Cumartesi Postası 'Artık sıradan biriyim'

'Artık sıradan biriyim'

Paylaş
'Artık sıradan biriyim'

Sıradışı, olduğu gibi, hayatı doyasıya ve keyifle yaşayan canım Billur Kalkavan ile açık değil ama seçik konuştuk. Kendisinden 22 yaş küçük hayat arkadaşı Buğra Bahadırlı ile paylaştığı aşktan, birlikte kurdukları ve birinci yılını kutladıkları Billur TV'den, yaşamdan dem vurduk

Haberin Devamı

Röportaj: Neslihan Yavuzcan

neslihan.yavuzcan@posta.com.tr

Fotoğraflar: Muzaffer Kantarcıoğlu

Çocukluğundan beri artistsin. Ama çok uzun süredir gözden uzaksın. Neden?

7 yıl önce ara verdim. Dizilerin süresine dayanamamıştım. Ben hayata karşı şımarığım, esir ya da köle değilim. Sette 20 saat geçiriyor, o işi kabul ettiğime pişman oluyordum. Ama öyle bir tazminat koyuyorlar ki, bırakıp gidemiyorsun. Artık tekrar istiyorum ekranı.

Ama yapımcılara ve menajerlere söyledim, ufak ve etkili bir rolde oynayabilirim. Haftada iki günü geçmeyecek. Başrollere çok acıyorum. Gençler kaldırıyor o tempoyu. Benim bünyem kaldırmıyor artık.

Hayattan ne istediğini hep bildin. Bazen şaştığın oldu mu?

Bizler düşüncelerimiz ve sözlerimizle yaratıyoruz her şeyi. Benim hep istediğim şeyler oldu hayatta. Çocukken “Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” diye sorarlardı, Keyif almak istiyorum” derdim. Sonra da kendimi suçlardım ‘millet kansere çare buluyor, aya gidiyor, acaba keyif almak ayıp mı?’ diye.

Haberin Devamı

Sonradan öğrendim ki asıl amaç hayattan keyif almak. Çalışmak, keyifsiz olmak demek değil. Türkiye’nin acı gerçeği; insanlar ne işlerinden, ne evliliklerinden ne yaşamdan keyif alıyor. Çünkü keyif almayı ayıp olarak algılıyor, lüks görüyorlar.

Başkalarına tekme atacağına, tecavüze yelteneceğine evine kedi alabilirsin. O kedi hayatını değiştirir. “Gerekirse katil olurum”

Sınırların var mıdır?

Aşırı açık kafalıyım, herkesi olduğu gibi kabul ederim, yargılamaktan kaçınırım. Önyargıları, yorumları, eleştirilerileri en aza indirdim. Manevi kitapları okuyorum. Tanrı herkesi bir amaç için yarattı. Çocuk tecavüzcüsünü de, hayvan katilini de, savaşçıyı da, teröristi de, başbakanı da, peygamberi de, seni de, beni de...

“Onu eleştirmek bana düşmez” diyorum. Ama çelişkiye düştüğüm zamanlar, tahammül edemediğim şeyler de var. Çocuklara ve hayvanlara tecavüzü kabul edemiyorum mesela. İnsan sevmekle birlikte bir çocuğu kirleteni gözümü kırpmadan öldürürüm.

'SEKS OLMAZSA KANKALIK OLUR'

‘Marjinal’ derlerdi sana. Hakikaten de sıradışıydın. Niye öyleydin?

Haberin Devamı

Artık sıradan biriyim. Aslında marjinal olmak; sıranın dışında birşeyler yapmak demek, dejenere olmak demek değil. Cahilce kullandılar ‘marjinal’ lafını bana. Dövme yaptırdım, “Marjinal” dediler. Şimdi herkeste dövme var. Ve bence herkes dejenere. İnsanların aşk ve seks hayatı, günlük yaşamları, her şey dejenere oldu. Ama dünyada böyle. Ve bunun başını Amerika çekiyor. Amerika’nın en güzel taraflarına özeneceğimize, en b..tan yanlarını alıyoruz. İnsanoğlunun huyu bu. ‘Tabu’ diye bir belgesel var, seyredin. Dünya bizi atacak üstünden bir gün. Buna da sevinirim, çünkü biz dünyanın kanseriyiz. Dünyanın çivisi çıkmış.

Sen 53 yaşındasın, sevgilin Buğra (Bahadırlı) senden 22 yaş küçük. Tepki almadın mı?

Aldık tabii ki. Başta yargıladılar bizi. Psikiyatr arkadaşım Mehmet Sungur bana “Tamam, kendinden genç insanlarla birlikte oluyorsun ama bu biraz fazla değil mi? Bu çocuk seni üzer. İleri yaşlardaki üzüntüler de ağır olur” dedi.

Ona şu cevabı verdim; “Ben günlük ve anlık yaşarım. Beni beş gün mutlu ettiyse ben o beş güne bakarım.” İlerde birinin beni üzüp üzmeyeceğini niye şimdiden düşüneyim ki! Mehmet Sungur şimdi bize “Çıktığım programlarda sizi örnek gösteriyorum” diyor.

Haberin Devamı

İnsanlar hata ediyorlar: Ya geçmişe yeriniyorlar ya da gelecek korkusu yaşıyorlar. An’ı yaşayamadan göçüp gidiyorlar. Şu anda seninle geçirdiğim vakti maksimumda yaşamak derdindeyim, hepsi bu. “Buğra ciddi, ben sulu”

Buğra nasıl bir sevgili?

6 yıldır beraberiz. Müthiş bir erkek, çok özel bir insan. Yapıcı, iyi yetişmiş, çok zeki. Kova burcunu herkese tavsiye ederim. Birlikte yaşıyor ve çalışıyoruz. Bazen sıkılıp “Gitsene bir yerlere” diyorum, “Evimdeyim, nereye gideyim” diyor. Ayrı da kalmayı biliyoruz aynı evin içinde. Beraber çok güleriz. Gençler para odaklı. Oysa para sonuçtur. Muhabbet ediyor musun, birlikte gülebiliyor musun, ona bak sen.

Peki seks?

Tabii ki. İlişkinin temeli seks. Seks olmazsa kankalık olur. Benzeşlerin mutlu olduğunu düşünmüyorum. Zıt olacaksın, puzzle gibi birbirini tamamlayacaksın. Buğra ciddi, ben suluyum. Buğra “Ben Billur ile gençleştim” diyor. Biz iyi vakit geçiriyoruz. Eskiden sert ve katıydım. Sabırsızlığımı, agresifliğimi, hiperaktivitemi Buğra ile törpüledim.

Haberin Devamı

“Terk edilmiş çocuklara yuva açmak isterdim”

Uzun süredir birliktesiniz. Neden çocuk istemedin veya evlat edinmedin?

Bir defa, özellikle Türkiye şartlarında çocuk büyük sorumluluk. Evlat edinmeye gelince: Esra Akkaya (oyuncu) küçük bir zenci çocuk aldı Afrika’dan. Niye oradan aldığını sordum, “Türkiye’de çok zor, vermiyorlar” dedi. Onca çocuk yetimhanelerde yaşıyor, bunca aile çocuk istiyor. Onların buluşmasına mani oluyorlar. Benim hayalim, terkedilmiş çocuklara yuva açıp onları büyütmek. Ama bu bürokrasi ile herhalde gerçekleşmez bu.

Başka bir ülkede dünyaya gelmeyi istediğin olur mu?

Arkadaşlarımın çoğu kaçmak istiyor, yurt dışına okumaya giden gençler dönmek istemiyor. Ben asla bu memleketten gitmem. Burada doğduysam burada bir görevimin olduğuna inanıyorum.

‘Astrologlara çok para verdim’

Astroloji takıntın vardı, devam ediyor mu?

Astrologlara bayağı harcadım yıllar içinde. Neyse ki Buğra bu konuda kendini yetiştirdi de rahatım artık. Fal gibi değil bu, hayat planlamasında çok işime yarıyor. Astroloji olasılıkları söyler, uygulaması bize düşer.

Bazı olasılıkları bilirsen hayatı daha güzel yaşarsın. Çünkü daha doğru kararlar verirsin. Hatta olmayacak insanlarla vakit bile harcamazsın. Astroloji sayesinde kimleri yanımdan kovup kimleri yanıma alacağımı biliyorum.

“Evlilik programı sunamam”

Adını taşıyan televizyon kanalı kurdun. Amacın neydi?

Bir yıl oldu Billur TV’yi kuralı. İnternetten yayın yapıyoruz. Buğra kurdu. Ben yıllarca magazin sunmuştum, sonraki 20 yıl insanların yararına olan programlar yapmıştım. Şimdi de onu yapıyoruz. Bizde 600 tane eğitici program var. Bana günde 1 milyon TL verip “Gel, evlilik programı sun” deseler, yapamam. Sunanları yargılamıyorum fakat onaylamıyorum da. Televizyon programları kalitesiz, insanları aşağıya çekiyor. Aslında iyi kullanılırsa bilgi ve görgü ile inanılmaz güzel olur.