Giriş
“Yürütmenin tek bir kişiye verilmesi diktatörlük eğilimini ortaya çıkarabilir. Başkanlık sistemi ‘kafasının dikine’ gidecek bir başkana daha fazla olanak sunuyor.”
***
“Muhalefetsizlik problemi başkanlık sisteminin ciddi bir handikapıdır. Başkanlık sistemi Amerika kıtasında ve bazı Afrika ülkelerinde denendi. Latin Amerikalılar bunu uyguladılar ama hepsinde sorun çıktı. Başkanlık sisteminin Latin Amerika’da birbiri ardına diktatörler yarattığına yakın tarihte tanık olduk. Seçimle gelmiş olsa dahi, başkanlar, yetkilerini daha da güçlendirmeye, meclisleri feshederek tek adam olmaya yöneldiler. Sistem bu tip başkanlara diktatörlüğün yolunu açtı.”
***
“Türkiye 700 yıllık bir imparatorlukta padişahın mutlak otoritesini yaşamış bir toplum. Mutlakıyeti cumhuriyetle aşmaya başlamış bir toplumuz. Osmanlı kültürü hâlâ siyasi kültürümüzün bir parçası. Şimdi potansiyel olarak diktatörlüğe yatkın bir rejimi alıp, bizim gibi demokratikleşmeyi henüz olgunlaştıramamış bir ülkeye adapte ettiğiniz zaman, ‘tek-adam’lık ciddi bir risk olur. O nedenle, kendi elinizle bir diktatör seçer hale gelirsiniz.”
***
“Bir siyasi partide liderliği ele geçiren kişi onu kaybetmemek için ne gerekiyorsa yapıyor. Böyle bir kültürde başkanın halk tarafından seçildiğini ve tek başına ülkeyi yönetmeye kalktığını düşünün. Herhalde bunun sonu ‘seçilmiş padişahlık’ olur. Başkanlık sistemi çok büyük bir risktir. Bu risk ABD’de dahi ortaya çıktı. Birçok ABD’li anayasa hukuku uzmanı başkanlık sisteminin diktatörlük eğilimini potansiyel olarak barındırdığını yazar.”
***
5 yıl önce söylenmiş sözler bunlar…
Anayasa Hukuku Profesörü Zafer Üskül tarafından…
Zafer Hoca, “Muhalefetsizlikten hoşlanan, kafasının dikine giden, tek adam zihniyetli liderler başkanlık sistemini seçilmiş padişahlığa çevirebilir” diyor.
Zafer Üskül, 2007 seçimlerinde AK Parti’den Mersin Milletvekili seçildi.
3 yıldır siyasetin içinde...
Potansiyel başkan adaylarıyla yan yana!
Merak ediyorum...
Hangi partiden olduğu mühim değil…
Bugüne kadar yukarıdaki özelliklere sahip olmayan bir Allah’ın kuluna denk geldi mi acaba?
