Oral Çalışlar Avrupalı Türklerin dramı
HABERİ PAYLAŞ

Avrupalı Türklerin dramı

Haberin Devamı

Sabah bilgisayarı açtığımda Avrupa'da yaşayan bir dostumdan gelen mesajla karşılaştım: "Biz Avrupada yaşıyanlar, şu an tedirginiz. İşyerlerinde suskun, sokakta, alışveriş yerlerinde Türk olduğumuzu söylemekten çekiniyoruz."

Avrupa'da 5 milyona yakın Türkiye kökenli insanımız yaşıyor. Son gelişmelerden en çok onların etkilendiği kesin. Onların destek ve oyunu kazanmak için başlatılan kampanya, sonunda esas olarak onları vurdu.

“Türkiye anavatanımız ama...”

Ne haldeler merak ettim. Tanıdıklarımı aradım: "Türkiye anavatanımız. Onun zarar görmesini istemeyiz. O topraklara bağlıyız. Ancak yaşadığımız Avrupa da, bizim baba vatanımız. Çocuklarımız burada doğdu, burada büyüdü.

Burada iş güç sahibi oldular. Hamburglu Aydan Özoğuz, şimdi Alman Hükümetinde Devlet Bakanı. Sinemacı Fatih Akın da Hamburglu, siyasetçi berber Behçet Algan da..."

Son gelişmeleri şöyle yorumluyorlar: "Türkiye'deki kutuplaşma buraya taşınıyor. Avrupa ülkeleriyle olan gerilim bizim hayatımızı olumsuz etkiliyor. Alman siyasetçiler giderek ‘artık yeter’ durumuna geliyorlar..."

Bir izlenim de şöyle: "Avrupa'nın belli başlı ülkelerinde (Almanya, Hollanda, Fransa) bu yıl kritik seçimler var. Bu ülkeler, hele şu seçimler bir geçsin, o zaman asıl tutumuzu göstereceğiz havasındalar."

Makul çözümler üretebilmek

Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Faruk Şen, Ahmet Hakan'ın (Tarafsız Bölge) programında ilginç bir değerlendirmede bulundu: "Avrupa'da artık İslamofobi değil, Türkofobi tehlikesinden söz etmeliyiz."

Türkofobi, İslamofobi'nin yerini alır mı, tartışılır. Ancak, şurası kesin ki, mülteci meselesi yüzünden, Avrupa ile “yoksul dünya” arasındaki gerilim devam edecek.

Türkiye, “zengin Avrupa” ile “yoksul dünya” arasında köprü rolü oynamaya adaydı. Ancak, yaşanan iç sorunlar ve devam eden bölgesel ateş; siyaseti zorluyor, Türkiye’nin normalleşmesi mümkün olamıyor. Maalesef, referandum telaşı, psikolojiyi daha da bozdu.

Türkiye'yi yönetebilmek, sorunların üstesinden gelmek, giderek güçleşiyor. İç çatışma tırmandığı gibi, dış politika da zorlaşıyor.

Gerilim stratejisi kısa vadede bazı sonuçlar yaratabilse de, uzun vadede, bedeli ağır ödenecek faturalarla yüz yüze gelinebilir. Böylesi toz duman içinde, ortak akla her zamankinden çok gerek bulunuyor. Sakin sakin düşünmeye, makul çözümler üretmeye yönelik iç dayanışmaya ihtiyaç var.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder