Yaşam Anne Marie’yle düet yapan Cizreli Mehmet konuştu

Anne Marie’yle düet yapan Cizreli Mehmet konuştu

Paylaş
Anne Marie’yle düet yapan Cizreli Mehmet konuştu

Türkiye Cizreli Mehmet Ali Şulan’ı sosyal medyadaki Anne Marie düetleriyle tanıdı. Kürtçe ve İngilizcenin bir araya gelmesiyle oluşan şarkılar milyonlarca kişi tarafından izlendi, paylaşıldı ve beğenildi.

9 Eylül akşamı ise Cizreli Mehmet’in hayali gerçek oldu, Anne Marie’yle sahneye çıktı, Cizre’den İstanbul’a uzanan macerasını anlattı.

Hürriyet'ten Neşe İdil'e konuşan konser macerasını anlattı



"BEN MÜZİSYENİM"


Sen şarkı söylüyorsun normalde de değil mi?

Tabii ki. Ben müzisyenim. Grubumuz var. Ağabeyim ve bir arkadaşımız daha var. 10 senelik müzik geçmişimiz var. Gönüllü olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı “Gençlik Merkezi” var. Orada küçük çocuklara ders veriyoruz. Ben ritm dersi veriyorum, ağabeyim bağlama ve şan dersi veriyor. Gönüllü olarak yapıyoruz bunu. Bir de kafelerde çıkıyoruz.

Senin hiç aklına gelir miydi ilk videonun bu kadar yayılacağı?

Kesinlikle hayır. Ben internette dolaşıyordum. Bu Smule uygulamasını gördüm, bir indireyim dedim. “Bu nasıl bir şey, güzel bir şey mi acaba, bir deneyeyim” dedim. İndirdim uygulamayı, karşıma direkt Anne Marie çıktı. Yaptığım bir beste vardı, ritmleri çok benziyordu. “Bunu doğaçlama yapayım” dedim. Çok tuttu yani, beklemiyordum bu kadar tutacağını (Gülüyor).



Olumsuz bir tepki aldın mı hiç?

Hiç almadım. Kürtçeyi hiç sevmeyenler, duymak istemeyenler bile şu an Kürtçeyi konuşmak istiyor. Binlerce mesaj alıyorum. “Senin sayende Kürtçeyi sevmeyi öğrendik” diyorlar. Böyle mesajlar bol bol geliyor bana ve bu benim çok hoşuma gidiyor. Çok güzel bir şey bu.

Hayatında dün geceden sonra bir şeyler değişecek mi sence?

Benim “imkansız” dediğim bir şey gerçek oldu ve bu değişti hayatımda. Başka bir değişiklik yok. Aynı ben, benim yani.

Peki ailen, arkadaşların ne tepki verdiler?

Hepsi bana çok destek oldular. Ailem, özellikle de babam, sonuna kadar arkamdalar. Arkadaşlarım da öyle. Çok hoşlarına gidiyor. “Sen bunca şeye rağmen burayı terk etmedin, egon yok, helal olsun” diyorlar. (Gülüyor) Ben egolu biri değilim. Egoyu sevmiyorum. Şu anda takipçilerimle iç içeyiz. Mesajlaşıyoruz, sorular soruyorlar cevaplıyorum.

“Bunca şeye rağmen terk etmedin” derken ne demek istediler?

Benim kendi evim yıkıldı. Kullanılamaz haldeydi. Evim yıkık, kirada oturuyorum. Orada hemen hemen yıkılmayan ev yok. Allah göstermesin o günleri tekrar. Ona rağmen hayatı seviyoruz. Yaşayacağız. Bu hayat yaşamak için var. Ömrümüzün yettiği kadar yaşayacağız. Bizim Doğu tarafı çok güzel, insanları olsun, havası olsun, çok güzel, misafirperver insanlar. Yemekleri çok güzel.

Tekrar sahneye çıkma gibi bir planın var mı?

Teklif gelirse çıkarım tabii.

Nerelerde çıkmak istersin?

Hiç fark etmez. Sonuçta meslek meslektir, her yerde icra edebilirsiniz. Beni arayanlar oldu, çok güzel şeyler söylediler. Sonra geri dönüş olmadı. Söz veren sözünde durmadı. Artık takmıyorum ama kafama. Getirisinin derdinde değilim. Çok şükür sevenlerimiz var, Allah razı olsun hepsinden.

Başka bir hayalin var mı? Bunların ötesinde ne yapabilirsin sence?

Beni sevenlere hitap etmek istiyorum sadece. Yapmak istediğim başka bir şey yok. Onlara hitap etmek istiyorum, kendime değil. Onlar ne istiyorsa onu vermeye çalışacağım daima.

Bu kadar sevilmenin arkasında ne yatıyor?

Çok sempati duyuyorlar bana. Çok mutlu oluyorum. Demek ki isteyince olabiliyormuş. Beş parmak aynı değil hiçbir zaman. Herkesi aynı göremeyiz. Biz birlikte güzeliz, bir olursak güzeliz.

Doğallığının katkısı olmuş olabilir mi?

Olmuştur herhalde. Sahneye çıkarken bile doğaldım. Hiç makyaj yapmadım, hiçbir şey sürmedim. Nasıl uçaktan indiysem, olduğu gibi, hiç elbisemi bile değiştirmeden sahneye çıktım yani.

İlk videonda çay ve sigara içiyordun mesela...

Bu kadar patlayacağını bilsem sigara içmezdim ama çay içerdim. Çayımdan vazgeçmezdim. Ben çay hastasıyım, çok seviyorum çayı (Gülüyor). Sigara kötü örnek oluyor. Videonun yayılacağını bilsem içmezdim.

İkinci videonun yayılacağını tahmin ediyordun ama herhalde?

Yok, onu da tahmin etmiyordum. İlki oldu ama ikinicisi olmaz diye düşündüm. O da oldu (Gülüyor).

"BİZ BİRLİKTE GÜZELİZ"


Vermek istediğin bir mesaj var mı?

Doğu bölgesini sevsinler. Bizimle el ele olsunlar. Birlikte olalım. Biz birlikte güzeliz. Gelsinler ben onları gezdireceğim. Yeter ki bu önyargılar kırılsın. Bir görsünler bizim oraları. Gelsinler bize misafir olsunlar. Hangi kapıyı çalarlarsa çalsınlar misafir edilirler. Bırakın oteli filan. Görmeleri gerekiyor. Bizim içimizde biraz yaşasınlar. Bir parça ekmek bölüşsünler bizimle. Yemek yemeseler de çayımızı içsinler (Gülüyor). Bizi tanısınlar. Uzaktan bakmasınlar, bizim içimize gelsinler. Gerçekten çok güzel yerler var. Mardin bir başka, Cizre bir başka tarih. Benim istediğim gelsinler bizi tanısınlar.
Müziğimin barış için öncü olmasını çok isterim. Barış için, birlikte yaşam için, önyargıların kırılması için. Bu iş için ben sonuna kadar hazırım. Yeter ki düzelsin bir şeyler.

“İnsanlar gelirse ben gezdireceğim” dedin, yapar mısın bunu gerçekten?

Gelsinler, söz veriyorum ben gezdireceğim. Yeter ki gelsinler ve o güzellikleri görsünler. Gelsinler misafirim olsunlar, seve seve gezdiririm onları. Kucak dolusu sevgilerimi iletiyorum. Sevmeyenlere daha çok iletiyorum ki beni sevsinler (Gülüyor).

İşte röportajın tamamı:

Haberin Devamı