Üniversitesi’ni bitirmem, Amerika’da okumam, üç yabancı dil biliyor olmam, özel hayatımla da basın karşısındaki duruşum, insanlarda benim hakkımda bir ‘elit’ algısı oluşturdu. Bu yüzden de cazı çok yakıştırıyorlar bana.

Peki, ‘elit olarak algılanmak’ kötü bir şey mi?

- Hayır, iyi bir şey ama bu ben değilim... Benimle ilgili yanlış bir algı daha var; çok zengin bir ailenin kızıyım sanıyorlar. Ben orta sınıf bir ailenin kızıyım. Bizim eve çikolata ve muz maaş günlerinde gelirdi mesela.

Amerika’da eğitim almanız bu algıyı güçlendirmiş olabilir mi?

- Amerika’da aç kaldığım, resmen amelelik yaptığım zamanlar oldu. Gittim duvar boyadım, çocuk baktım, köpek gezdirdim, vestiyerde çalıştım 2,5 yıl boyunca. Amerika’da böyle okudum anlayacağınız...

İÇİMDE SAKLI OLANLARI BU ALBÜMDE KUSTUM

Gelelim albümün hazırlık sürecine... Ne kadar zamanda tamamlandı “İçimde Saklısın”?

- Şarkı sözlerini üç yıl önce yazmaya başladım. Sözleri yazarken de içsel yolculuklarımdan, yaşadıklarımdan yola çıktım. Ben yaşadıklarımı yazabiliyorum, anlayamadığım tecrübeyi yazamam. Albümün adı da bu yüzden “İçimde Saklısın”. İçimde saklı olanları bu albümde kustum.

Albümün dikkat çekici şarkılarından biri “Şok Oldum”. Ne yaşadınız da şok oldunuz?

- “Şok Oldum”u çok sevdiğim ve çocukluktan beri görüştüğüm arkadaş grubumun karşısında yaşadığım hayal kırıklığını anlatmak için yazdım. Büyük bir heyecanla hazırlandığım ve çok güzel geçeceğini düşündüğüm bir günün nasıl hayal kırıklığına dönüştüğünü anlattım o şarkıda.

“Test etmek için sevginizi, cenazemde hayal ettim sizi” diyorsunuz şarkıda, gerçekten cenazenizde mi hayal ettiniz onları yani?

- Evet, çünkü bir gün içinde benim onları koyduğum yerle onların benim hakkımda düşündüklerinin çok farklı olduğunu gördüm. Bu olaydan sonra bir ay boyunca kimseyle konuşmadım. Onların hayatında nasıl bir yerim olduğunu görmek için de kendi cenazemi hayal ettim, hatta bunun için yer bile belirledim. Bebek Camii’nde hayal ettim cenazemi. Bu da Hale Caneroğlu’nun karanlık ve psikopat yanı! (Gülüyor)

İlk albümünüzde elde ettiğiniz sonuçtan memnun musunuz? “İyi ki yaptım” diyor musunuz?

- Tabii ki diyorum. İstediğim başarıyı elde ettim mi... Aslında benim hiçbir beklentim yoktu. İlk albümüm olduğu için “Bakalım ne olacak” demiş ve içimden geldiği gibi yapmıştım. Bugün yapsam, çok daha farklı olurdu. Bu anlamda çok şey öğretti bu çalışma bana...

Albümü bugün yeniden yapma şansınız olsa, neleri değiştirirdiniz mesela?

- Kliplerimi daha hızlı ilerletebilirdim. Belki aranjeleri değiştirirdim. Bestelerde de değişiklik yapabilirdim. Gerçi müzikten anlayan herkes ne kadar güzel bir albüm olduğunu söylüyor. Kendime ait bir stil geliştirdim. Kendi alanında, kendine has bir albüm oldu.

YAPRAK NE KADAR EZİKSE BERRAK O KADAR SİVRİ

“Avrupa Yakası”ndan sonra uzun bir süre ekranlarda göremedik sizi. Bunun nedeni sadece albüm çalışması mıydı?

- İlk albümümdü, ilk kez stüdyoya giriyordum, çok acemiydim. Bu yüzden çok çalışmam gerekti. O dönem teklifler gelse de dizi işine çok sıcak bakmadım. Zaten gelen rollerin çoğu da Yaprak’a benziyordu. Kabul etmedim, çünkü sırf Yaprak’ı unutturmak istediğim için bir yıl dizi yapmama kararı almıştım.

“Geniş Aile”deki Berrak rolünü kabul ettiniz... Bu rol Yaprak’tan çok daha farklı değil mi?

- Berrak da enerjisi yüksek ve marjinal bir tip. Yaprak’la tek ortak noktaları bu. Yaprak ne kadar ezikse, Berrak o kadar sivri bir karakter.

Berrak karakteri Almanya’dan geliyor, sizin de çocukluğunuz orada geçti. Bu bir tesadüf müydü, sizin için özellikle mi böyle yazıldı?

- Yönetmenimiz, üniversitedeyken senaryo hocamdı. Sanırım benim ‘Almancı’ yanımı biliyordu ve kullanmak istedi. Almanca’yı bir Alman gibi konuşuyorum, bu da karakteri çok iyi yansıttı.

CANLI PERFORMANSTA EN İYİLERDEN BİRİYİM

Beni ben yapan, canlı performansım. O noktada Türkiye’nin en iyilerinden biri olduğumu iddia ediyorum. Şarkıcı olarak değil ama, eğlendirme açısından... Herkesi kendimle birlikte terletir, öyle inerim sahneden. İlk defa böyle iddialı konuştum! (Gülüyor)

MAYO BANA ÇOK YAKIŞIYOR

Hangi şarkıcıları dinliyorsunuz?

- Ben tam bir Duffy ve Katy Perry hayranıyım. Lily Allen, Rihanna ve Madonna’yı da çok seviyorum.

Bu yüzden mi albüm fotoğraflarınızda mayo giydiniz, görsel açıdan da onları mı örnek aldınız?

- Hayır, mayoyu o yüzden giymedim. Çok sevdiğimden giydim, çok da yakışıyor bana. İnce ve uzun bacaklarım var, üzerimde hiç sakil durmuyor.

(Gülbahar KARAKUŞ Hürriyet)

3

Haberin Devamı