Aziz Yıldırım yol ayrımında

Dün Fenerbahçe'nin Avrupa'ya veda ettiği maçı seyrederken takımın topu ileriye taşıyabilecek yetenekte oyuncu sayısının ne kadar az olduğunu fark ettim bir kez daha. Bu takımda kadro mühendisliğinin rezalet olduğunu bilmeyen, görmeyen yok. Ama Fenerbahçe'nin sorunu asla ve asla bugüne bakılarak çözülemez. Hikayeyi Zico'nun gönderilişinden, İsmail Kartal'a takımın emanet edilme kararından, Alex De Souza'nın, Aykut Kocaman'ın, Nisan'da şampiyonluk getiren Ersun Yanal'ın yollanmasına kadar götürmezsek mevzuyu anlayamayız...

3 Temmuz'daki dik duruşu, kulübe olan katkısı muazzam olan Başkan Aziz Yıldırım'ın yönetim tarzına başından bu yana muhaliftim. Aynı çizgiyi bugün de koruyorum. Adına temiz kramponlar dedikleri aslında Fenerbahçe'yi ele geçirme operasyonu karşısındaki tutumu benim için hep gurur kaynağı olacak. Fakat futbol takımını iyi yönettiğini düşünmüyorum. Aslı korkum böyle giderse taraftarlar Aziz Yıldırım'ın bütün yaptıklarını unutup protestonun tarzını daha da sertleştirecekler.

Aziz Yıldırım bir karar vermek zorunda. Şu an bir yol ayrımında. Ya kendini değiştirecek. İstişareye dayalı, 'tek adam' düşüncesinden uzak, fikirlere değer veren bir anlayışa sahip olacak ya da hep birlikte daha da dibe vuracağız. Bu kulübün taraftarı bu sonuçları ve bu yönetim tarzını hak etmiyor. Herkesin kaçacak delik aradığı bir dönemde kulübüne ve başkanına sahip çıkan taraftarın sesine kulak verilmeli. Fenerbahçe bu dönemden çok daha zor dönemlerden geçti.
Mutlaka bu dönemde atlatılacak. Bu noktada Aziz Yıldırım'ın ne yapacağı büyük önem taşıyor.