Cumartesi Postası Babası paşa kızı nedime

Babası paşa kızı nedime

Paylaş
Babası paşa kızı nedime

Hem oynuyor, hem ney üflüyor, hem su altına dalıyor, hem seslendirme yapıyor... Üstelik bu aralar Damat İbrahim Paşa'yı canlandırdığı 'Bir Zamanlar Osmanlı-Kıyam' dizisinin çekimleriyle ilgilenirken enstrümantal albüm için de çalışıyor

Haber: Çağnur Hatipoğlu
cagnurhatipoglu@gmail.com


Eski türkücü Hilal Özdemir ile evli olan Hazım Körmükçü, bir yandan da üç çocuğuyla ilgileniyor. En büyük mutluluğu ise büyük kızı Hazel’in de aynı dizide oynaması.

Karşıma sakallı çıktınız. Çoğu oyuncu gibi dizide takma sakal kullanabilirdiniz.

Dizi için sakal bıraktım. Ben, yüzüme sonradan yapıştırılmış bir maddeyle oynayamam.

‘Bir Zamanlar Osmanlı-Kıyam dizisinde Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’yı oynuyorsunuz. Nasıl gidiyor çekimler?

Haftanın 3-4 günü İzmit’te çekimlerdeyim. Çok ağır ve ciddi bir iş. Fırsat bulduğumda albümümü bitirmeye çalışıyorum.

Albüm konusuna döneceğiz, önce dizi... Rol, sizin üzerinize çok iyi oturuyor.

Ezel Akay’la iki yıl önce çalışmaya başladık. Hiç tarzım değildir ama sırf Ezel için dizideki birkaç farklı karakter için ezber yapıp rol çalıştım. 5 ay sonra Damat İbrahim Paşa için uygun olduğuma karar verdik.

Farklı dönemler ve farklı kişiler ama Demet İbrahim Paşa ile ‘Muhteşem Yüzyıl’daki Pargalı İbrahim Paşa’yı karıştırıyorlar mı?

Karıştıranlar oldu ve olmaya devam ediyor. Kaç kere yanıma gelip “Siz aynı İbrahim Paşa’yı oynuyorsunuz” dediler. Aslında iki dönem ve iki karakter farklı. Ben Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’yım, o Pargalı İbrahim Paşa.

“Tasavvuf albümü yaptım”

Gelelim albümünüze...

Albümün yüzde 80’i bitti. Tamamen bana ait, ilginç, enstrümantal bir albüm olacak. Aynı dizide oynayan Fırat Tanış bir parçamda ud çaldı. Bizim ‘Osmanlı Kıyam’da birkaç tane müzisyen var. Fırat Tanış, Aslı Tandoğan (arp çalıyor) ve ben, yakında ‘Osmanlı Kıyam Orkestrası’ kurabiliriz.

Bu, ilk albümünüz değil mi?

Evet. Aslında bu albüme yolculuğum 9-10 sene öncesine dayanıyor. Ben Bozcaada aşığı bir adamım. Orayı evim kabul ediyorum. Albümü oluştururken oradan beslendim. Saflığı, duruluğu, bakirliği, tabiatı, denizi çok seviyorum. Bozcaada da bunların hepsini fazlasıyla veren bir ada. Tüm bestelerimi deniz kenarında bir taşın üzerinde ya da denizin ortasında bir taş adacığın üzerinde yaptım. Albümün adını da ‘İçgüdü’ koydum. Tamamen içgüdülerimle yaptığım ve benimle çok örtüşen bir albüm çıkarıyorum. 10 parça var: ‘Cilvenaz’, ‘Duru, ‘Mesafonik’, ‘Med Cezir’, ‘Salınım’... Ben, vurmalı çalgılar haricinde ney de üflüyorum. Zaten bana yakın müzik tarzı, tasavvuf.

Ney için “Herkes üfleyemez, sabır ister” denir. Öyle mi?

Çok doğru. Ney öyle bir enstrüman ki; başta sabretmeyi, kabullenmeyi öğretiyor. Bu arada size öyle mistik şeyler gösteriyor ki o saza hükmetmeye başladığınızda dipsiz bir kuyuya dalıyorsunuz. Bir sazın yedi tane delikle size sunduğu deryayı görüyorsunuz. Bir de en basit şeyler, en zor şeylerdir. Ney de basit ama çalması zor. Ben ders almadım. Bakarak, gözlemleyerek öğrendim.

Müthiş yetenekli olmalısınız.

Bence Allah vergisi bir yetenek. Ama genetik mirasa da inanırım; rahmetli dedem müzikal yeteneği olan, ud çalan, şarkı söyleyen bir adamdı.

“Ben haddimi bilirim”

Eski türkücü olan eşiniz Hilal Özdemir’den ayrıldığınız söyleniyor, doğru mu?

Yok canım. Ayrılmadık. Evliliğimiz devam ediyor. O da yeni albüm çıkaracak. Yavaş yavaş yeniden aktif olarak şarkı söylemek istiyor. Ben nasıl oyunculuk yapmadığımda kendimi güdük, köşeye sıkışmış, üretemeyen, mutsuz bir insan olarak hissediyorsam, onun da güzel sesini kullanması, şakıması lazım.

Ona destek oluyor musunuz?

“Albümünde bir parçana vokal yapayım” dedim, “Olmaz, herkes kendi işini yapsın” cevabını verdi. Haklı. Ona sesimle eşlik edebilecek ne kilometreye ne eğitime sahibim. Hilal Özdemir’in yanında şarkı söylemek haddime düşmez. Ama çıkacak albümün sponsoru benim.

Maddi destek oldunuz yani.

Eş desteği diyelim (gülüyor).

“21 yaşında kız babasıyım”

Kaç çocuğunuz var Hazım Bey?

Üç. Kızlarımın biri 21, diğeri 6 yaşında. Oğlum da 8...

21 yaşında bir kız babası gibi görünmüyorsunuz. Bunu söyleyen ilk ben değilimdir herhalde.

Bizi birlikte görenler inanmıyor. Yaşım 47. Kızım Hazel de bizim dizide oynuyor: Fatma Sultan’ın nedimesi Zeynep karakterinde.

Oyunculuk, seslendirme, müzisyenlik, babalık... Galiba on parmağınızda on marifet var.

Yani... Bilmiyorum. Aslında bu kadar da değil, su altı dalış sevdamı da eklemeliyiz. 28 yıldır su altı tüplütüpsüz ve serbest dalış yapıyorum. Dalmak için Çanakkale, Saroz, Gökçeada ve Bozcaada’ya gidiyorum.

Nasıl yetişiyorsunuz hepsine? Çocuklar şikayet etmiyorlar mı?

Ben de nasıl yetiştiğimi bilmiyorum. Şu sıralar evi otel gibi kullanıyorum.

Bir hayaliniz var mı?

Evet. Şener Şen, Haluk Bilginer, yönetmen Yavuz Turgul ve Uğur Yücel’le ciddi bir projede olmayı çok isterim. Evrene bu yönde enerji yolluyorum. Bundan yıllar önce Uğur Yücel beni ‘Alacakaranlık’ dizisinde oynamam için aradığında heyecandan elimdeki telefonu düşürüyordum...

( 12.05.2012 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır. )

Haberin Devamı