Magazin Baba olmak isteyen bir adam lazım

Baba olmak isteyen bir adam lazım

Paylaş
Baba olmak isteyen bir adam lazım

Büyük umutlarla start verilen '+18' dizisi birkaç bölümden sonra yayından kaldırıldı, ama dizinin başrol oyuncusu Aysun Kayacı fazla boş kalmadı

Çok yakında “Frame” adlı yeni yarışmanın sunucusu olarak izleyici karşısına çıkmaya hazırlanan Kayacı, “+18” bozgununu, yeni projesini ve özel hayatındaki son durumu Kelebek’ten Sinem Vural'a anlattı.

Aysun Hanım, öncelikle “+18”den bahsetmek istiyorum. Tüm ekip çok iddialıydı; ne oldu da birkaç bölüm sonra yayından kaldırıldı bu dizi?

- Kanalda bazı sıkıntılar oldu galiba. Dört bölüm yayınlandı dizi ama günü, saati sürekli değişti. Karambole gitti gibi bir şey... Dizinin oyuncusu olarak ben bu kadarını biliyorum sadece. Kim bilir, belki başka kanala geçer...

Dizide, canlandırdığınız Selin karakteriyle ilgili bol bol “silikon dudak” esprisi vardı. Tıpkı yıllardır sizin için de söylendiği gibi... Yoksa senaryoya siz mi koydurdunuz o silikon esprilerini?

- Hayır ama hiçbir şekilde rahatsız olmayacağımı, tam tersine bu durumla eğlenebileceğimi söylemiştim senaristlere.
Neyse... O dizi bitti ama siz pek boş kalmadınız. Ufukta yeni bir proje var. Bize biraz “Frame”den söz eder misiniz?

- Yabancı formatlı bir yarışma. Ama zor bir prodüksiyon olduğu için format Türkiye’ye uyarlandı. Altı farklı şehirde cam evler kurduk. Üçerli gruplardan altı grup, bu cam evlerde kadraj dışına çıkmadan yaşayacak ve internette 7/24 izlenilebilecek. İnteraktif oyunlarla çevrelerini, izleyenlerini organize edecekler. Yarışmanın büyük ödülü ise 1 milyon TL.

Nasıl kazanacaklar bu parayı?

- Oyunlar ve izleyenleri sayesinde oyunda kalacaklar. Yüzdelik dilimler üzerinden aldıkları reytinge göre evde kalmaya devam edecekler. Bir yandan kendi gruplarından da kayıpları olacak yarışma süresince.

Bu işte sizi en çok ne heyecanlandırıyor?

- Bu program aslında televizyon ve internetin evliliği... İnternet sayesinde kimler neyi izliyor, neyi beğeniyor, ne yapıyor, kaç kişi takip ediyor göreceğiz. 120 kişilik bir ekip iş başında...

İnternet demişken... Sizin Facebook ya da Twitter hesabınız var mı?



- Facebook’u düşünmüyorum ama yarışma için Aysunframe olarak bir Twitter hesabı açtım. Her şey bu kadar açıktayken özel hayatımın daha da deşilmesini istemediğimden Facebook’a girmiyorum. O tarz paylaşım sitelerine eğlenirken çektirdiğiniz bir fotoğraf koyuyorsunuz, ertesi gün “fazla yakınlaşmışlar” diye haberleriniz çıkıyor. Biraz da etrafımdakileri korumak amacıyla o sitelerden uzak durmaya çalışıyorum.

Peki “Frame” dışında ufukta başka projeler görünüyor mu?

- Sinema ve dizi film teklifleri aldım ama şu an başka projelerde olmak istemiyorum. Hayatım boyunca hep okula git, o işi hallet, bu işi hallet şeklinde yaşadım. Bu tempo sizi dinamik tutuyor ama aynı zamanda yoruyor. Bu kez tek bir işe odaklanmak niyetindeyim.

TARİH KİTAPLARI YAZMAK İSTİYORUM

Eğitime devam mı?

- Evet, master yapmayı planlıyorum. Yine tarih üzerine olacak ama ne zaman başlayacağıma henüz karar vermedim.

Bir tarihçi olarak “Muhteşem Yüzyıl”ı izlerken hata arıyor musunuz?

- Ufak tefek hatalar oluyor bazen ama hepsi de çok minik... Gayet başarılı tarihçilerle çalışıyorlar çünkü...
Master yapmak dışında tarihle ilgili başka projeleriniz var mı?

- Kitap yazmayı düşünüyorum ama daha erken... Ayrıca çocuklara ve gençlere tarihi sevdirmeye yönelik projelerim var. Bunun için biraz daha kendimi beslemem, araştırma yapmam gerek tabii... Tarihle ilgili formasyon aldım ama henüz tarihçi saymıyorum kendimi. Benim taktığım nokta yanlış alınan tarih bilgisi. İlerisi için basit ölçekli yayınlar hazırlamayı düşünüyorum.

SULAR DURULDU YERİMİ BULDUM

30 yaş bir şeyleri değiştirdi mi hayatınızda?

- Kabuk değiştirme sıkıntısını geçen sene atlattım. Şu an suların durulduğu, yerimi bulduğum noktadayım. Gerçekten 30 yaş durumu varmış yani... Yaşadığım değişim ve gelişimden de mutluyum açıkçası.

Bir dönem çok eleştiriliyordunuz. Ya şimdi?



- Beni hâlâ eleştiriyorlar. Başarılı olmuşsam, bir yerlere gelmişsem, ya başarılı, ya yetenekli ya da güzelimdir. Üçünden biri mutlaka vardır. Bir şeyiniz varsa er ya da geç emeklerinizin karşılğını da alırsınız.

Emeklerinizin karşılığını aldınız mı peki?

- Bunu artık çok önemsemiyorum. İki üç senedir kendimi ifade etme gereği duymuyorum. Hayat bunu yapmak için çok kısa. Büyük cümleler kurmanın anlamı yok. Sadece atılan iftiralar üzerine konuşabilir, “Hayır yapmadım, buraya gitmedim” dersiniz.

Ne zaman evlendiriyoruz sizi?

- Ben de çok istiyorum çocuk doğurmayı, evlenmeyi... Ama bunun için baba olmak isteyen bir adam olması lazım. Baba olmak istemeyen bir baba veremem çocuğuma. Ama bu zamana kadar olmamış olması benim kabahatim değil.

SAÇLARIMI BOYATTIM ARTIK YANLIŞ ANLAŞILMIYORUM

Biraz inzivaya çekildiniz sanki...

- İnziva değil de biraz daha kapalı yaşamaya başladım. Hiç unutmuyorum; Sultanahmet’e kütüphaneye gittim, ertesi gün gazetede “Çakma çanta almaya geldi” haberleri çıktı. Şimdi burada işin aslı ortaya çıkıyor mesela. 30 yaşındayım diye mi yoksa eskiden sarışındım diye mi bilmiyorum artık...

Saç rengini değiştirmenin yararını gördünüz mü?

- Evet, saçlarımı boyatmamın pozitif etkilerini gördüm. Dış görünüş çok etkili. Hatta röportajda söylediklerinizin yanlış anlaşılmasına bile neden oluyor!

3

Haberin Devamı