Mehmet Coşkundeniz Aşkla ilgili bilinmeyenler
HABERİ PAYLAŞ

Aşkla ilgili bilinmeyenler

Haberin Devamı

● Sabahları uyanınca ya da işe giderken eşlerini öpen erkeklerin, öpmeyenlerden beş yıl daha uzun yaşadığını biliyor muydunuz?

● İlişki yaşayanların üçte ikisi, yeni tanıştıkları birine değil bir süredir tanıdığı insanlara aşık olduğunu söylemiş.

● Kadınların ilk randevuda seks yapmamalarının nedeni öyle sanıldığı gibi kendilerini ağırdan satmaları falan değil. Yüzde 78’i o randevuya ağda yaptırmadan gittiği için bu teklifi geri çeviriyormuş!

● Kadınların yüzde 42’si çıktıkları ya da yeni tanıştıkları erkekle ilgili internette araştırma yapıyor. Erkeklerinse sadece yüzde 7’si.

● Bilinen en eski aşk şarkısı 4 bin yıl önce Mezopotamya’da yazıldı. Mezopotamya, uygarlığın başladığı yer kabul edildiğine göre, ilk aşk şarkısının burada yazılması şaşırtıcı olmasa gerek.

Aşık olmak vücuda ve zihne sakinleştirici etki yapıyor. Bu da sinir sistemini yeniliyor. Aşk, insanın hafızasını da geliştiriyor. Aşık olduğumuz kişiyle ilgili her şeyi aklımızda tutmamızın açıklaması da bu.

Aşkla ilgili bilinmeyenler

● Bir teoriye göre, uzun dönem ilişkiye gireceğimiz insanı seçmeden önce, en az 12 kişiyle çıkmalıyız. Bu durumda, ilk çıktığımız kişiyle evlendiğimizde o kişinin ‘yanlış insan’ olma ihtimali yüksek!

● Çiftlerin kişilikleri zamanla birbirine benziyor. Aynı şeylerden hoşlanmaya, olaylar karşısında benzer tepkiler vermeye başlıyorlar.

● İnsanların yüzde 65’i öpüşürken kafalarını sağa yatırıyor. sakalı daha çabuk uzuyor. Akşam seks yapmamış erkeğin, sabah bir karış sakalla uyanması bu yüzden mi?

● Her beş ilişkiden biri, taraflardan biri başkasıyla çıkarken başlıyor. Bir başka deyişle, her beş ilişkiden birine daha başta ihanet karışıyor!

● Aşık olan insanlarda dopamin daha fazla salgılanıyor ve beynin muhakeme merkezini bloke ediyor. Zaten dopamin aşıklarda ve şizofrenlerde bu düzeyde salgılanıyor.

Kıskançlık gerçek aşkın göstergesi değil. Sahiplenme duygusunun aşkla ilgisi yok. Hastalıklı derecede kıskanç olanların bilinçaltında güvensizlik duygusu yaşadığı ve sevilme açlığı çektiği biliniyor.

● 1598 yılında flört, İngilizce’de (‘flirting’) ‘şaka, dalga geçme’ anlamlarına geliyordu. İki yüz yıl sonra anlamı, ‘görüşme, davet için arama, kur yapma’ olarak değişti.

● Balayının kökeninde gerçekten de bal var. Kuzey Avrupa’da kız kaçırıldığında, kızın ailesinden bir süre saklanılırdı. İki aşığın saklandığı yeri yalnız onlara köyden yiyecek ve bal getiren arkadaşları bilirdi. Kuzey Avrupa’da yeni evlilerin ilk aylarında şarapla karıştırılmış bal içme geleneği de vardı.

Bonus bilgi: Ünlü Hun hakanı Atilla da bir düğünde şarapla karıştırılmış balı içtikten sonra boğularak yaşamını yitirmişti.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder