Gündem Aziz Kocaoğlu'nun yargılandığı davada flaş gelişme!

Aziz Kocaoğlu'nun yargılandığı davada flaş gelişme!

Paylaş
Aziz Kocaoğlu'nun yargılandığı davada flaş gelişme!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun da  yargılandığı davada mahkeme, 129 sanık hakkında beraat kararı verdi. Adliye çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kocaoğlu, "Allah tüm namuslu insanlara böyle acı ve sıkıntı göstermesin" dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik 2 Mayıs ve 22 Kasım 2011 tarihlerinde iki dalga halinde yapılan polis operasyonuyla başlatılan 'ihalelerde yolsuzluk, organize suç örgütü kurma' soruşturmasının 129 tutuksuz sanık hakkında açılan davaya, İzmir 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 30'uncu celse ile devam edildi.

İZMİR MARŞI İLE KARŞILANDI


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu İzmir Adliyesi'ne gelişinde, Çambidi Bandosu tarafından çalınan 'İzmir Marşı' ile karşılandı. Kocaoğlu, ellerinde, üzerinde 'Herkese adalet lazım' yazılı fotoğrafı ve yüzlerinde fotoğrafından oluşan maske bulunan, Tire ile Bayındır'ın köylerinden ve Bademler'den gelen köylülerin, "İzmir Azizdir aziz kalacak" sloganı arasında adliye binasına girdi.

CHP'Lİ VEKİLLER DE KATILDI


Duruşmaya hakkında toplam 397 yıl hapis cezası istenen Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve tutuksuz yargılanan diğer bürokrat sanıklar ile avukatları katıldı. Duruşmayı CHP İzmir milletvekilleri Özcan Purçu, Atila Sertel, Ali Yiğit, Zeynep Altıok, Zekeriya Temizel, Musa Çam, Murat Bakan, Mustafa Balbay, CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, CHP İl Başkanı Asuman Ali Güven, CHP'li ilçe belediye başkanları, İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan ile vatandaşlar da izledi. Duruşma salonu tamamen doldu.

Yaklaşık yarım saat süren kimlik tespitinin ardından duruşmaya başlandı.

'FETÖ'DEN TUTUKLU BAŞSAVCI DİNLENSİN' TALEBİ


Mahkeme Başkanı Tamer Bulam, İstanbul 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasından sonra görülmeye devam eden davaların 'kaldıkları aşamadan devam etmesi'ne ilişkin hükmün, Anayasa'ya aykırı olduğuyla ilgili Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruyla ilgili kararın geldiğini, davanın reddine karar verildiğini belirtti.

Sanıklardan Tülay Azeri'nin avukatı Emin Azeri, FETÖ'den tutuklu bulunan eski Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak'ın tanık olarak dinlenmesini talep etti. Bulam, ayrıca Akdeniz temizlik şirketinin sahibi Fatih Yazoğlu'nun davaya katılma talebinin bulunduğunu belirtti. Mahkeme heyeti, Yazoğlu'nun katılma talebini kabul ederken, Kavak'ın dinlenmesi istemini ise reddetti.

'DELİLLER HUKUKA AYKIRI'


Savcı Zafer Sercan Yetişer, duruşmada, 29 sayfalık mütalaasını verdi. Savcı Yetişer, 29 sayfadan oluşan 24 ayrı suçun oluştuğu mütaalasını tek tek ayrıntılı olarak değerlendirip okudu. Savcı Zafer Sercan Yetişer, mütalaasında, ortada bir örgütün bulunmadığı sonucuna varıldığını söyledi. Dosyadaki 24 ayrı eylemden 15'inin ihaleye fesat karıştırma suçu olduğunu belirten Savcı Yetişer, dinlenen gizli tanıklar ve belgelere göre ihaleye fesat karıştırma ve diğer eylemlerin oluşmadığını vurguladı. Mütaalada, bazı ihaleye fesat karıştırma eylemlerinde, hukuka aykırı deliller toplandığını da ifade eden Savcı Yetişer, bu durumun hukuk dilinde "Zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur" diye değerlendirildiğini ifade etti.

'15 TEMMUZ' VURGUSU


Aranın ardından söz alan Aziz Kocaoğlu'nun avukatı Ercan Demir, davanın ilk duruşmasında, usüle ilişkin o dönemki heyete verdikleri 55 sayfalık dilekçede belirttikleri gibi delillerin toplanması sürecinin hukuka aykırı gerçekleştirildiğini tekrarladıklarını belirterek şunları söyledi:

"Bu davanın soruşturması 2010 yılında başladı. O dönemki özel yetkili savcı, olayı soruşturan kolluğa iki ayda bir 'cebir ve şiddet buldunuz mu' diye emniyete yazı yazmış. Emniyet 1 yıl sonra kendine göre cebir şiddet bulmuş. Dolayısıyla 'Bu soruşturma hem bu anlamda, hem sonraki delillerin hukuka uygun toplanmaması nedeniyle, bu davanın o dönemde adını yasal olarak koyamasak bile bir koordinasyon ve maksatla oluşturulmuş delillerdir' demiştik. Geldiğimiz bu aşamada 15 Temmuz sonrası bu yapının bambaşka bir örgütlenme içinde olduğu ortaya çıktı, ki bu yapının kamu görevlilerinin esasen görev tanımlarında yer alan kanun, hukuk kaynaklı davranmadıkları, imamları ve abileri kimse ona göre davrandıkları olgu olarak ortaya çıkmıştır. Olgu diyoruz, çünkü yargı süreci sonrası net olarak ortaya çıkacaktır."


'DOSYA TALİMATLA OLUŞTURULDU'


Bu soruşturmayı yürüten savcılar ve ardından davaya bakan hakimlerin yine bu Fethullahçı Terör Örgütü'nün üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklanıp, meslekten ihraç edildiklerini hatırlatan Demir, "Bunların bir yapının talimatları doğrultusunda hareket ettikleri ortaya çıktığına göre, bu dosyanın hukuk dışında bir karanlık merkezin talimatıyla oluşturulduğu ortaya çıkmıştır. Bu şekilde oluşturulan bir dosya hukuken batıldır, delillerin değerlendirilmesi dahi hukuken doğru değildir. Dosyanın mahkeme tarafından reddedilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ve tüm sanıklar hakkında derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" dedi.

Gülay Azeri ve Hüseyin Çalışkanın avukatı Enis Dinçeroğlu da yaptığı savunmada çete suçlamasıyla yargılananlar değil, yargılayanların çete olduğunun ortaya çıktığını söyledi.

Diğer sanık avukatları da tüm sanıklar hakkında beraat kararı verilmesini talep etti.

TÜM SANIKLARA BERAAT


Tamer Bulam başkanlığındaki mahkeme heyeti, yargılamanın bittiğini belirtip, sanıkların tüm suçlardan beraatine karar verip, davayı bitirdi. Ayrıca o dönemde bu soruşturmayı yürütenler hakkında da suç duyurusunda bulunulması kararlaştırıldı.

Yargılama sürerken ölen sanıklardan Alaettin Eraslan hakkındaki dava da düştü. Kararın açıklanmasının ardından salonda bulunan herkes birbirine sarıldı. Böylece kumpas olduğu belirtilen bir dava daha beraatle sonuçlanmış oldu.

KOCAOĞLU'NDAN AÇIKLAMA


İzmir Adliyesi çıkışında, mahkemenin verdiği beraat kararını değerlendiren Kocaoğlu, yargı sürecinin 5 yıl sürdüğünü hatırlattı.

Yargılanan arkadaşıyla beraat ettiklerini dile getiren Kocaoğlu, "Adalete inandık ve sadece adalet istedik. Bizim 5 yıldır savunduğumuz konular tek tek ele alınmış incelenmiş ve yasaya uygun olmayan, kural dışı, ahlak dışı hiçbir işimizin olmadığı tekrar tescil edildi. Savunmamda, ’Bu iddianame bizim şeref vesikamızdır.’ demiştim. Bu iddianamenin şeref vesikası olduğunu, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin onurunun, gururunun ve namusunun nasıl çalıştığının tekrar ispatlanmasıdır" diye konuştu.

"Allah tüm namuslu insanlara böyle acı ve sıkıntı göstermesin" diyen Kocaoğlu, kendilerine inananlara teşekkür etti.

DOSYAYI HAZIRLAYANLAR FETÖ'DEN TUTUKLANDI


Kocaoğlu'nun avukatı Ercan Demir, geçen yıl, dosyayı hazırlayan polis, savcı ve hakimlerin FETÖ üyesi olmak iddiasıyla tutuklu oldukları, dosyanın hukuk dışı FETÖ talimatı ve emirleriyle hazırlandığı gerekçesiyle mahkemeden beraat talep etmişti.

Planlamanın 2010 yılında başladığını, teknik takip, iletişim tespiti, telefon dinleme, ihbarcı organizasyonları ile soruşturma sürecinin başlatıldığını belirten Demir, şu ifadeleri kullanmıştı:

"Soruşturmanın teknik takip kararlarını veren savcı ve hakimler, yürüten emniyet görevlileri, soruşturma aşamasında belediyeye teftiş ve rapor düzenlemek üzere görevlendirilen maliye görevlileri, soruşturma aşamasında yakalama kararı veren, teknik takip, iletişim tespiti veren tutuklama kararı veren hakimler, yargılamada bu tutuklama sürecinin devamı karar veren hakimler, savcılar, polisler, tamamı FETÖ üyesi oldukları iddiasıyla tutuklandılar. Dönemin başsavcısı, dönemin özel yetkili soruşturma bürosu savcısı, Büyükşehir soruşturmasına dahil olan özel yetkili savcılar, özel yetkili hakimlerin tamamı tutuklu. Bunlara yöneltilen suçlamanın genel yapıda FETÖ üyesi olmak, FETÖ ağabey ve ablalarının verdikleri talimatlar doğrultusunda soruşturma ve yargılama işleri yaptıkları öne sürülüyor. Eğer bu yapı kaynağını illegal bir örgütün talimatlarında alarak kumpas davaları ve soruşturmalar organize etmişse hiç kuşku yok ki İzmir'de bir numaralı muhatabı olan dava süreci İzmir Büyükşehir Belediyesi dava dosyasıdır. Bize göre soruşturmanın başlamasında, iddianame düzenlenmesinde, yargılamanın belli bir aşamasına kadar yürütülen tüm işlemler hukuka dayanarak yürütülmemiştir. Dolayısıyla hukuki olarak oluşturulmamış dosyanın yargılanmasının halen devam etmesinin anlamı yoktur."