Şirin Sever Anlamadım ki neyin tepkisi, neyin özrü bu!
HABERİ PAYLAŞ

Anlamadım ki neyin tepkisi, neyin özrü bu!

Haberin Devamı

Yıllardır sektörün içinde olan bir yapımcı, yönetmen, senarist ya da yayıncı kanal; bir dizi sahnesiyle ilgili tepkileri az çok tahmin etmez mi?

Elbette eder.

Tepki çekeceğini bile bile o sahneyi yayınlıyorsa eğer, dikkat çekmek, mesaj vermek istediği bir şeyler vardır.

‘Çukur’ dizisinin yayınlanan son bölümünden bahsediyorum; tam da böyle bir sahneden..

Anlamadım ki neyin tepkisi, neyin özrü bu

ZİNHAR OLMAZ BUNLAR!

Diziye ‘Komiser Emrah’ rolüyle giren Alperen Durmaz, makas yaptığı için kendisini çeviren trafik polisine haritadan yer beğenmesini söylüyor...

Bu sahneyi izleyenler tepki gösterince de, hemen ‘Komiser Emrah’ın trafik polisinden özür dilediği bir sahne çekiliyor ve sosyal medyada yayınlanıyor.

Niye bu sahne için özür dilendiğini anlamadım ben!

Bu memlekette zinhar böyle şeyler olmaz, yanlış yaptık diye mi bu özür? Hiç polise rüşvet veren, ‘sen benim kim olduğumu biliyor musun’ diye kükreyen görmedik mi sanki?

Peki izleyenler neye tepkili gerçekte?

Hayatın içinde olanlar dizide gösterildiği için mi?

Kaç yaşındasınız siz ya?

Ayrıca yanlışlara bu kadar tepkilisiniz madem; gerçek hayatta yanlış yapanlara karşı niye bu kadar sessizsiniz?

Ya gerçek hayatta da yanlışlara sesinizi çıkarın...

Ya da diziler/filmler üzerinden duyar kasmayın.

Şiddet arttıkça reyting artıyor

Alın size başka bir dizi tartışması daha…

Çarşamba akşamları atv’de yayınlanan Osman Sınav imzalı ‘Sen Anlat Karadeniz’ yayınlandığı günden bu yana tecavüz ve kadına şiddet sahneleriyle tartışmaların odağına oturan bir dizi.

Ancak ilginçtir ki çok izleniyor. Geçtiğimiz çarşambayı da rekor bir birincilikle kapattı.

Anlamadım ki neyin tepkisi, neyin özrü bu

Maalesef denklem basit: Dizilerde şiddet arttıkça, reyting de artıyor. O yüzden de veriyorlar coşkuyu!

İPİN UCU KAÇIYOR MU?

Kimileri “kadın şiddetine dikkat çekiyor, farkındalık yaratıyor” diye diziyi övüyor, kimileri de “Şiddeti özendiriyor, bu dizi kaldırılsın” diye tepki gösteriyor. Yukarıda da dediğim gibi diziler, filmler hayatı yansıtır. İçinde kötü hikayeler de var, iyi hikayeler de...

Ve madem bu ülkede kadına şiddet bu kadar yaygın; kadına şiddeti merkezine alan dizilerin olması da gayet normal.

Burada önemli olansa; sen bu şiddeti sadece reyting almak için mi pazarlıyorsun yoksa bu şiddeti azaltmak, ‘Vedat’ karakterinin yaptığı onca kötülüğü, bir şeyleri değiştirmek amacıyla mı ekrana sürüyorsun? İşte orada ince bir çizgi var ve bu çizginin olumsuza gittiğiyle ilgili sesler giderek artıyor. Aman dikkat!

BU KADAR 'COOL'LUK FİLME ZARAR!

Kıvanç Tatlıtuğ, ‘Hadi Be Oğlum’ filmini tanıtmak için ortalıkta görünmeyince gazeteciler sormuş; “Benim işim salon gezmek değil, oyunculuk” demiş o da.

İlk bakışta ne kadar haklı değil mi? Ama işte, o tarafta işler öyle yürümüyor...

Anlamadım ki neyin tepkisi, neyin özrü bu

ARNOLD BİLE YAPIYOR!

Hollywood’ta bile her oyuncunun röportaj takvimi, katılacağı etkinlikler bellidir.

‘Terminatör’ kılığında halkın arasına karışmış bir Arnold Schwarzenneger de kostüme bayıldığı için bunu yapmıyordur herhalde!

Bizde bu kadar yazılı ve zorunlu şartlar olmasa da her oyuncu filminin izlenmesi için elinden geleni yapıyor... Hayranların dikkatini çekmek, seyircide merak uyandırmak, hatta basına malzeme vermek için farklı şehirlerde günlerce dolaşıp biletli gösterimlerin her birine katılan onlarca oyuncu var.

SİZİN FİLMİNİZ DEĞİL Mİ!

Ama Kıvanç Tatlıtuğ ‘Oynadım, işim bitti’ diyor. Keza Murat Boz da dedi. ‘Sinema sinema dolaşamam’ diyerek ‘Kardeşim Benim 2’ filminin gösterimlerinin çoğuna katılmadı. Bu yüzden Burak Özçivit’le arası açıldı. Filmlerin izlenmediği, yapımcıların kan ağladığı bir dönemde bu kadar cool’luk biraz fazla değil mi? Sonuçta izlenecek olan sizin başrolde olduğunuz film!

Anlamadım ki neyin tepkisi, neyin özrü bu

Bu canavarlar için kimyasal hadım gayet insani!

Yine arka arkaya çocuklara tecavüz olayları oldu, kimyasal hadım da yeniden gündeme geldi.

Daha önceki gibi konuşup konuşup rafa kaldırılmaz umarım.

Adalet sistemimiz sağlıklı işlese, bu insan müsveddeleri layık olduğu şekilde yargılansa; bu seçeneği tartışmaya gerek de kalmayacak belki ama yok işte, olmuyor.

İnsan hakları örgütlerinin hadımı ‘insanlık dışı’ görmesi, bizde Anayasa’ya aykırı bulunması bu işi zorlaştırıyor bir parça.

Pardon ama bu olanlar insanlık dışı değil de, hadım mı insanlık dışı? 3 yaşındaki çocuğa tecavüz edebilen insanmış gibi neyi tartışıyorsunuz acaba?

Kimyasal hadım kesinlikle uygulanmalı. İşte o zaman herkes eline, diline ve ‘şey’ine sahip çıkar belki!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder