Giriş
Avrupalı kardeşlerimizle 5 sene önce oturduk masaya...
Dediler ki “Sizinle konuşacak çok şeyimiz var.”
“Hay hay” dedik.
Müzakere edilecek 35 konu başlığı açtılar.
“Bu millet musikiyi sever...” diyerek her birinin adına “fasıl” dedik.
Bir faslı açar diğerini kaparız zannettik.
***
Gel gelelim Avrupalı kardeşlerimiz bizim düşündüğümüz kadar âlemci çıkmadılar.
Koskoca 5 yılda ancak 12 fasıl yapabildik.
Kaçını kapadık?
1. (Yazıyla bir)
Oysa Hırvatistan da bizimle aynı yıl müzakerelere başlamıştı.
Rakıyı bulan, musiki bizim...
Ama her ne hikmetse bizim fasıllara uğramayan Avrupalılar Hırvatistan meyhanelerinden çıkmaz oldu!
Öyle ki Türkiye’ye 1 yılda en fazla 3 fasıl açtıran Avrupa Birliği Hırvatistan’a günde 6 fasıl açtırıp 5 fasıl kapattırdı.
Hırvatlar bu yıl müzakereleri bitirecekler.
Peki, niye böyle oldu?
Avrupa Birliği diyor ki:
“Kıbrıs sorununu çözün...”
“Annan Planı’nı destekledik ya...” diyoruz.
“Sus konuşma! Birkaç faslı askıya alayım da gör” diyorlar.
Sarkozy alıyor sazı eline:
“Asla tam üye olamazsınız” diyor.
“E söz vermiştiniz” diyoruz.
“Bir de cevap veriyorsun! Birkaç faslı dondurayım da aklın başına gelsin!” diyor.
Sonra Rumlar çıkıyor:
“Limanlarınızı açacaksınız bize” diyorlar.
“KKTC ile oturun masaya yarın açalım” diyoruz.
“Ne münasebet! Birkaç faslı da ben veto edeyim de görün” diyorlar.
Bu şekilde tam 17 fasıl vetolu!
12’si görüşmede 17’si vetolu...
Görüşecek ne kaldı?
Hepi topu 6 fasıl...
***
Özetle, Avrupalıların istekleri bitmek tükenmek bilmiyor...
“Benim karşımda dik durmayacaksın” dediler.
“Oldu, eğilelim” dedik.
Şimdi “Eğilmişken bir de arkanızı döneceksiniz” diyorlar.
***
Müzakerelerde en hassas dönemdeyiz!
Bir adım sonra isteyecekleri taviz, verip kurtulabileceğimiz türden bir şey değil!
O yüzden herkes kendi adına konuşsun!
