Artık çok geç

Bir firma çalışanı idim. Bir gün patron yeni bir şirket kuracağını ancak yeni şirket ortağına güvenmediğini onun için kendisine sadece yüzde 50 hisse vereceğini ve de kontrol için beni diğer yüzde 50 payla ortak edeceğini ama tüm kontrolun kendisine ait olduğunu söyledi.

Ben de kabul ettim. Bizim patron lüks yaşamını alabildiğine sürdürdü ama bizim şirket de battı. Bir de baktım ki her yere borçluyuz.

Şimdi şirket üzerinde tefecilere borç, maliyeye borç, SGK’ya borç var ama bizim patron eski yaşamına devam ediyor. Ben bu işten nasıl kurtulurum? B.G.

Sevgili okuyucum, ben bu köşemde okuyucularımın başına gelen hukuki olayları açıklıyorum. Bu açıklamalarım elbette ki problemlerinin çözümüne yardımcı oluyor, çoğunlukla da teşekkür alıyorum. Zira toplumumuz hukuka çok aşina değil.

Bu da yadırganacak bir şey değil. Herkes hukukçu, herkes doktor, herkes mühendis olamaz, bu kesin. Demek ki yeri geldiğinde bir bilene danışılmalı, işte mesele burada. Bir bilene ne zaman danışılacak? Bir binayı kendi kafanıza göre yapmaya kalkarsanız da bina yıkılırsa artık mühendise danışmanın bir anlamı kalır mı?

Bizde de öyle. Şirket batmadan danışacaksınız ki sonuç alasınız. Sizin olayınızda daha önce, yani patron sizin adınıza şirket kuracağını söylediğinde danışacaksınız ki bir işe yarasın. Mesela patron sizin adınıza şirket kurup size para kazandırmayı düşüneceğine maaşınıza zam yapsa ya! Veya bu şirketi çoluk çocuğu ile kursa ya! Acaba sizi niye bu kadar düşünüyor da sizi şirket sahibi yapıyor?

Hiç düşündünüz mü? Bunun örneği çok ve hepsinin sonucu da bu. Sizinki tek örnek değil. Şimdi bir tarafta şirket borçlu. Tamam ona buna borcu şirket ödeyecek, peki ya maliyeye ve SGK’ya kim ödeyecek? Bunları siz ödeyeceksiniz hem de şahsi malvarlığınız ile.

Üstelik ne yazık ki size bundan kurtuluşun yolunu da söyleyemiyorum, çünkü yok.

Tek kurtuluş vardı, işin başında danışmak... “Ben bu şirkete ortak olmalı mıyım?” diyecektiniz. Ben de size OLMAYIN diyecektim. Şimdi ne yazık ki geçti.