Siyaset Balyoz'da 'ihsas-ı rey' iddiası
Paylaş
Balyoz'da 'ihsas-ı rey' iddiası

'Balyoz' kapsamında yakalama emri verilen 102 askerden biri olan Emekli Orgeneral Fırtına'nın avukatı sert konuştu

Balyoz Darbe Planı davası kapsamında İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hakkında yakalama kararı verilen Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral İbrahim Fırtına'nın avukatı Atilla Hekimoğlu, bir hukuk karmaşası yaşandığı belirterek, olayda ihsas-ı rey (bir yargıcın bakacağı bir dava ile ilgili görüşünü önceden beyan etmesi) bulunduğunu savundu.

Hekimoğlu, "Bu açık ve bariz hukuka aykırılık nedeniyle itiraz yoluna başvuracağız. Öncelikle mahkemeden bu kararın geri alınmasını talep edeceğiz. Hakimler yakalama müzekkeresine seni tutuklayacağım, diyerek tutuklama müzekkeresininin gerekçelerini yazmışlardır. Bakmakta oldukları davada hüküm vermeden önce görüş bildirmiş peşinen İhsas-ı rey de bulunmuşlardır. Ben ilk kez böyle bir durumla karşılaşıyorum. Mahkeme çelişkiye düşmüştür" dedi.

Basın mensuplarının sorusu üzerine Hekimoğlu, emekli Orgeneral Fırtına'nın kararı televizyondan öğrendiğini belirterek, "Şaşkındı, 'Televizyonda duydum. Böyle bir şey geçiyor' dedi. 'En kısa zamanda hukuki yollara başvuracağız, dedim" diye konuştu.

'102 KİŞİ KAÇAK TANIMINA UYMAMAKTADIR'

Hekimoğlu, Şişli Halasgargazi Caddesi üzerindeki bürosunda kamuoyunu bilgilendirmek için bir basın toplantısı düzenledi.

Atilla Hekimoğlu, kovuşturma aşamasında yakalama emri verilebilmesinin sadece ve sadece kaçak kişilere mahsus bir uygulama olduğunu vurguladı. Cumhuriyet Savcılığındaki soruşturma aşamasında da yakalama kararı verilebileceğini ifade eden Hekimoğlu, şunları söyledi:

"Onun koşulları başkadır. Kovuşturma aşamasında mahkemece sadece kaçak kişiler hakkında yakalama emri çıkartabilir. Bu CMK'nın 98'ıncı maddenin 3. fıkrasında düzenlenmiştir. Bunun dışında yakalama emri çıkartılamaz. Yakalama emri sanığın duruşmaya getirilmesine matuf bir karardır. Yani yakalanan kişinin tutuklanacağı anlamına gelmez. Yakalanan kişinin duruşmaya getirilmesi ve ifadesinin alınması ve gerekirse savunmasının alınması amacına yönelik bir uygumadır. Burada soruşturma aşamasında bu sanıkların büyük bir kısmı tutuklandılar. Tahliye oldular tekrar tutuklandılar. İtiraz üzerine tutuklandılar. Bu itirazda yasal açıdan uygun değildi. Tekrar serbest bırakıldılar. Şimdi soruşturma bitti kovuşturma aşaması başladı.

KAÇAĞIN TANIMI

İddianame ile dava mahkemeye gönderildi. Bu aşamada yakalama kararı çıkarılması sadece kaçaklara mahsustur. Kaçak nedir? Kaçak CMK'nın 247'inci düzenlenmiştir. Kaçağın tanımı şudur. Hakkındaki kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yurt dışında saklanan veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle mahkeme tarafından tarafından kendisine ulaşılamayan kaçak denir.102 kişi içinde hiçbiri bu tanıma uymamaktadır. O da kişinin kaçak olabilmesi için duruşmaya davetiye ile çağrılması gerekir. Veya davetiye çıkartılamıyorsa zorla getirilme müzekkeresi ile duruşmaya çağrılması gerekir. Bu yollara başvurulmadan bu yollardan sonuç alınıp alınılmayacağı belli olmadan daha işin başında bu kişilere kaçak denilmesi mümkün değildir. Bu yollara başvurulmadan bu sanıkların kaçak olduğu bilinemez"

Davanın henüz yeni açıldığını ve sanıkların duruşmaya gelmeyecekleri, kaçacakları, yurt dışına çıkacakları veya yurt içinde saklanacakları yönünde hiçbir somut olduğu bulunmadığını kaydeden Hekimoğlu, şöyle konuştu:

"Bunların ya davetiye ile duruşmalara çağrılmaları lazım. Yahut koşulları varsa şayet zorla getirme diye bir müzekkere vardır. O müzekkere yazılmak suretiyle duruşmaya getirilmesi gerekir. Yakalama emriyle duruşmaya getirmek bu aşamada düşünülemez. Mahkeme kararına bakıyoruz. 98 Maddenin 3 fıkrasına göre bu kararı çıkarmış yani bunları kaçak kabul etmiştir. Kabul etmemekle birlikte biran için bunları kaçak olduğunu kabul edelim. Ancak mahkeme bir hataya daha düşmüştür. Bu yakalama emrinin gerekçesi olarak, tutuklamanın yani tamamen farklı bir müessese olan tutuklamanın gerekçelerini yazmıştır kararına. Yani yakalamanın amacı nedir alınıp duruşmaya getirilmesi. Bu kişi bugün yakalansa hemen duruşma açabilecek misiniz? Açamayacaksınız 16 Aralık duruşma bırakmışsınız. Ben hemen yakalayıp hemen duruşmaya çıkarabilirim, diyebiliyorsunuz mesele yok. Böyle bir şey olamayacağına göre. Şu anda yakalama müzekkere tamamen yasal dayanaktan yoksun bir şekilde verilmiştir. Ve üstelik yakama müzekkeresinin gerekçesine hiç ilgisi olmadan tutuklamanın gerekçesi yazılmıştır. Yani hakimler bir bakıma bu yakalama müzekkeresini senin tutuklayacağım ona göre diyerek tutuklama müzekkeresinin gerekçelerini yazmıştır. Yakalanacak kişiyi sonradan tutuklayacağız diyerek peşinen İhsas-ı Rey de bulunmuşlardır"

BİR İKİ GÜN İÇİNDE İTİRAZ EDECEĞİZ

Yakalama emri ile tutuklama emrinin amacının ayrı olduğuna dikkat çeken Hekimoğlu, "Bir hukuk karmaşası yaşanmaktadır. Bu itibarla biz dün bir kısım sanık müdafi arkadaşlarımızla birlikte bir durum değerlendirmesi yaptık. Bu açık ve bariz hukuka aykırılık nedeniyle itiraz yoluna başvuracağız. Öncelikle mahkemeden bu kararın geri alınmasını talep edeceğiz. Bu talep kabul görmezse itiraz merciine giderek bu yakalama yönündeki kararın kaldırılmasını talep edeceğiz" dedi.

TELEVİZYONDAN DUYMUŞ ŞAŞKINDI

Hekimoğlu açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Müvekkiliniz teslim olacak mı?" sorusuna "Onu bilmiyorum. O ayrı bir konu kendi insiyatiflerinde. Ben sanık müdafi olarak hukuki bir süreçte neler yapılacak onları size söyleyebilirim"dedi. Hekimoğlu, "İbrahim Paşa ile görüştünüz mü. Karara tepkisi ne olmuş?" sorusuna "Cuma günü görüştüm. Şaşkındı. Televizyonda duydum. Böyle bir şey geçiyor dedi. Olamaz, yanlışlık olmasın dedim. Televizyonlar veriyor dedi. Evet doğru. En kısa zamanda hukuki yollara başvuracağız dedim bekleyelim dedi. Kendisinin nerede olduğunu bilmiyorum. Ankara'dadır çünkü evi orada" dedi.

TUTUKLULARA KAÇAK MUAMELESİ YAPILMASI MANİDAR

Hekimoğlu, mahkemenin görev ihmali yapıp yapmadığına ilişkin bir soruya, "Bir mahkeme için ağır bir görev ihmali. Ancak şöyle düşünüyorum kişisel kanaatim. 2005 yılından önce yürürlükte olan CMUK'nda gıyabi tutuklama müzekkeresi çıkarılması durumu vardı şu anda yok o. O alışkanlıkla, o zaman mümkünde tensiple birlikte mümkündü. Tensiple verilebilirdi gıyabi tutuklama. Şu anda yakalama tensiple mümkün olmaz. Ben iyi niyetle düşünüyorum. Eski alışkanlığın ürünü. Bunun YAŞ'la alakası olabilir mi onu bilmiyorum. Ben ancak hukuk çerçevesinde konuşabilirim" dedi. Basın mensuplarının Albay Dursun Çiçek ve Cengiz Köylü'nün tutuklu olmalarına rağmen yakalama kararı çıkarılmasına ise Hekimoğlu, "Dursun Çiçek ve Cengiz Köylü'nün tutuklu olmalarını rağmen kaçak muamalesi yapılması manidar." yanıtını verdi.

Taner YENER / İSTANBUL DHA

4

Haberin Devamı