Başbakan Binali Yıldırım, Malta Cumhurbaşkanı Marie Louise Coleiro Preca ile görüştü.

Resmi ziyaret kapsamında Malta'nın başkenti Vallettada bulunan Başbakan Yıldırım, ilk olarak Malta Cumhurbaşkanı Preca ile San Anton Sarayı'nda bir araya geldi. Basına kapalı gerçekleşen görüşme, 50 dakika sürdü.

YILDIRIM'IN AÇIKLAMALARI

Başbakan Yıldırım, sonrasında Malta Başbakanı Joseph Muscat ile de bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından iki lider basın mensuplarının karşısına geçti.

Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından satırbaşları:

"Malta'nın 15 Temmuz'dan sonra hükümetimize ve demokrasimize açıkça destek vermesini takdirle karşılıyoruz. Sayın Başbakanla mülteci sorununu ve Suriye'yi de ele aldık. Suriye'de ve Libya'da siyasi çözümlerin bulunup, istikrarın sağlanması gibi konuları ele aldık. Bu konuda müşterek olarak neler yapabileceğimizi de değerlendirdik.

AB ile Türkiye arasındaki mülteci anlaşması ve vize serbestliği ile ilgili bugün yaşanan sorunları da değerlendirdik. Bu konularda AB'nin yeni bir akış açısıyla daha hızlı hareket etmesi gerektiğini ifade ettik.

Malta geleneksel bir denizci ülkesidir. Gemi sicili bakımından dünyanın en büyük 3. ülkesidir. Denizcilik bakımından ilişkimizi ilerletme fırsatı olduğunu anladık. Gelecekte yabancı dil eğitimi anlamında daha yakın çalışma ihtimalimiz olduğuna karar verdik.

Özellikle Libya, Malta için önemli bir ülke. Burada sorunların giderilmesi hem göçmen sorununun çözümü hem de terörle mücadele için önemli. Bu konuda gayretlerimiz var, Malta'nın da gayretleri var bu gayretlerin sonuca ulaşması önem arz ediyor."

Seçim zamanı ülkelerde popülizm yaygındır. Bizim beklentimiz, seçimlerin ötesinde AB-Türkiye ilişkilerinin değerlendirilmesi geliştirilmesi.

"KIBRIS'TA ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN BEDELİNİ TÜRK TARAFI ÖDÜYOR"

Kıbrıs'ta bir süredir görüşmeler devam ediyor. Geçen gün Anastasias kapıyı vurup çıkmış, kriz oldu diye haberler çıktı. Sonrasında Anastasias, 'Ben sigara içmeye çıktım' dedi. Türkiye, her zaman çözümün yanındadır. Çözümsüzlüğün bedelini Türk tarafı ödüyor. Eminim ki burada bulunacak çözüm, güvenliği sağlayacak ve her iki tarafın adil eşit yönetişim hakkını da beraberinde getirecektir. Bu konuda AB'nin üzerine düşen görevler de vardır. Türkiye'nin 4 özgürlük dediği hususları da AB'nin güvence altına alması gerekiyor.

"HARİÇTEN GAZEL OKUMAK OLMAZ"

Türkiye 5 yıldır, 3 milyon göçmene ev sahipliği yapıyor. Onlarla aşını paylaşıyor, onlara eğitim veriyor. Başkaları sadece uzaktan bakıyor. Türkiye zorda olanlara yardım eden bir ülkedir. Ancak Türkiye aynı zamanda DEAŞ'la, PKK'yla, FETÖ'yle mücadele ediyor. Hangi Avrupa ülkesinde uçaklar meclisi bombaladı, silahsız insanlar acımasızca öldürüldü? Basın özgürlüğü evrensel bir haktır. Genelde insanların görüşlerini ifade etmeleri evrensel bir haktır. Türkiye bir hukuk devletidir. Türkiye'de bu hakları herkes kullanıyor, kullanmaya devam edecektir. Basın özgürlüğü ayrı bir şey, basın özgürlüğü kisvesi altında teröre destek olmak farklı bir şey. Bir basın kartı alıp, teröristlere lojistik destek vermek basın özgürlüğü değildir. Gerçekler ters yüz edilip, Türkiye'de basına baskı varmış gibi bir sonuç çıkartılmaya çalışılıyor. AB üyeliği için 23 ve 24. fasılları AB açsın, ne söyleyeceklerse cevabını verelim. Hariçte gazel okumak olmaz. Bu fasıllar açılsın, biz bu konuyla ilgili ne varsa konuşmaya hazırız.

"MHP İLE ORTAK ETKİNLİKLER YAPABİLİRİZ"

16 Nisan'da bir halk oylamamız var. Anayasal sistemde, parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişi öngören bir değişiklik yapacağız. MHP ile bir amaç birliğimiz var. MHP bu değişikliğin lehinde kampanya yapıyor. Söylemlerimizin benzer olması doğal. Gerekirse bazı ortak etkinliklerde yapabiliriz.

Malta'dan sonra Münih Güvenlik Zirvesi'ne katılacağım. Orada Almanya Başbakanı Merkel ve ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile bir görüşme yapacağım. Başka liderlerle de görüşebilirim. Aynı gün Almanya'daki vatandaşlarımızla bir araya gideceğiz.