Siyaset Bahçeli: Başbakan uçuyor
Paylaş
Bahçeli: Başbakan uçuyor

MHP lideri Bahçeli referandum sonrasını değerlendirirken, 'Başbakan 12 Eylül'den sonra uçmaya başladı' dedi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’de "PKK’nın siyasallaştırılması sürecinde" AKP ve CHP’den oluşacak iki partili bir rejim oluşturularak MHP’nin tasfiye edilmeye çalışıldığını savundu.

Bahçeli, düzenlediği basınla kahvaltılı sohbet toplantısında referandum sonuçlarını değerlendirdi. Referandumun ilk sonuçlarının gelmesiyle birlikte yapılan bazı televizyon tartışmalarında MHP’nin "linç edilmek istendiğini" söyleyen Bahçeli, bu tür açıklamaların basın açısından bir talihsizlik olduğunu ifade etti.

Devlet Bahçeli, "Türkiye’de yıllardan beri devam eden PKK’nın siyasallaştırma sürecinin iki partili parlamenter sistem içerisinde, bazı yaklaşımlarla da referandumda iz bırakan CHP’nin bu değerlendirmelerinden de yararlanarak, önümüzdeki günlerde bilerek veya bilmeyerek söylenmiş bazı sözlerin bir siyasal baskı unsuru olarak CHP’ye yönelterek, Türkiye’de bir sorunun çözümü noktasında MHP’nin toplum nezdinde itibar kaybeden, siyasi ortamda oy kaybeden bir konuma sokmak suretiyle, bir toplumsal direncin öncülüğünü yapan MHP’den kurtulma, yeni bir model kurma mücadelesidir" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan’ın "Referandumda partiler oylanmayacak, Anayasa değişikliği oylanacak" açıklamasını anımsatan Bahçeli, "Şimdi Sayın basın mensupları ve televizyon değerlendirmesinde bulunan o kıymetli yorumculara sesleniyorum. AKP’nin amblemini ‘evet’te görmüyorsunuz da, ‘hayır’da MHP’nin amblemini hiç fark etmeyen, CHP’nin amblemini orada öne çıkartarak, yüzde 42’yi CHP’ye kaydırmakla hangi siyasi projenin adımını atıyorsunuz, biz bunun açıklamasını bekliyoruz" diye konuştu.

-"CHP’NİN PROJE İÇİNDE OLDUĞUNU ZANNEDİYORUM"-

Başbakan Erdoğan’ın referandum sonrası yaptığı konuşmada TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’ya verdiği yeni anayasa talimatı da göz önüne alındığında Türkiye’de iki partili yeni bir siyasi rejim oluşturulması yolunda işaret verildiğini dile getiren Bahçeli, şöyle konuştu:

"Anlaşılan şu: Türkiye’de yıllardan beri devam eden PKK’nın siyasallaştırma sürecinin iki partili parlamenter sistem içerisinde, bazı yaklaşımlarla da referandumda iz bırakan CHP’nin bu değerlendirmelerinden de yararlanarak, önümüzdeki günlerde bilerek veya bilmeyerek söylenmiş bazı sözlerin bir siyasal baskı unsuru olarak CHP’ye yönelterek, Türkiye’de bir sorunun çözümü noktasında MHP’nin toplum nezdinde itibar kaybeden, siyasi ortamda oy kaybeden bir konuma sokmak suretiyle, bir toplumsal direncin öncülüğünü yapan MHP’den kurtulma, yeni bir model kurma mücadelesidir. Bunu çok iyi görmek lazım"

Bahçeli, "CHP’nin bilerek veya bilmeyerek bu projenin içinde olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine ise "Öyle zannediyorum veya sürüklenmek isteniyor. Bunu da CHP’nin yöneticilerinin ayırt etmesi lazım" dedi.

-"MHP’Yİ KURBAN ETMEK İSTİYORLAR"-

12 Eylül 1980 darbesi sonrasında 1977 seçim sonuçları esas alınarak yapılan değerlendirmelerde barajlı D’Hondt sisteminin uygulamaya konulduğunu ve Adalet Partisi ve CHP’nin yerini tutacak iki partili bir rejimin planlandığını ancak bu planlamanın Anavatan Partisi tarafından bozulduğunu anlatan Bahçeli, "Şimdi de bu düşünce veri kabul edilerek zannediyorum iki partili bir sistem içerisinde, hele hele çözümü kolaylaştırabilecek bir yaklaşımla her iki partide de sağlanabilecek bir kanaat doğduğu takdirde bunu yapmak için MHP’yi kurban etmeye çalışanlar var. Bu tuzağı MHP’liler görecektir, Türk milleti görecektir. Netice itibariyle önümüzdeki seçimler çok daha farklı sonuçlanacaktır" diye konuştu.

-"AKP’NİN GİZLİ GÜNDEMİ HAYATA GEÇECEK"-

Bahçeli, bir soru üzerine referandumun ardından yaptığı "Türkiye karanlık bir noktaya gidiyor" sözlerine de açıklık getirdi. Bahçeli, Türkiye’nin 1984’ten bu yana bölücü terörle mücadele ettiğini, mücadelenin daha sonra "PKK’nın siyasallaştırılması süreci kapsamında yeni yol haritalarıyla" sürdürüldüğünü dile getirerek "Özellikle 1 Ağustos 2009 tarihinde Sayın İçişleri Bakanı’nın düzenlemiş olduğu açılım değerlendirme ve Türkiye’de PKK sorununu çözme noktasında atılmış bir adımdan bugüne kadar geçen süre içerisinde gelişmeleri dikkate aldığımızda burada Anayasa değişikliğinin bir gizli gündeminin olduğunu ve bu gizli gündemin de referandumdan sonra kendisini göstereceğiydi" dedi. Başbakan Erdoğan’ın yeni anayasa açıklamalarının da MHP’nin haklılığını ortaya koyduğunu söyleyen Bahçeli, bir AKP Genel Başkan Yardımcısı’nın geçtiğimiz günlerde "Artık Anayasa Mahkemesi korkusu ortadan kalkmıştır" açıklaması yaptığını anımsatarak şöyle devam etti:

"Zaten MHP de Anayasa Mahkemesi ile HSYK’daki sayısal değişiklik üzerinde vurgu yaparak 26 maddelik Anayasa değişikliği üzerinde 2 maddeye toplumun dikkatini çekmeye ve bazı çevreleri uyarma gayreti içine girmişti. Şimdi bu süreci hep beraber göreceğiz. Nasıl göreceğiz: PKK’yla kurulmuş olan diyaloglar, işbirliği, belli zemindeki anlaşmalar veya söz vermeler gereği doğrultusunda bir süreç başlatılacaktır."

-"ERDOĞAN, 12 EYLÜLDEN SONRA UÇMAYA BAŞLAMIŞTIR"-

Bir gazetecinin "Referandum sürecinde ’evet’ çıkması halinde Başbakan Erdoğan’ı tutmanın imkansız olacağını söylemiştiniz. Bu söyleminizin arkasında mısınız?" sorusu üzerine Bahçeli, şunları kaydetti:

"Başbakan Erdoğan, 12 Eylülden sonra uçmaya başlamıştır. Yakalamak çok zordur. Bunu çok daha iyi göreceğiz. İlk cümlesi Başkanlık sistemiyle başlamıştır. Başkanlık sistemi tartışmalarıyla nabız yokluyorlar. Geçmiş dönemlerde de bu böyle oldu. AKP bir gerilim stratejisi uyguluyor. Kutuplaşmalara ayırıyor. Bir konu ortaya atıyor, ondan sonra o ortamı dinliyor, eğer halkı ikna edebileceğini anlıyorsa o tartışmanın içine giriyor. Yok ikna edemiyorsa kendini çekiyor. Şimdi yapılan şey budur. Ama şuurlu bir şey varsa o da PKK açılımı
karşısında gerçekten tutarlı bir siyaset takip eden MHP’nin direncinden kurtulmak istiyor ya da MHP’nin iktidara geldiğinde alacağı sorumluluktan korkuyor."

Bahçeli, bir gazetecinin "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başkanlık sistemine yönelik açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine şöyle konuştu:

"Artık gelenek haline gelmiş yorumlamaları Türkiye’ye döndükten sonra daha açık bir şekilde yapmasında yarar var. Başkanlık sisteminin seçim dönemlerinde sultanlığa kayış arasındaki ilişkiyi ciddiye almadığı konusunda mı yorumlamak lazım yoksa başkanlık sisteminin yarın sultanlık olarak algılanmasından mı bir endişesi var. Biraz daha açmasını beklemek lazım."

-"SORGULAMA İLE PAZARLIK AYIRT EDİLMELİ"-

Bahçeli, toplantının neden "dar kapsamlı" tutulduğu ve tüm basın temsilcilerinin davet edilmediğinin sorulması üzerine ise "MHP’yi haksız yere suçlayan ve bunu basın ahlakıyla bağdaşmayan şekilde iktidar yandaşlığıyla sürdürmek isteyen ve MHP’ye karşı da çok adaletsiz vurgulamalar yapan kişilerle biraraya gelerek neyi tartışacağımızı sizin takdirinize bırakmak istiyorum. Bunun için dar kapsamlı bir sohbetin daha sağlıklı olacağını, en azından değerlendirmeleri objektif olarak, vicdanının sesini de dikkate almak suretiyle, en azından kendisinde kalsa da bir değerlendirmede bulunacağına inandığımız basın kurumlarıyla bir arada olmanın daha faydalı olacağını müşahede ediyorum" dedi.

MHP’nin iktidara talip olan bir parti olduğunu, iktidara gelmeleri durumunda uygulayacakları politikaları bugünden planladıklarını anlatan Bahçeli, MHP’nin koalisyon hükümetinde yer aldığı dönemde PKK ile görüşme yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine o dönemde yapılan görüşmelerin bugünden farklı olduğunu, o dönemde daha önce yakalanmış olan PKK lideri Abdullah Öcalan’ın sorgulandığını ifade ederek "PKK’nın siyasallaştırma sürecinde Anayasal zeminde istenilen taleplere ne ölçüde cevap verilecek, ne yaparsak ateşkes durur, eylemsizlik kararı alınır vesaire gibi konular ise bir pazarlık meselesidir, öbürü ise bir sorgulama meselesidir. Bunu birbirnden ayırt etmek lazımdır diye düşünüyoruz" diye konuştu.

-"PKK YANDAŞLARI BATIDA EVET OYU KULLANDI"-

MHP’ye yönelik hiçbir endişesi olmadığını vurgulayan Bahçeli, "Bu yeni oyun değildir, çok zamandan bu yana devam etmektedir. Rahmetli Alparslan Türkeş Bey’in vefatından sonra yasal olarak yaşanan süreçlerde de bu ve buna benzer olaylarla karşılaşılmıştır. MHP köklü bir siyasi kurumdur ve bu kurumun gelenekleri vardır. Bu gelenekler doğrultusunda hareket eder" dedi.

PKK ile yapılan görüşmelerin kamuoyuna açıklanması çağrısını yineleyen Bahçeli, Güneydoğu’da yapılan okul boykotunun hafife alınacak bir şey olmadığını ifade etti. BDP’nin referandumda aldığı boykot kararının bazı illerde uygulamadığını, Mersin, Aydın, Çanakkale, İzmir, İstanbul’da "PKK yandaşları" tarafından "evet" oyu verildiğini öne süren Bahçeli, "Bu Anayasa değişikliği sonrası daha geniş kapsamlı bir anayasa değişikliğinden beklentilerle PKK’nın talepleri arasındaki ilişkiyi netleştirmek açısından bir rol paylaşımı olduğu da açıklıkla görülüyor. Bir coğrafyada boykot yapıyorsunuz, demokratik özerklik ya da federal bir yapının siyasi haritasını ortaya koyabilecek yaklaşımları sergiliyorsunuz. Ama öbür taraftan bir başka yerde yaşayan PKK yandaşlarının evet oyu verdiği ifade ediliyor. Onun için YSK’dan ısraren söylüyorum. Bu referandumda hangi köy ve mahallede hangi oyların kullanıldığı, evet’in, hayır’ın nereden çıktığı veya nerede sandığa gidilmediğinin netleşmesi lazımdır ki Türkiye önünü görebilsin, Türkiye’nin üzerindeki rol paylaşımı ne ölçüde doğrudur, bunlar anlaşılabilsin" diye konuştu.

-"ERGENEKON ZIRVASI DEVAM ETTİRİLİYOR"-

Bahçeli, bir soru üzerine Ergenekon davalarının bir an önce sonuçlandırılması gerektiğini belirterek "2 yıldan bu yana sorgusu yapılmayan bir süreç devam ediyorsa bu, belli bir amaçla da kullanılmak için sürdürülen bir taktik olarak algılanmaya başlamıştır" dedi. Bahçeli, "2 değerli gazetecinin daha bugüne kadar sorgusu yapılmamış, daha neyle suçlandıklarını bilmiyor. Bir sendika başkanı aynı şekilde feryat ediyor. Bir çok değerli bilim adamı mesleğinden, hastasından uzaklaştırılmış, iki yıla yaklaşan bir süre içerisinden ne olacağını bilmiyor. Ama bir Ergenekon zırvası devam ettiriliyor. Buna artık son verilmesi lazım. Bu, artık aydınların talebi olmalı, bu siyasi kurumların talebi olmalı, bu hakimlerin talebi olmalı, Türkiye’yi sevenlerin talebi olmalı ki bu sürüncemeyle bu sürüncemenin arkasında oynanan oyunlar daha iyi fark edilebilsin" diye konuştu. Bahçeli, PKK’yla mücadelenin de ciddi bir şekilde taviz verilmeden sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.

-"FETHULLAH GÜLEN CEMAATİNE SAYGIMIZ AZALIYOR"-

Bahçeli, MHP’nin Türkiye’yi kucaklayan bir kurum olduğunu, Türkiye’de inanç temelinde var olan cemaat ve tarikatlara karşı kendi elemanlarını kısıtlama anlayışında olmadığını kaydederek "Ancak MHP’nin genel başkanlık makamı bir tarikatın, bir cemaatin siyasi sesi, siyasi odağı haline gelemez, buna dikkat etmek lazım" dedi.

MHP’nin bir üyesinin cemaat mensubu olmasına karşı olmadıklarını vurgulayan Bahçeli, "Ancak eğer bir parti mensubumuz cemaatin siyasallaşma süreci paralelinde hareket etmeye başlarsa MHP’yle ilişkisi kopmuştur. O zaman MHP’nin ilkeleri, kuralları, tüzüğü, parti programı dışında bir başka odağın yönlendirmesiyle toplumda siyasi kanaatlerini inanç sistemleriyle uygulamaya başlamış demektir ki biz bunu kabul etmiyoruz. Türkiye’de bu inanç kurumları veya toplumun saygı duyduğu birtakım manevi şahsiyetler ne kadar siyasetten kendisini ayırırlar ise, ne kadar bir siyasi partinin yanında gözükmek gibi bir hataya düşmezlerse Türkiye’ye çok daha büyük hizmet etmiş olurlar kanaatindeyim" diye konuştu. MHP içinde bazı kişilerin Fethullah Gülen Cemaati’yle ilişkileriyle referandumda "evetçi" anlayış içine girdiklerini ancak bunların önemli sayıda olmadığını belirten Bahçeli, "Bir dağa bir serçe konsa dağ ne kazanır, bir dağdan bir serçe kalksa dağ ne kaybeder" dedi.

Bahçeli, MHP’lilerin Fethullah Gülen Cemaati’ne saygısının da gittikçe azaldığını söyledi.

-"DEVLET VESAYETİ ALTINDA SANDIKTA SAHTEKARLIK VAR"-

Bahçeli, "devlet vesayetiyle" yapılan referandum sonuçlarının sağlıklı olmadığını ifade ederken Iğdır’dan bir sandık sonucundan örnek verdi. Iğdır Merkez İlçe 11142 sayılı sandık sayım sonuçlarına göre 7 evet, 55 de hayır oyunun bulunduğunu, ancak aynı sandığın sayım tutanağına sonucun 55 evet, 7 hayır olarak yazıldığını ifade eden Bahçeli, "Bununla ilgili kaç tane örnek vardır bilemiyoruz. Demek ki devlet vesayeti altında bir sahtekarlık var. Bunu gördükten sonra MHP’nin şurada şu kadar oy kaybettiğini iddia etmek, veya şuralarda AKP’nin fazla oy almasını üstün bir başarı olarak görmek mümkün değildir. Demek ki burada 55 ile 7 arasındaki fark AKP’ye yazılmış olan haksız bir destektir. Bununla ilgili birçok açıklamaları sırası geldikçe önümüzdeki günlerde yapabiliriz" diye konuştu.

Bahçeli bu tür örneklerin AKP, BDP ve CHP’nin elinde de olabileceğini ifade etti.

2

Haberin Devamı