Gündem Başbuğ: Heron'ları Irak'ın kuzeyinde kullanıyoruz

Başbuğ: Heron'ları Irak'ın kuzeyinde kullanıyoruz

Paylaş
Başbuğ: Heron'ları Irak'ın kuzeyinde kullanıyoruz

Başbuğ: Heron'ları Irak'ın kuzeyinde kullanıyoruz

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, "Son 10 gündür bizim Heron sistemlerini, Türkçe biz onlara gözcü sistemi diyoruz, İsrail’den satın aldığımız gözcü sitemlerini, biz de Irak’ın kuzeyinde kullanmaya başladık" dedi.

Orgeneral Başbuğ, İpek Yolu-2010 General/Amiral Semineri’nde yaptığı konuşmanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, bir soru üzerine "Son 10 gündür bizim Heron sistemlerini, Türkçe biz onlara gözcü sistemi diyoruz, İsrail’den satın aldığımız gözcü sitemlerini, biz de Irak’ın Kuzeyinde kullanmaya başladık. Irak’ın kuzeyinde belirli bir mesafede Amerikalılarla koordine etmek suretiyle yaklaşık 10 gündür bizim gözcü sistemini kullanıyoruz. Bunu kendi personelimiz kullanıyor" dedi.

Bir gazetecinini Hakkari’deki saldırıda istihbarat zaafı olup olmadığına yönelik sorusu üzerine Orgeneral Başbuğ, Türkiye-Irak sınırının dünyanın en zor coğrafyaları arasında yer aldığını belirtti. Orgeneral Başbuğ, "Hakkari’deki saldırıda istihbarat zaafiyeti olduğuna ilişkin söylemlere katılmıyorum" dedi. Başbuğ, bir başka gazetecinin bazı siyasilerin dile getirdiği gibi olağanüstü hal uygulamasının gerekli olup olmadığına ilişkin sorusunu da
"Olağanüstü halin söz konusu olduğunu düşünmüyorum" diyerek yanıtladı.

"SABIRLA, KARARLILIKLA MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, terörle mücadelenin zor bir konu olduğunu belirterek, "Terörle mücadele elbette acılı ama sabırlı olmamız lazım. Kararlılığımızda en ufak bir olumsuz şey söz konusu değil. Sabırla, kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz, bundan kimsenin bir şüphesi olmasın" dedi.

Orgeneral Başbuğ, "Türkiye’ye yönelik Irak’ın kuzeyinden saldırılar gerçekleştiriliyor. Bunun hakkında NATO ne düşünüyor? İstihbarat paylaşımıyla ilgili bir sıkıntı söz konusu mu?’ şeklindeki soru üzerine Orgeneral Başbuğ, "Irak’ın kuzeyindeki terör örgütüne yönelik 2007’den beri ABD ile istihbarat ilişkilerinde bulunduklarını" söyledi. Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti:

"Burada bir yanlış anlama var. Herkes şöyle zannediyor; ’karşınızda bir televizyon ekranı var. Bu televizyon ekranında bütün Irak’ın kuzeyini görüyorsunuz, Irak’ın kuzeyindeki kilometrelerce her noktada ne oluyor televizyon ekranında görüyorsunuz’ gibi, insanlar öyle tahlil ediyor. Real time information
bilgisini insansız hava araçlarıyla alıyorsunuz, ama insansız hava aracının bütün Irak’ın kuzeyinde, bütün terörist faaliyetlerini saniye saniye görüntülemesi söz konusu değil. Nereye öncelik verirseniz, o insansız hava araçları o bölgeye gidiyor. Ayrıca hava şartlarından, bu insansız hava araçları etkileniyor."

"ABD’nin özellikle insansız hava araçları ile bize sağladığı istihbarat desteğine biz her zaman teşekkür ediyoruz" diyen Orgeneral Başbuğ, "Son 10
gündür bizim Heron sistemleri, biz Türkçe olarak onlara gözcü sistemleri diyoruz, İsrail’den satın aldığımız Heron gözcü sistemlerini biz de Irak’ın kuzeyinde kullanmaya başladık" diye konuştu.

"ÇOK ZOR BİR ARAZİ, MÜCADELE ETTİĞİNİZ İSE TERÖRİST"

Orgeneral Başbuğ, bir gazetecinin "Irak’ın kuzeyinde denetim yetkisi var mı?" şeklindeki sorusu üzerine "Irak’ın kuzeyinde, belirli bir mesafede,
oradaki Amerikalılarla koordineli kullanıldığını" belirtti.

Orgeneral Başbuğ, başka bir gazetecinin "İsraillilerin Heronların eğitimini yeteri kadar vermediği yönünde iddialar var. Heronların yeterli
kullanılmadığı söyleniyor" şeklindeki sözlerine "Almış olduğumuz Heron sistemlerini biz kendi personelimiz, Hava Kuvvetleri personelimiz kendisi
kullanıyor. Eğitimi aldı, bitti; yeterliyiz. Kullanmaya başladık, kullanıyoruz" karşılığını verdi.

Başka bir gazetecinin "Hakkari’deki saldırı sonrası istihbarat zafiyeti olduğuna yönelik bir takım iddiaların bulunduğunu belirtmesi üzerine Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Başbuğ, bu tür eleştiriler için Türkiye-Irak sınırının coğrafyasının çok iyi bilinmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye-Irak sınırının, dünyanın en zor coğrafyalarından olduğunu vurgulayan Orgeneral Başbuğ, saldırının yapıldığı bölgeyi, dün Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ve bazı bakanlarla ziyaret ettiğini anımsattı. Orgeneral Başbuğ, "Özellikle Şemdinli ile Irak hududu bölgesini ilk defa gördüler, coğrafyasını. Gördükten sonra olayı çok net anlıyorsunuz. Birincisi arazi, çok zor bir arazi, ikincisi mücadele ettiğiniz ise terörist. Bütün terörist hareketlerini, hepsini tespit etme şansınız, olanağınız mümkün değil. Büyük bir arazi ve coğrafyadan bahsediyoruz" şeklinde konuştu.

"GRUP, 60 KİŞİ CİVARINDA"

Orgeneral İlker Başbuğ, Gediktepe Sınır Karakoluna yapılan saldırıya ilişkin bazı basın yayın organlarında terörist sayısına yönelik haberleri
eleştirerek, kimsenin ne kadar teröristin geldiğini söylemesinin mümkün olmadığını ifade etti.

"Gediktepe’deki saldırıyı gerçekleştiren grup, bizim değerlendirmelerimizle 60 kişi civarında. Diğer unsurlarıyla birlikte belki 100 civarında olabilir" diyen Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti: "Coğrafya zordur. Evet orada termal cihazlarımız var, termal kameralarımız var. Aslında oradaki birlik saat 11.30 civarında bazı görüntüler tespit ediyor, onlara mukavele de ediliyor. Ancak arada 1-2 saatlik bir süreç var. Netice olarak coğrafyayı bilmeden değerlendirme yapmak çok yanıltıcı olur. Özellikle biz de dün gittik o coğrafyaya. Arkadan gelen böyle küçük grupları izlemenin, zor gece şartları da var. Takip etmeniz kolay iş değil. İstihbarat zafiyeti konusuna katılmıyorum. Özellikle Silahlı Kuvvetler olarak haziran ayının başından beri böyle terörist eylemlerini bekliyoruz, beklediğimizi de ifade ettik. Önemli olan bu saldırılara karşı her yerde hazırlıklı olmanız, yeterli olmanızdır. Elbette her şey yeterli değildir. Yine de her zaman nerede eksiğimiz, yetersizliğimiz var, bunları her seviyenin düşünmesi lazım. Elbette alınacak tedbirler var. Bunların da alınması lazım."

"GÖREVİMİZ; TERÖRİSTİ BULUP, ETKİSİZ HALE GETİRMEK"

Orgeneral Başbuğ, başka bir gazetecinin "OHAL’e gerek var mı?" şeklindeki sorusuna da "Şu anda söz konusu olduğunu düşünmüyorum" yanıtını
verdi.

Saldırının, bir karakola yapılan saldırı olmadığını vurgulayan Orgeneral Başbuğ, "Yaz döneminde orada Mezar Gediği diye bir geçit var. Orası
teröristlerin ana hareket alanlarından birisi. O alanı kontrol etmek için yaz döneminde arazide, bizzat arazide, orada herhangi bir yapı yok. Orası, bir sınır
bölüğü tarafından teşkil eden görev yapılan bir bölge" dedi.

Orgeneral Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"TSK olarak terörle mücadeledeki görevimiz bellidir. Görevimiz, terörist nerede ise arayıp, bulup etkisiz hale getirmek. Dün benim orada erinden üst
rütbeli komutanlarına kadar hepsi ile görüşme şansım oldu. Sayın Başbakanla ve diğer bakanlarla da beraberdik. Oradan şu duygularla ayrıldık; oradaki en küçük rütbelisinden en büyük rütbelisine kadar personelimiz görevine yüzde yüz bağlı, morallerinin çok üstün noktada olduğunu gördük. Bir er vardı, olayda yaralanmış. 28 gün sonra terhis olacak. Orada kendi aramızda konuşurken, ’çok kısa süresi kalmış erlerimizi geri bölgelerde askerliğini bitirebilir miyiz?’ diye düşündük, konuştuk. Ondan sonra ben kendisine sordum ’bu konuda ne düşünüyorsun?’ dedim. Erin cevabını bugün gazetelerde okumuşsunuzdur. Bizim Mehmetçiğimiz budur. Mehmetçiğimiz bu, gücümüz bu. Halkımızın bize verdiği destek çok önemli."

"ONLAR BİZİM EVLATLARIMIZ"

Orgeneral Başbuğ, terörle mücadelenin zor olduğunu belirterek, "Karşınızda silah taşıyan, ateş eden terörist var. Bu, bir çatışmadır. Terörle
mücadele zordur, terörle mücadele elbette acılı ama sabırlı olmamız lazım. Kararlılığımızda en ufak bir olumsuz şey söz konusu değil. Sabırla, kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz. Bundan kimsenin bir şüphesi olmasın" dedi. Son dönemdeki terör olaylarında 12 erin şehit olduğunu anımsatan Orgeneral Başbuğ, şunları kaydetti:

"Tabi ailelerinin acılarını anlıyoruz, çok büyük... Onların acılarını anlamak ayrı bir şey ama aynı şeyleri aynen yaşamak mümkün değil. Bilin ki, şöyle
ifade edeyim, o şehitlerimizin anne baba, kardeşi, eşinden sonra bu acıyı en fazla yaşayan biziz, bunu herkes bilsin. Tabi mutlaka anne, babalar ve
kardeşleriyle kendimizi eşitleyemeyiz ama onlardan sonra onların canını kaybeden vatan evlatları, şehitleri için en fazla acıyı taşıyan kim derseniz, o acıyı biz taşıyoruz. Onların aynı zamanda sorumluluğu da var. Onlar bizim bir evladımız, orada da ifade ettik, tabii ki onlar ilk önce anne babalarının evladı, ondan sonra onlar bizim de evladımız.

Bu acıyı yüreğimize gömüp, kararlılıkla tabi ki görevimize devam edeceğiz. Tabi önemli olan, bize düşen görev; bu mücadeleyi, kararlılıkla sürdüreceğimiz bu mücadeleyi, elbette en az zayiata, can kaybına neden olacak şekilde sürdürmek için ne yapılması gerekiyorsa bunları da yapmak da bizim görevimiz ve sorumluluğumuz."

Sarp Özer / AA

2