Siyaset Arınç: Hevesleri kursaklarında kaldı
Paylaş
Arınç: Hevesleri kursaklarında kaldı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, açlık grevlerinin sona ermesiyle kaos isteyenlerin heveslerinin kursağında kaldığını söyledi

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İzmir'de uydu üzerinden yayın yapan Kanal 35 televizyonunun ''Gündem Özel'' programında iç ve dış siyasete ilişkin soruları yanıtladı.

-Açlık grevleri-

Bülent Arınç, cezaevlerinde sona eren açılık grevlerine ilişkin soru üzerine, bu yönde önce İzmir, ardından da diğer cezaevlerinden gelen haberin sevindirici olduğunu ifade etti.
Arınç, son yapılan Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada da bu mesajı verdiğini belirten Arınç, şunları kaydetti:
''Öncelikle talepler konusunda, 10 yıldan bu yana Türkiye'de yaşayan tüm yurttaşlarımızın az olsun çok olsun, yanlış olsun doğru olsun, bütün taleplerini hukuk devletinin normları içinde karşılamaya çalışıyoruz. Dolayısıyla hayatını ortaya koyarak, 'şu meseleyi gerçekleştirin' demenin hiçbir hukuki, ahlaki temeli de yoktur. Bireysel olarak başlayanlar olduğu gibi örgütün talimatıyla da bu işe girenler oldu. Tabii cezaevinde daha çok etkiye maruzlar.''

-''Hevesleri kursaklarında kaldı''-

''Eyleme katılanların kandırılmış olduklarına inanır mısınız'' sorusu üzerine, ''bu noktada etkilenmiş olduklarını söylemenin daha doğru olacağı'' karşılığını veren Arınç, şöyle devam etti:

''Kimse 'kandırıldık' diye kabul etmeyecektir. Hem bireysel kararları hem de bağlı oldukları örgütün talimatları onları daha çok etkilemiş olabilir. Bunu konuşmak yerine, bu eylemden vazgeçmelerinin daha doğru olduğunu söyledik. Sayın Başbakanımız da doğrudan BDP milletvekillerini hedef alan eleştiriler yaptı, ama grevde olanların eylemlere son verilmesini talep etti. Çok şükür, yaptığımız bazı temaslar, çalışmalar hayırlı şekilde sonuçlanmış oldu. Cezevinde açlık grevi yapan kalmadı. Bizim hükümetimizin ciddi duruşu ve kamuoyundan gelen tepkiler de etkili olmuştur. Kamu üzerinden siyaset yapmak isteyenlerin, Türkiye'yi gerginliğe götürmek isteyenlerin ve bir kaos meydana getirmek isteyenlerin hevesleri kursağında kaldı. Bu sonuçtan ben çok memnunum. Eylemin sona erdirilmesi konusunda katkı verenlerin sevindiklerini tahmin ediyorum.''

-İsrail'in Gazze'ye saldırısı-

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İsrail'in Gazze saldırısını, ''Bu ülkenin daha önce de sergilediği hukuk tanımaz tavrı ve insanlığa karşı işlediği suçlardan biri'' olarak değerlendirerek, ''Batı ülkelerinin de İsrail'e karşı tavır alması lazım. Biz oradaki platformları da kullanıyoruz. Yine, çocuk cesetlerini, kadın çığlıklarını televizyonlar ekranlarına getiriyor. İnsanlığın bundan ders, ibret almasını diliyoruz'' dedi.

-BM'nin yapısının değişmesi-

Arınç, bu noktada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son zamanlarda tüm konuşmalarını BM'nin yapısının adaletli olmadığına dayandırdığına işaret eden Arınç, şöyle devam etti:
''Güvenlik Konseyi, Türkiye'nin çağrısı ile toplansa toplanabilir. İsrail'in bu saldırıları durdurması, işgal ettiği yerler varsa derhal çekilmesi ile ilgili karar çıkarmaya çalışsa ABD tarafından yüzde 99 veto edilecektir. Dolayısıyla önce onların ikna edilmesi gerekiyor. Sayın Başbakan'ın yaptığı da budur. Obama ile görüşmüştür, Putin ile görüşmüştür. Siz gücünüzü kullanarak durdurun, Güvenlik Konseyi'ne gelince aleyhte oy kullanmayın demek istemiştir.''

-''Batı'nın tavır alması lazım''

Arınç, saldırıların durması için bütün kanalların kullanılması gerektiğini ve Türkiye'nin Birleşmiş Milletler, ABD ve Rusya kanallarını kullanarak, İsrail'in saldırılarının durmasını telkin ettiğini anlatarak, şunları söyledi:

Haberin Devamı

''İsrail'in bombaladığı mekanlardan biri de başbakanlık binasıdır. İsrail devletinin başındaki yönetim hem ırkçı hem saldırgan bir yönetimdir. Tabii bu saldırıların arka planında ne vardır dendiğinde, herkes ocak ayında yapılacak seçimleri gösteriyor. Seçimler öncesinde Netanyahu hükümeti İsrail halkını tatmin edecek saldırı peşinde. 'Ben de çok güçlüyüm, ben de bombalıyorum, o zaman siz bana oy verin' şeklindeki saldırının hiçbir ahlaki dayanağı olmamalıdır. Batı ülkelerinin de İsrail'e karşı tavır alması lazım. Biz oradaki platformları da kullanıyoruz. Yine, çocuk cesetlerini, kadın çığlıklarını televizyonlar ekranlarına getiriyor. İnsanlığın bundan ders, ibret almasını diliyoruz.''